Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Rumuz leyla
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Kadının gözünden

Kadın… Ah kadın olmak! Kadın: Anne Kadın: Aşçı Kadın: Evimize gelen abla Kadın: Yazar Kadın: Müdür Kadın: Komşu Kadın: Eş Kadın: Keder Kadın: Gözyaşı Kadın: Uykusuz gece Kadın: Cahillerin dedikodu sofrası Kadın: Ahlâk bekçilerinin ego savaşı Ve Kadın: Yaşayan ölü… Kadın mı? Kadın her şeydir aslında .Dünyanın en güzel varlığı, bir o kadar da en zor emanet edilecek cevheri.. Kadın, ah kadın! İstese de istemese de bütün fedakârlıkları hesapsızca sorgusuzca yapacak kadar da güçlü.  Vücudunun her zerresine, en küçük hücresine kadar hissederek, yaşayarak yapar… Bu kadar derin ve yoğun yaşayabilmesi elbette bir lütuf, bir mucize çünkü kadın dört mevsimi de doya doya hissederek yaşar ama kadın olmak buysa bunların bedelini ağır ödettirecek kadar da acımasız bir dünyada yaşar. “Acımasız”, “hoyrat” ve aynı zamanda “âciz” dediğimiz bu dünya da insanların olduğu ya da olmak istediği yer… Kadın, ah kadın! Gitmek, terk etmek, kaçmak ister ama canı acıyan, üzdüğünüz o kadın var ya o gittiği zaman evin ruhu da onunla birlikte gider. Belki de bu çok iyi bilindiği için izin verilmiyordur gitmelerine. Elleri, kolları, en çok da ruhları psikolojik şiddetle prangalıdır ama bilmiyorlar ki o ruhu öldürmüş, o ruh çoktan ölmüş, o ruh çoktan başını alıp gitmiş ardında kendini bile bırakarak, kendinden bile vazgeçerek… Sen o öldürdüğün ruhla var olduğunu, birlikte yaşadığını sanırsın; halbuki aslında bile bile kendini kandırırsın. Gerçeği kabul etmek zordur, çok ağır gelir insana… Kadın, ah kadın! Gider ya da gidemez anlayamazsınız; dünyaya onun gözünden bakmadığınız sürece; onun sesinden bu dünyaya nasıl seslendiğini duyamazsınız kulağınızı vermediğiniz sürece… O yüzden yargılayamazsınız, yargılatamazsınız! Bırakın herkes kendi vicdanıyla hesaplaşsın. O “Empati” kelimesi var ya hayatın en ağır kelimesidir aslında, görmüyorsan telaffuz dahi etmeyeceksin! Her ahlaksızlığın, her namussuzluğun, her dedikodunun, her mutsuzluğun bedelini kadına ödettirmeyeceksin, vazgeçin! Kadın sadece kadındır… Anne babaların kendi evlatlarında doyuramadıklarını doyurmak, düzeltemediklerini düzeltmek yazgısı için bu dünya gelmediler. Kadın kadındır… Kadın kimsenin annesi, babası yahut kardeşi değildir. Kadın kendi çocuğunun annesidir sadece.. Ya siz değil misiniz banyonuzun hava alması, rutubet yapmaması için parayla havalandırma yaptıranlar? Banyonuza bile bunu düşünürken bu koca dünyada kadına mı nefes alacak bir yer bulamıyorsunuz? Çok mu zor? Ahlaklı, vicdanlı, merhametli ve mutlu bir dünya mı istiyorsunuz? O zaman o kadının gözündeki ışığı yok etmeyeceksiniz. O ışık yok oldu mu kalbin de gözün de kör olur. Kalbine dokunamazsanız o yarattığın karanlığın için de yok olur gidersiniz. Gözünüzden önce kalbiniz kör olur. Bir bakmışsınız ki etrafınız ruhsuz yaşayan ölülerle dolmuş. Işık yok diye karanlıkta yaşadığınız için alkışlanacaksınız.. ama o alkışlayanlar bilmiyorlardır ki kendileri de ışığını kaybetmiş ve yaşayan ölü olmuşlar O yüzden o cevher ağır geliyorsa duracaksın. O cevher değersizleştiriliyorsa düşüneceksin. Ağlatmayacaksın ki ağlayamayacaksın. Üzmeyeceksin ki üzülmeyeceksin. Merhametli olacaksın ki merhametsizliklerle savaşmayacaksın. Güzel bakacaksın ki sana güzel baksınlar. Seveceksin ki seni sevmeleri için, daha fazlası için mücadele etmeyeceksin. Ah kadın, ah yüreği yamalı kadınlar bugün senin günün. Hiç kimsenin, ruhunuzu vaktinden önce mezara gömmelerine izin vermeyin. Açın dolaplarınızı, düğünler ve özel günler için sakladığınız, kıyamadığınız, gözünüz gibi baktığınız o ışıl ışıl kıyafetlerinizi artık oradan çıkarmanın vakti gelmiştir.  O dolaba kendi ruhunuzu tutsak etmeyin. Günü gelince çıkar dediğiniz o gün bugün işte! Kadının duyguları dolapta saklı kalıp vakti geldiğinde başkaları için çıkacak bir pullu etek değil Bırakın o dolapta eskiler, yamalılar kalsın. Işıl ışıl olsun eteğiniz, elbiseniz, saçınız. Salın ruhunuzu bu dünyaya; beden senin, ruh senin, saç senin, tırnak senin… Kimsenin ışığınızı söndürmesine izin vermeyin.  

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER