Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yılmaz Kırman
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖZEL OKULLAR TARİHİ VE GERÇEKLERİ ( I )

    (2024 yılının ülkemiz ve dünyamızda; barış, huzur, kardeşlik, sağlık ve saygının en üst seviyede yaşandığı yıl olarak tarihe geçmesini dilerim.) Türkiye’de özel okullar, geleneksel okul anlayışından farklı olarak, batılılaşmanın başlangıcı sayılan Tanzimat dönemiyle birlikte yabancı ve azınlıkların öncülüğünde gelişmiştir.  İlk zamanlarda yabancı ve azınlık özel okullarının, Türk eğitim sisteminin niteliğinin artmasında olumlu etkileri olmuştur. Ancak bu okullar, dinî, siyasî, ekonomik, kültürel vb. yönlerden devletin politikasına aykırı etkinliklerde bulunduklarından zararlı sonuçlarda oluşturmuşlardır. Bu gelişme cumhuriyetin ilk yıllarına kadar devam etmiştir. Cumhuriyetle birlikte özel okulların kontrolü devlete geçmiştir. 1960 lı yıllara kadar Türkiye de özel okulların sayısında bir artış olmamakla birlikte, 1980den sonra özel okulların sayısı hızla artmıştır. Bugünlerde ise ,ana okulundan, üniversiteye kadar özel okulların sayısı artmakta ve teşvik edilmektedir. Bu okulların tamamına yakını Türk girişimciler tarafından açılmakta ve öğrencilerinin tamamına yakını da Türk tür. Bu okullar eğitimde bir rekabet ortamı oluşturmakta, nitelikli eğitim ortamı sağladığı içinde tercih edilmektedir. Ülkemizde Özel Okul kavramı ilk önce 1839 daki Islahat Fermanı ile girmiştir. İlk önceleri azınlıklar ve cemaatlerin ibadethanelerinin yanına açtıkları kurs ve medreselerle eğitim verilmiş, daha sonra azınlıklar okullar açmaya başlayınca belli kurallar getirilmesi zorunlu olmuştur. Bunun neticesinde 1876 yılında Kanun-i Esasi ile okul açma-eğitim verme şartları belirlenmiştir. Osmanlı Devleti zamanında açılan yabancı ve azınlık okulları devletin kontrolünden çıkmış devlete baskı aracı olmuştur. Ancak yeni eğitim sistemi oluşturma ve özel okul girişimciliği konusunda da öncü olmuşlardır.  Cumhuriyet Dönemi Özel Okullar 3Mart1924 Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) kanunu ile ülkemizdeki tüm eğitim-öğretim işleri devlet eliyle yürütülmeye başlamıştır. Eğitimde birlik ilkesini benimseyen devlet, eğitim maliyetini de üzerine almıştır. Bunun yanında Mustafa Kemal Atatürk varlıklı kişilerden, himayeye muhtaç çocuklarımızı özel girişimleriyle okutup yetiştirmelerini tavsiye etmiştir. Buradan da anlaşılacağı gibi Atatürk Özel Okullara değil amacından saptırılmış “özel okulculuğa” karşıdır. Cumhuriyetin ilk yıllarında azınlık özel okulların çoğu kapatılmış. Tamamı da kontrol altına alınmıştır. Bu dönemdeki açığı kapatmak içinde Türk Eğitim Derneği kurulmuştur. Türkiye’de 1961 Anayasası’nın 21. maddesinde, eğitim ve öğretimin devletin gözetim ve denetimi altında serbest olduğu belirtilerek özel okullar kabul edilmiştir. Böylece bu kanun, eğitim ve öğretimin, devletin gözetim ve denetimi altında serbest olması gerektiğini, eğitim ve öğretimin hiçbir şekilde devlet tekeli altına alınamayacağını açıkça vurgulamıştır. Daha yeni düzenleme yapılmadan 1962 yılında ilk özel Yüksek okul açılmıştır. 1985 sonrası özel okulları teşvik edici nitelikteki bazı önemli düzenlemeler  yapılmasıyla hızlı “Özel Okul” açma furyasının başlamasına sebep olmuştur. Günümüze kadar bu kanun üzerinde değişiklikler yapılarak, öğrenci teşvik edilmiş, ücretlerini serbest  belirlemeleri sağlanmıştır. Özel öğretim kurumlarını yakından ilgilendiren önemli bir düzenleme de Avrupa Birliği Uyum Yasaları çerçevesinde yapılan değişikliklerdir. 3.8.2002 tarih ve 4771 Sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin Kanunda, vakıflara ait özel öğretim kurumlarına güvence getirilmiştir. Lozan Andlaşması’ndan sonra Cumhuriyetin ilk yıllarında yabancı ve azınlık okullarına mülk edinme ve malları üzerinde tasarrufta bulunma vb. konularda getirilen kısıtlayıcı önlemler, 1985 sonrası yapılan değişiklikler ve en son çıkarılan 4771 sayılı yasa ile kaldırılmıştır. Böylece, devletin gözetim ve denetimi esas olmak üzere yabancı ve azınlıklara ait özel öğretim kurumlarının önündeki hemen hemen tüm engellerin kalktığı söylenebilir **** Milli Eğitim Bakanlığı kaynaklarına göre 2012 yılına kadar Türkiye’de 4 bin 664 özel okul bulunmaktayken, 2022 yılı itibariyle özel okul sayısı 14 bin 179’a toplam öğrenci sayısı ise yaklaşık 2,5 kat artarak 535 bin 788’den 1 milyon 578 bin 233’e yükselmiştir. Özel okul sayısının son yıllarda hızlı artışının bilinen bir gerçeği de. Yaşadığımız hain darbe girişimi sonrasında kapatılan belli gruba çalışan okullardaki öğrencilerin mağdur olmaması için, yeni Özel Okul açılmasının teşvik edilmesidir.   Afyonkarahisar’da  ise özel okulların en son sayısı: 19 Ana Okulu, 9 İlkokul, 10 Ortaokul, 9 Anadolu Lisesi, 5 Fen Lisesi,  4 Özel Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olmak üzere 56(elli altı) okul bulunmaktadır. Bu okulların sayısı halen artma eğilimindedir. Gelecek yazımda Özel Okul-Devlet Okulu arasında,  eğitim öğretim farkı var mıdır? Özel okulların tercih edilme sebepleri nelerdir? Konularını açacağım. En güzel yıl, bu yıl olsun inşaallah.  

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç
Sayın Gayrimenkul