Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yılmaz Kırman
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

GÜNDEMDEKİ “DİSLEKSİ”

İlimiz merkezindeki bir okulumuzda; 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında meydana gelen ve ülke gündemine düşen üzücü olayda DİSLEKSİ sözcüğü geçmesinden oldukça üzüntü duydum. Üzüntü duymam olayın içerisinde bir öğrenci hatta Disleksi tanısı konmuş çocuk olması. Bu olaya her kesimin kendi penceresinden bakması çok normal ama Disleksiyi bile bir hastalık görerek yayınlar yapılması ve konuşulması, kendilerince suçlu ilan ettikleri tarafa saldırmaları konunun aslında ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Böyle üzücü olaylarla karşılaşmamak için suçlu aramak yerine, eğitimle sorunlarımızı çözmeliyiz. Bu konunun paydaşları, aile, okul(öğretmen) ve Milli Eğitimdir. Ailenin çocuk gelişimini çok iyi takip etmesi. Disleksi ve DEHB gibi özel eğitim gerektiren alanlarda bilgi sahibi olması, Milli Eğitim Bakanlığı’nın artık bu alanda mutlaka eğitim çalışanlarını eğitmesi. Bu gibi farklı gelişimlerin ders konularına alınmasını sağlamalı. Öğretmenlerin velilerle iş birliği yaparak böyle öğrencilerimizin gelişimlerine yardımcı olmalı. Rehber öğretmenlerimizin çalışmalarda yönlendirici olmalı. Yoksa olayları kökten hal yoluna gitmezsek, bu konu bir şekilde kapanır.(Bir daha yaşanana kadar.) Biz yine başa dönerek yerimizde saymaya devam ederiz. Avrupa’da bu konu hakkında çalışmaların 1950’li yıllarda başlamış olduğunu düşünerek bizim bu konunun neresinde olduğumuz acı gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Disleksi olmak hayatta hep başarısız olmakmış gibi bir algı oluşturmak ise disleksi olan bireylere en büyük hakarettir. Dünyada Disleksi olup kendi alanlarında zirve yapmış birkaç isim söyleyince sanırım bu algınızdan kurtulursunuz. Sylvester Stallone, Muhammed Ali Clay, Henry Ford,Albert Einstein, Leonardo Da Vinci, Bill Gates bunlardan sadece birkaçı. Gelin beraber bu kadar konuşup yanlış sonuçlar çıkararak suçlu ilan ettiğimiz Disleksinin ne olduğuna, teşhis ve tedavisinin nasıl olması gerekliliğine kısaca göz atalım. Disleksi Nedir? Öğrenme güçlüğü olarak bilinen disleksi, bir bireyin normal zeka düzeyinde olmasına rağmen konuşma, okuma ve yazma becerilerinde sorunlar yaşamasına neden olan bir özel öğrenme bozukluğudur. Disleksisi belirtisi olan bir birey, konuşma seslerini tanısa bile, bunların harfler ya da kelimeler ile olan ilişkilerini öğrenmede zorluk çeker. Genellikle okuma bozukluğu şeklinde gözlemlenen disleksi, aynı zamanda dikkat ve hafızayı da etkileyebilir ve beynin dili işleyen bölgelerini etkiler. Disleksi olan bireyler diğer bireyler gibi normal zekaya sahiptir ve genellikle görüşleri ile ilgili bir sorun yaşamazlar.  Kendine özgü eğitim modelleriyle disleksi olan bireyler çok başarılı olabilirler. Duygusal destek de disleksi ile başa çıkma sürecinde oldukça olumlu sonuçlar vermektedir. Disleksi, öğrenme zorluğu dahil olmak üzere çeşitli sorunlara yol açabilir.   Disleksi erken teşhis ihmal edilmemelidir. En iyi çözümler erken teşhisle başlar.  Belirli bir tedavi olmamasına rağmen, erken teşhis ve müdahale en iyi sonucu verir. Ancak bazı vakalarda disleksi yıllarca teşhis edilmez ve yetişkinliğe kadar tanınmaz, Yine de disleksi için yardım ve destek almak için asla çok geç değildir. Disleksi en erken 1-2 yaştan itibaren kendini belli edebilir. Eğitim ve gelişim için ideal olan yaşlardır. DİSLEKSİ KAÇA AYRILIR? Disleksi belirtileri çok küçük yaşlarda görülmesine rağmen, Hiperaktiflik, yaramazlık, sakarlık ve zeka geriliği gibi adlandırılarak adeta uyku moduna alınır. Ancak birey okul çağına gelince, Disleksi şüphesi ile karşılaşır. Disleksinin bilinen altı farklı şekli vardır. Fonolojik Disleksi, Yüzeysel Disleksi, Görsel Disleksi, Travma Disleksisi, Birincil Disleksi, İkincil Disleksi. Şimdilik bilinen üzerinde çalışılan bunlar olsa da ilerde daha farklı Disleksi isimleri duyabiliriz. DİSLEKSİNİN SEBEPLERİ NELERDİR? Disleksi, genellikle aynı ailenin bireylerinde görülür. Beynin okumayı ve dili yöneten bölümünü yöneten genler ile çeşitli çevresel faktörler ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir. KİŞİDE DİSLEKSİ OLMA NEDENLERİ –Ailede disleksi veya diğer öğrenme güçlükleri görülmesi. Yani genetik aktarım. — Erken doğum veya doğumda düşük ağırlık gibi nedenler. — Anne karnında bebeğin nikotine, ilaçlara, alkole veya enfeksiyona maruz kalması. —  Hamilelikte bilinçsiz veya yanlış ilaç kullanımı. — Doğum sırasındaki olumsuz gelişmeler.(Bebeğin havasız kalması gibi.) Disleksi tedavi edilmediği takdirde, çocuklarda küçük yaştan itibaren özgüven sorunlarına, davranış sorunlarına, kaygıya, saldırganlığa, arkadaşlardan, ebeveynlerden ve öğretmenlerden kaçınmaya yol açabilir. Böyle bir süreçte çocuğun başarısız olmasına, arkadaşlarınca dışlanmasına, beklentilerinin kaybolmasına, kendini ifade edememesine, kısacası kendini kapatmasına neden olmaktadır. Okuma ve yetersizlik bir çocuğun büyüdükçe kendi potansiyeline ulaşmasını engelleyebilir. Bu nedenle yetişkinlerde disleksinin uzun vadeli eğitimsel, sosyal ve ekonomik sonuçları olabilir. Ayrıca ileri yaşlarda disleksi eğitimi daha zor ve ilerleme daha yavaş olur. DİSLEKSİ BELİRTİLERİ Disleksi belirtileri kişiden kişiye ve yaş grubuna göre değişim göstermektedir.  Ancak bu belirtilerden birkaçını basitçe sıralarsak;
  • Yaş grubundan çok geç konuşmaya başlama.
  • Kelimeleri, tekerlemeleri, manileri, yönleri, renkleri, söylemekte zorluk çekme.
  • Satır takibinde zorlanma.
  • Benzer harf ve sayı yazımında zorlanma.
  • Okumada cümleyi tamamlayamama.
  • Fiziksel olarak yazma çalışmalarında çok zorlanma.
  • Derinlik, uzaklık ve denge çalışmalarında vücudunu kontrol edememe. Ritim tutamama.­
Bu saydıklarım belirtilerden sadece birkaçı. Böyle davranan çocuklarımız olduğunda mutlaka okulda, sınıf öğretmeni ve Rehber Öğretmen ile iletişim kurarak Hastaneden Durum Raporu alarak özel ilgi ve eğitim almasını sağlayalım. Bu rapor çocuğun Özel Eğitim alması dışında, hiçbir şekilde siciline işlenmeyeceği için ailelerin korku duymalarına gerek yok. Sadece alacağım bu rapor ileride çocuğumun geleceğini engeller korkusu yaşayan aileler rahat olsun. Disleksi bireyi dışlamadan, ilgi duyduğu alandan başlayarak  ve başarılarını ödüllendirerek özel çalışma yapılan eğitimden geçmesi hayata daha erken başlamasına ve başarılı olmasına açılan kapıdır. Sonuç olarak DİSLEKSİ bir hastalık ve davranış bozukluğu değil, Özel Öğrenme Güçlüğüdür. Disleksi olan bireyler başarısız kişilerdir söylemi tamamen yanlıştır. Bu bireyler özel eğitimle çok başarılı olabilirler. Yeter ki biz onları tespit edelim. Duygusal ilgimizi de daha çok gösterelim. İyi eğitim almalarını sağlayalım. *Yılmaz Kırman *Disleksi Eğitmeni        

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç
Sayın Gayrimenkul