Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yılmaz Kırman
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

HAYATINIZDA “RETORİĞE” YER AÇIN

  Kişiler fikirlerini ve görüşlerini topluluk önünde niçin açıklayamazlar?     Yapılan araştırma ve gözlemlere göre ülkemizde insanların %75’i kendilerini anlatmaktan ve başkalarını ikna etmekten şüphe duyuyorlar. Bu bir korku mudur, yoksa yaşanmışlıkların sonucu oluşan travmalar mıdır?  Öyle ki günümüzde azalsa bile hala toplum önünde konuşmaktansa ölmeyi tercih ederim diyen çok insan vardır.  Nedenini basitçe şöyle anlatabilirim;  Biz hiçbir zaman nerede, nasıl doğru konuşacağımız konusunda eğitilmedik ve cesaretlendirilmedik. Sadece kıyaslama ve örnekler anlatıldı uygulamalar konusu tam bir sıfır.     Toplum önüne çıkıp ikna edici ve etkileyici konuşmalar konusunda pek olumlu tecrübelere sahip olmadığımız gibi, genellikle olumsuzluklar ön planda olmuştur. Bu olumsuzluklarda bizim bu konudan uzaklaşmamıza sebep olmaktadır,    Şöyle örneklendirirsek, ilkokulda günlerce çalışıp ezberlediğimiz şiirimizi kutlama kürsüsünde okurken, bir satırını unutup öylece kaldığımız bir andaki çevreden gelen gülmeler ve aşağılayıcı, alaycı bakışlar bizim bütün özgüvenimizi yerle yeksan etmeye yetmiştir. Yine sınıfta sözlüye kalktığımızda verdiğimiz bir yanlış cevaba aldığımız tepkilerde aynı sendromu yaşamamıza neden olmuştur.  Artık toplum önünde yapacağımız her sunum ve söylem öncesi bu travmayı yaşayıp vazgeçmişizdir. Çünkü toplum önünde yapacağın her konuşmadan önce  beynin arka bölümü sana sinyaller göndererek, başarısız olursun, otur yerine demektedir.    Ne kadar konuyla ilgili bilgin olsa da, çok iyi insan olsan da, yeterli birikime sahip olsan da karşına fikirlerini anlatma ve ikna etme fırsatını kullanamıyorsun.        Toplum önünde , insanlara kendini ve fikirlerini, projelerini anlatamayan kişi ,meslek ve sosyal yaşamında  hak ettiği  başarıyı  yakalayamamakta, yakalasa da çok geç kalmaktadır.                       Retoriği En İyi Kullanan Canlı Tavuk:       Tavukla ördek kıyaslaması yaparsak, Tavuk yumurtlamadan önce kendine güzel yer arar, yumurtladıktan sonra dakikalarca gıdaklayarak, ben yumurtladım , bunu ben yaptım diyerek etrafına adeta reklamını yaparak kendi eserini gösterir. Ama ondan daha büyük ve protein yönünden daha zengin olan ördek, yumurtasını alelade bir çalılıkta yumurtlar ve hiç ses etmeden oradan ayrılır. Kendi eserini hiç tanıtmaz!    Tavukta retorik var, ikna var, kendini ifade etme var, dikkatleri üzerine çekme var. O nedenle de insanlar hep tavuk yumurtası alır ve tüketir. Ördek yumurtasının nerde satıldığını bile bilmez. İşte bu retoriğin gücüdür.     Bizlerin de en az tavuk kadar görünür olmaya ihtiyacımız var. İyi konuşmayı, etkili konuşmayı, ikna edici konuşmayı öğrenmemiz gerekir.      Çünkü insan sabit kalan bir varlık değil, sürekli öğrenmesi gereken, sürekli gelişmesi, sürekliliği sürekli kılması gereken canlıdır. Sabit kalamayız, her gün bir önceki günden daha farklı olmak zorundayız. İnsanlarla etkileşimin ve iletişimin ne kadar güçlü olursa o kadar başarılı olursun. Bunu da “Retorik Sanatı” ile yapabilirsin.                                 Retorik Nedir?     Etkili ve ikna edici konuşma sanatı olarak tarif edebiliriz.  Ne? Neden? Ve Nasıl söylemeliyim veya  söylüyoruzun  bilimsel öğrenimidir. Sadece konuşmaya değil, düşündürmeye değil, eyleme geçiren karşısındaki kişi veye kişileri harekete geçirmeye yardımcı olan teknikler silsilesidir retorik.              Platon a göre retorik; Yargı yerlerinde yargıçları, mecliste üyeleri, halk toplantılarında ve bütün yurttaş toplantılarında bulunanları sözle kandırma kuvvetidir.    Retorik daha çok konuşma alanında yapılan bir sanat olarak bilinse de günümüzde, görsel alanda da karşımıza çıkar. Sanat, edebiyat, reklamcılık, felsefe, hukuk, tanıtım, satış, hatta spor gibi birçok alanda, kişi- kurumların görüş ve fikirlerini anlatmak, insanları etkilemek için kullanılmaktadır.               Retoriğin Tarihçesi:  Retorik sanatını insanlar çok eskilerden bu yana kullanmışlar ve bilinçli kullananlar başarılı olmuştur. Retorik sanatı bundan yaklaşık 2600 (ikibinaltıyüz) yıl önce planlı ve programlı olarak kullanılmaya başlanmıştır. MÖ dörtyüz yirmili yıllarda Antik  Yunanistan da çıkan güçlü bir etkileşim yöntemidir.   Demostales,  Aristotales, Sokrates ve Platon  gibi zamanın Retorik ustaları bulundukları topluma yön vermişlerdir.                   Tarihte en büyük retorik ustası Büyük İskender’dir.      Büyük İskender , binlerce insanı ikna ederek yıllarca ailesinden uzakta, öleceklerini bildikleri halde ikna gücüyle yanında sadık insanlar olarak tutmuş. Kelimelerin  gücü sayesinde zamanın en güçlü ordusunu oluşturarak , büyük devlet  olmuştur.     Retoriği çok iyi kullanan art niyetli insanlarda hep olmuştur. Olmayan gücünü satan politikacı, hatalı ürününü allayıp pullayarak satan pazarlamacı, yanıltıcı reklamlarla aslından farklı satışlar yapan profesyonel retorikçiler günümüzde de vardır, olmaya devam edeceklerdir. Bizler retoriği iyi bilirsek karşımızdaki kişilerin sunumlarını da çok iyi çözümleyebiliriz.   Bizler her zamanki gibi iyi düşünüp güzel şeyleri kendimizi geliştirmek ve insanlığa faydalı olmak için kullanalım. Kendimizi iyi ifade etmek için çalışalım. Korku ve başarısızlık kalıcı değil öğrenilmiş bir çaresizliktir. Bunu da yok etmek bizim elimizde.

YORUMLAR

4 adet yorum var

  1. Muazzam ve aydınlatıcı bir yazı olmuş. Teşekkürler

  2. Çok güzel bir konuya değinmişsiniz hocam , malesef günümüzde retoriği %90 politakıcılar kullanıyor, sadece seçim kazanmak için yapamayacakları şeyleride vaad ederek , milli ve manevi duyguları istismar ederek insanları ikna etmeye ve kandırmaya çalışıyorlar.

Yoruma kapalıdır.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER