Türkiye ve Mısır ilişkileri normalleşme yolunda emin adımlarla ilerlemeye başladı. 2013 yılında ilişkilerin gerginleştiği, günümüzde ise normalleşme yolunda ilerlemesi Doğu Akdeniz meselesi için büyük önem taşıyor. Türkiye ve Mısır arasındaki gerginliğin temelini ise; 2013 yılında Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’nin ülkede yaşanılan gösteriler sonucunda askerler tarafından görevinden alınması oluşturuyor. Yaşanan olaylara dönemin başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan sert şekilde tavrını koyarak eleştirmişti. Hemen ardından Mısır yeni bir adım atarak, Türkiye’nin Kahire Büyükelçisi olan Hüseyin Avni Potsalı’yı istemediklerini açıkça ifade etmişti. Böylece Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkiler kopma noktasına gelmişti. Kasım 2022 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah es-Sisi’nin Katar’da Dünya Kupası için bir araya gelmesi ve ayak üstü sıcak temasta bulunmaları yeni bir dönemin işaretçisi olarak nitelendirilse de ilk yakın temas Türkiye’de yaşanan yüzyılın depremi sonrasında geldi. 2013 yılından bu yana diplomatik ziyaret gerçekleştirmeyen Mısır’dan Dışişleri Bakanı Sami Şükrü Türkiye’ye ziyarette bulunarak yeni bir dönemin başladığını gösterdi.  PEKİ MISIR İLE İLİŞKİLER NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ? Mısır’ın sahip olduğu coğrafi konum Türkiye’nin Doğu Akdeniz alanındaki etkinliğinin devamlılığı için önemlidir. Öte yandan bölgenin Süveyş Kanalı gibi ticari ilişkilerin etkin olduğu bir alanda yer alması ekonomik anlamda da Türkiye için önem arz etmektedir. Nitekim iki ülke arasında 2005 yılında imzalanan ve 2007 yılında yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşması ticari faaliyetleri arttırmakla birlikte ekonomik anlamda da ülkeye büyük katkı sağlamıştır.  Diğer yandan Filistin’deki sorunların çözüme kavuşması da Mısır ile Türkiye’nin aynı çizgide yer almasına bağlı olan konular arasında yerini alıyor. Doğu Akdeniz konusunda ise bölgenin yeraltı kaynakları bakımından çok zengin olması birçok ülkenin aynı yerde çatışmasına neden oldu. Nitekim bölge Suriye, Lübnan, İsrail, Mısır, Libya, Yunanistan, KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin de deniz yetki alanına girmektedir. Türkiye bölgede Libya ile deniz yetki anlaşması imzalayarak, Doğu Akdeniz’deki sınırlarını hukuka uygun bir şekilde ortaya koymuştu. Ancak Birleşmiş Milletler tarafından da tescil edilen anlaşma Mısır tarafından kabul gören bir anlaşma olmadı. Mısır tepki olarak Yunanistan ile masaya oturdu ancak imzaladığı anlaşma Mısır’ın ekonomik münhasır alanını istediği şekle getirmedi. Bu kapsamda Mısır, Yunanistan ile çizilen 28° 00′ 00″ boylamının doğusunda kalan kısmı Türkiye ile masaya yatırarak yeniden çizmek istiyor. Anlaşmanın bu şekilde gerçekleşmesi Mısır’ın Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığını artırmakla birlikte, bölgedeki çalışmaların Türkiye ve Mısır koordinesinde ilerlemesine neden olacaktır. Bu durum da Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki gücünü büyük oranda arttıracaktır.  Buradan anlaşılacağı üzere Türkiye ve Mısır’ın dostluğu Doğu Akdeniz’deki bölge güvenliği ve ekonomik alanlarının artması için gereklidir. Diğer yandan Orta Doğu’daki İsrail- Filistin kaynaklı yaşanan olayların çözümü için de Türkiye ve Mısır’ın birlikte hareket etmesi önem arz etmektedir. Nitekim Müslüman birliğinin bölgede egemen olması İsrail’in kural tanımaz politikalarının önüne geçecektir.