Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yılmaz Kırman
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

ŞEHİRLEŞEMEMEK

31 Mart 2024 tarihinde yapılacak mahalli seçimler takvimi belli olduktan sonra, aday adayları, akabinde aday belirlenmesiyle seçim atmosferine resmen başlayacağız. İlimiz ve ülkemiz için en hayırlısı olmasını diliyorum. Bu seçim sürecinde de sık sık duyup karşılaşacağımız özellikle Belediye Başkan adaylarından istekler ve beklentiler şehirlerin(şehirdeki bireylerin) tarih, kültür, yaşayış, eğitim ve ekonomi gibi durumlarıyla yakın ilişkilidir. Öyle ki kişisel beklentilerin ve belediyenin görevi olan rutin hizmetlerle ilgili isteklerin donatılması, şehir bilincinin ne kadar oluşmadığının kanıtıdır. Bunun yanında şehrin ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, eğitim ve dünyadaki şehirlerde var olan güzel örneklerin yer almaması çok üzücü bir durum. Şehirler insanların sadece ikamet ettiği yerler değildir. Şehir medeniyet demektir. Gerçek anlamda şehirleşememizin temel sorunu Olaya sadece nüfuslaşma ve binalaşma olarak görülmesidir.   ŞEHİR NEDİR? Türk Dil Kurumu şehri şöyle tarif eder:  Nüfusunun çoğu ticaret, sanayi, hizmet veya yönetimle ilgili işlerle uğraşan, genellikle tarımsal etkinliklerin olmadığı yerleşim alanı kent, site. *** Bu açıklamadan da anlaşılacağı gibi şehirler teknolojinin gelişmesi, iş imkanlarının çoğalması, daha planlı bir hayat sürme isteği, maddi kazancını artırma, sosyal, eğitim hizmetlerine daha kolay ulaşabilme, sportif ve kültürel etkinliklerden yararlanabilme isteğiyle nüfusu kalabalıklaşan büyük yerleşim yerleri olmuştur. Sadece nüfusu kalabalık ama alt ve üst yapıların çarpık, kültürel, eğitim ve sosyal etkinliklere nüfusun çoğunluğunun uzak kalması sonucu, şehirler büyük köyleri andırmaktadır. Çarpık yerleşmenin geri dönüşü çok külfetli olduğu için pek mümkün olmamaktadır. Şehirlerin fiziki çarpıklığının yanında kültür çarpıklığı da ön plana çıkmakta. Şehir ve şehirleşme aslında üst seviye sosyal ve kültürel yaşam demektir. Kuralların belli, saygı sevgi, yardımlaşma, kişi ve gruplar arasında kültür aktarımının olduğu, ekonomik olarak daha rahat, yaşam standardının her yönden yüksek olduğu yer ve olgu demektir. Şehirlere göç Endüstri Devrimi ile artmaya başlamış olup, hız kesmeden günümüze kadar devam etmiştir. Şehirleşme süreci, toplumların sosyal yapısı, coğrafi özellikleri, ekonomik ve kültürel özelliklerine göre yapılanmakla birlikte farklı kimlikler kazanmaktadır. Hızlı göçle birlikte önceden yaşadığı kişisel etkileşimin çok fazla olduğu, otokontrolün üst seviyede, örf, adet, gelenek ve göreneklere bağlı olarak yaşamın şekillendiği ortamdan, kendisini yalnız ve kimseye bağlı olmadığını düşünerek, doğrularını kendisinin oluşturmaya çalıştığı sonucu genelde kaotik bir ortam da beraberinde problemleri çözüm yollarını bulamadığı şehirlerde kendini bulmuştur. Şehirlere göç edenler genelde tanıdıklarının olduğu aynı mahallelere yerleşmeyi uygun görünce , eski alışkanlıklarla yeni şehir ortamındaki yaşam arasına sıkışıp kalmıştır. Öyle ki ne eskiden kopabilmiş ne de şehirleşmeye adapte olabilmiştir. Buna bağlı olarak da aile yapısı değişmeye başlamış, toplumsal sıkıntı ve sancılar artmıştır. Teknolojik gelişmeyle bu değişiklik ve bozulma hızla artmakta artık bataklık çok sinek üretmektedir. Temelde şehirlere bilinçsiz göçle başlayan süreç iyi yönetilememekten dolayı sonuçlarının telafi edilemeyecek sona doğru hızla yol almaktadır. Avrupa da bizden daha önce başlayan şehirleşme hem fiziki hem de fikri olarak çok daha iyi yönetilmiştir. En azında şehirlerin planlanması, yaşam alanlarının oluşturulması, kuralların belirlenerek uygulanmasına özen gösterilmesi bize göre daha iyi alanlar olarak görülmektedir.   ÇÖZÜM İÇİN YAPILMASI GEREKENLER Bu durumun düzeltilmesi için kişiler arasında ekonomik farklılıkların azaltılması, ortak yaşam bilinci ve uygulanması konusunda özellikle çocuklarımıza ve gençlerimize sahip çıkılması, aile yapısının güçlendirilmesi, sportif ve kültürel çalışmaların şehrin her tarafına yayılarak ulaşılabilirliğin sağlanması.  Sivil Toplum Kuruluşları şehir yaşamı için çok önemlidir. Bu kuruluşların çalışmalarını tabana yayması.  Her türlü ayrıştırıcı düşüncelerin yaşamasına zemin hazırlamamak. Kısaca başarılı şehirlerdeki çalışmaları kendimize uyarlamak.  Seçimle  geleceklere kurtarıcı gibi bakmak yerine, hizmeti en iyi yapacak olarak görmeliyiz. Gelişme, ilerleme ve başarılı olmayı kendimizden başlatalım lütfen. Güzel şehirde yaşamak herkesin hakkıdır sonuçta.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç
Sayın Gayrimenkul