Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Berna Uğur TÜRKSOY
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

NİJER’DE DARBE!

Dünya’nın gündemini Nijer’deki askeri darbe oluşturuyor. Bölgenin dünden bugüne darbelere maruz kalması ise istikrarsızlığın en büyük sorun olduğunu ortaya koymaktadır. Nitekim Afrika kıtası 1950 yılından bu yana 200’den fazla darbe yaşadı. 1990 yılından günümüze kadar olan dönemde yaşanılan darbelerde ise Afrika kıtası en fazla darbenin olduğu bölge olarak kendini gösteriyor. Kıtada yaşanan darbelerin ana nedenine gelinecek olursa; Uluslararası güçlerin kendi aralarındaki güç mücadelesinden kaynaklanmaktadır. Bölgede kendini gösteren aktif güçlerde ise Fransa en ön sırada yerini alıyor. Nitekim geçmişten bu yana bölgede sömürgeci bir politika benimsemiştir. Diğer aktif güçler ise Fransa’dan sonra Rusya ve Çin olarak kendini göstermektedir. Nijer’de yaşanan darbenin de temel nedenini uluslararası güçlerin kendi içlerindeki güç mücadelesi olarak yorumlamak yanlış olmaz. Ülkeyi dikkatli bir şekilde incelemek gerekirse; 24,4 milyon kişinin yaşadığı ve yoksulluk sınırının ciddi oranda artış gösterdiği bir ülke. Diğer yandan ülkenin zengin yeraltı kaynaklarına sahip olmasına rağmen ülke vatandaşlarının günlük kazançları oldukça az… Bu durumun temel nedenini ise Fransa’nın sömürgeci politikaları oluşturuyor. Nijer’in dünyadaki önemli uranyum üreticisi olan bir ülke konumunda yer alması da farklı güçlerin ülkeye hakim olmak istemesindeki en temel neden… Ancak Nijer başta olmak üzere artık Afrika ülkeleri kendi yeraltı kaynaklarını yine kendileri yönetmek istiyor ve Fransa’nın bölgede hakim güç olmasını istemiyor. Diğer yandan Fransa’nın bölgedeki El Kaide ve IŞİD gibi terör örgütlerinin ve militanlarının yayılmasını engelleyememesi de Nijer’in ülkesinde Fransa’yı istememesine neden oluyor. Bu kapsamda Nijer’deki askeri darbe Fransa’ya karşı yapılan bir darbe niteliğini de içinde barındırıyor. Öte yandan ülkenin kendi istikrarını kurabilecek egemen bir güce sahip olmaması Rusya’nın bölgede diğer bir güç olmasına zemin hazırlamaktadır. Nitekim Nijer’deki darbede halk Rusya yanlısı olduğunu gerçekleşen çatışma ve eylemlerde rahatlıkla göstermektedir. Buradan anlaşılacağı üzere bölge istikrarsız bir yapı içerisindedir. Bu nedenle de Nijer’de olduğu gibi Güney Sudan, Burkina Faso, Zimbabve, Burundi, Sudan, Gabon, Çad, Gambiya gibi Afrika ülkelerinde de darbe her daim kaçınılmaz olmuştur. Bölgede terör örgütlerinin varlığı da ve yayılımının önlenemez bir hal alması da oluşan iç karışıklıkların sebebini ortaya koymaktadır. Nijer’deki askeri darbe Rusya’nın bölgede hakimiyetini arttırsa da ülkenin Fransa sonrası yeni bir ülke yönetiminde politikalarını belirlemesi kendi istikrarını kurmasını engelleyecektir. Peki Fransa mı yoksa Rusya mı bölgede hakim olmalı sorusuna gelinecek olursa; tabiki her ülke kendi kaderini kendi belirlemelidir. Ancak Fransa’nın Rusya’ya oranla daha sömürgeci bir politika belirlediği büyük bir gerçektir. Nitekim Fransa’nın herhangi bir kaynağa sahip olmaması başka ülkelerdeki kaynağa fazla ihtiyaç duymasına sebebiyet vermektedir. Rusya’nın ise farklı alanlarda birden fazla kaynağa sahip olması ve kendi ülke sınırları içerisinde de doğalgaza sahip olması sınırları dışındaki ülkelerde farklı stratejiler yürütmesine neden olmaktadır. Örneğin; askeri üs, yayılmacı politika benimsemesi, vs. gibi. Her ne olursa olsun hiçbir ülke kaderini başka bir ülkenin tayin etmesine izin vermemelidir. Nijer’de Fransa gitse bile Rusya’nın yönetime karışması ve egemen güç olması farklı sorunların gelişmesine neden olacaktır. Bu nedenle hür ve bağımsız olmak için sağlam adımlar atılmalıdır. Hiçbir darbe sağlam bir demokrasiyi, doğru bir yönetimi ve istikrarlı bir politikayı beraberinde getirmemiştir. Sonuç olarak her ülke kendi geleceğini demokratik kurallar içerisinde kendisi tayin etmelidir.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç
Sayın Gayrimenkul