Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yılmaz Kırman
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

YEREL YÖNETİM ve TARİHÇESİ

Yerel yönetimler seçimlerine üç aydan kısa süre kalması, ilimiz ve ülkemizde tekrar seçim atmosferi oluşturmuştur. Her ne kadar Genel Seçimler kadar hızlı olmasa da her seçim bölgesinin dinamikleri kendini göstermeye başladı çoktan. Seçimleri bazen kişiler, genelde partiler üzerinden işlemeye ve değerlendirmeye çalışan bir toplumuz. Ama şunu unutmayalım;  seçilen her başkan ve üyenin görev ve sorumlulukları bellidir. Bu görev ve sorumluluklarını seçim çevresi için kullanacağına vatandaşı en çok inandıran aday her zaman avantajlıdır. Bu seçimden önce ilimiz ve Türkiye’nin yönetim şekilleriyle ilgili hafızamızı tazeleyerek seçeceğimiz yerel yöneticilerimizdeki kıstaslarımızı oluşturmaya yardımcı olalım. AFYONKARAHİSAR:  M:Ö 3000-2000 yılları Eski Tunç Devrinden itibaren yerleşim alanı olarak tercih edilen ilimiz, Osmanlı Devleti’nin son idari yapısında  Karahisâr-ı Sâhip Sancağı iken, Cumhuriyet’ten sonra 1924 yılında oluşan yeni idarî yapı ile Afyonkarahisar adını alarak, 5 ilçe, 12 bucak ve 482 köyden oluşmaktaydı.  Daha sonra değişik tarihlerde yeni ilçeler ilave olmuştur. Bugün itibari ile merkez ilçe dahil 18 ilçe 89 belde ve 391 köyden oluşmaktadır. Nüfus itibari ile Büyükşehir olmaya en yakın il konumundadır. 1924 yılında il olmasıyla ilk belediye başkanı olan Sai Oğlu Mehmet Sait Bey ile şimdiki belediye başkanı Mehmet Zeybek dahil 25 (yirmibeş) başkan Afyonkarahisar’da görev yapmıştır.      Şimdi de Türkiye’nin yönetim şekillerine kısaca değinerek, yerel yönetimlerin görev ve sorumluluklarına bakalım. Türkiye’de devlet idaresi, merkezi yönetim ve yerinden yönetim olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti idaresinin birbirini tamamlayan bu iki temel unsuru, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 123/2 maddesinde ”idarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden (yerel) yönetim esaslarına dayanır”, şeklinde açıklanmaktadır. – Merkezden yönetim, idarenin topluma sunacağı hizmetlerin başkent adı verilen devlet merkezinden ve tek elden yürütülmesidir. Bu yönetim şeklinde, tüm idari hizmetler devlet merkezinde bulunan birkaç yetkili tarafından planlanır, düzenlenir ve yürütülmektedir. Kısaca örgütlenme başkentte olmakta(bakanlıklar vb) bütün ülkenin yönetimi ile planlama ve yürütme çalışması yapmaktadır. – Merkezi yönetimde tek bir tüzel kişilik vardır. O da devlet yani merkezi yönetimdir. Diğer birimler devlet adına iş yaparlar. Türkiye’nin her alanı için planlama yapıp, toplumun tamamını ilgilendiren konular önceliklidir. Bugünlerde esas bizi ilgilendiren yönetim şekli ‘’Yerinden(yerel) Yönetimler’’dir. Çünkü seçeceğimiz, Muhtar, Belediye Başkanı, Belediye Encümeni, İl Genel Meclis Üyelerinin görev alanlarını bilmemiz gerektiğidir. Bazen seçeceğimiz yöneticilerden yetkisinde olmayan isteklerde bulunup, yerine gelmeyince şikâyetlerimizi arttırıyoruz. YEREL YÖNETİM NEDİR? Eski tanımı “adem-i merkeziyet” terimi ile eş anlamlı olarak kullanılan yerel yönetim, merkezden yönetimin tersine; topluma sunulacak bazı idari hizmetlerin devlet merkezinden ve tek elden değil, merkezi idare teşkilatı içerisinde yer almayan ve merkezi idare hiyerarşisine dahil olmayan kamu tüzel kişileri tarafından yürütülmesidir. Yerel yönetim, ulusal ve bölgesel düzeyden daha küçük ölçekte seçilmiş organlarla yönetilen ve yönetim alanı içerisinde halkın yerel ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlü olan bir yönetim türünü oluşturur,. Yerel yönetimler, merkezi yönetimin dışında kalan yatırımlar yapmak, bulunduğu şehrin özelliklerine göre halkın faydasına işler yapmakla sorumludur. Sonuçta merkezi yönetimin denetimi ve kontrolü altında, birlikte çalışma gerektiren olgu içindedirler. Yerel yönetim, kanun yapma, yargılama veya yol, su, elektrik gibi yatırımlar konusunda yetkili değildir. Yerel yönetiminin öne çıkan faydaları: – Yerel yönetimdeki idareciler kendi bölge yapısını ve ihtiyaçlarını çok iyi bildikleri için planlama yapmada zorluk çekmezler. – Yerinden yönetim kuruluşları merkezden bağımsız olarak hareket edebildiklerinden, halkın hizmet ihtiyacını daha rahat bir şekilde yerine getirirler. – Kırtasiyecilik ve bürokrasi azalacağından, kamu hizmetleri daha hızlı, etkin ve verimli şekilde yerine getirilir. -Halkın iradesi yönetime yansıyacağından demokratik ilkelere daha uygundur. – Halk istek ve şikayetlerini ulaştırmakta zorlanmazlar.            Yerel yönetimin işleyişinde bazı sakıncalar olabilir: – Kamu hizmetleri ülkenin farklı yerlerinde farklı şekilde yürütülebileceğinden bölgeler arası eşitsizlikler meydanda gelebilir. – Yerinden yönetim kuruluşları organları (yerel yönetim organları) seçimle işbaşına geldiğinden tekrar seçilebilmek için gösterişli uygulamalar yapabilir. Bu durum israfa yol açar. – Partizanca uygulamalara yol açabilir. – Her yerinden yönetim kuruluşunun ayrı bütçesi olduğundan mali denetimi güçtür.  Bütçeyi kullanma konusunda sık sık olumsuz haberler duyarız. Tercihlerimiz ilimiz ve ülkemiz için en iyisi olsun. Kavgasız, gürültüsüz, fikirlerin ve projelerin yarıştığı örnek seçim olsun. Seçtiğimiz yöneticilerimizin de görev süresi boyunca ilk günkü aşk ve şevkle çalışıp başarılı olduklarını görmek nasip olsun. Daha önceki bir yazımda da söylemeye çalıştığım gibi ’’Sel akar kum kalır, seçim geçer seçmen kalır’’ 

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç
Sayın Gayrimenkul