Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ferhat YÜKSEL
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

ÖĞRETMENE UZANAN ELLERİNİZ KIRILSIN!

Gün geçmiyor ki, kendimizi şiddet sarmalının içinde bulmayalım… Bir lise öğrencisi düşünün. Sözde psikolojik sorunları varmış. Konu zaten burada başlıyor. Psikolojisi bozuk bir kişiyi neden okula gönderirsiniz ki? Neden o okulda okumasına izin verirsiniz? O kadar öğrenci ve öğretmenin canını neden tehlikeye atarsınız? Yatırın bir hastaneye veya tedavisini göreceği bir kliniğe; gereği ne ise orada yapılır. Daha sonrası zaten kendiliğinden gelir. ++++ Gelelim ikinci bölüme… Neden ikinci bölüm dedim? Çünkü oluşacak bir film tablosuna gidişatın yol haritasını tahmin etmek çok da zor olmasa gerek… Bu tarz durumlarda ergenliğin de vermiş olduğu birikimle gençler, daha farklı suça yönelmeye maalesef başlayabiliyorlar. 17 yaşında bir genç, Ankara’da okuduğu okula marifetmiş gibi elektronik sigara getiriyor. Ve tabi arkadaşlarına hava atma pahasına okulda şekil yaparken  öğretmenine yakalanıyor. Değerli öğretmenimiz bu durumu okulun Müdür Yardımcısı’na bildiriyor. Sonrasında Müdür Yardımcısı öğretmenimiz de gencin ailesine durumu anlatıyor.

++++

ÖĞRETMENE PUSU KURMAK NE DEMEK?

Vay efendim sen misin ailesine haber veren… Gururu incinmiş küçük beyefendinin… Sonrasında kafasında nasıl tasarladıysa, planı düşünmüş. Öğretmene pusu kurmak ne demek? Senin gelişmende ve geleceğinde en büyük payı olacak insana? Seni ADAM EDECEK kişiye? Kısacası SENİ SEN YAPACAK öğretmenimize bu terbiyesizliği nasıl reva görebildin kendinde? Düşündükçe sinir katsayım tavan yapıyor. Herkesi severim, hoşgörü ile yaklaşırım, hatta beni üzen kişiler için bile empati yapar, hatayı kendimde ararım. Ama söz konusu öğretmenlerimiz olunca akan sular durur. Onlar yani öğretmenlerimiz bu dünyanın en güzel insanlarıdır. 7’den 70’e herkes bugünlerini öğretmenlerine borçludur. Hatta çok iyi hatırlıyorum. Sokak röportajına çıktığımızda ‘İlk öğretmeninizi hatırlıyor musunuz, ismi ne idi?” diye sorduğumuzda yüzlerde öyle güzel bir tebessüm oluşurdu ki, görmenizi isterdim. Bizler toplum olarak böylesine saygı gösterirken, yeni nesilden kendini bilmez öğrencilerin bu denli hal ve hareketleri hiç de hoş olmuyor.

+++++

Ülke olarak içinde bulunduğumuz şiddet sarmalı gün geçtikçe olumsuz yönde ilerliyor zaten… Sinir krizi geçiren, kıskançlık sarmalı içine düşen, kendini kaybeden şahıslar, eşini, anne-babasını, kardeşini, akrabasını, arkadaşını veya dışarıdan bir kişiyi katlediyor, yaşam hakkını ellerinden alıyor. Konumuza dönecek olursak, bu gururu kırılan şahıs, elinde bıçakla öğretmenine pusu kuruyor ve seçtiği yerde beklemeye başlıyor. Okulun en sevilen öğretmenlerinden olan öğretmenimiz, merdivenden inip yürüdüğü esnada maalesef bu şahıs tarafından ayağından iki defa bıçaklanıyor. Bacağına 12 dikiş atılmış ama çok şükür öğretmenimizin durumu şuan iyi… Peki o öğretmenimizin bundan sonraki süreçte devam edecek psikolojisini düşünebiliyor musunuz? Kendisini öğrencilerine adamış ve yıllarca onların eğitim-öğretim hayatına dokunmuş bir insanın ne suçu var? Doğruyu ve doğru yolu anlatması ve göstermesi mi suç? Getirmeyeceksin kardeşim o okula getirmeyeceksin. Kural ne ise ona uyacaksın? İçeceksen de o zıkkımı dışarda içeceksin. Ne diye huzuru kaçırıyorsun? O yüzden lami cimi yok… Öğretmenlerimize uzanan elleriniz kırılsın… Hz. Ali’nin “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” sözünü unutmayalım. Sevgiyle kalın… Umutla kalın…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç
Sayın Gayrimenkul