Çin ve ABD arasındaki gerilim savaşa doğru mu evriliyor… Çin ve ABD arasında yaşanan casus balon gerilimi iki ülke arasındaki ilişkileri kopma noktasına getirdi. ABD’nin doğusunda ve Latin Amerika üzerinde tespit edilen Çin’e ait gözetleme balonları ABD tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Yaşanan olaylar sonucunda da ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Çin’e gerçekleştireceği ziyareti iptal etti. Çin ise ABD’nin yersiz bir korku yaşadığına işaret ederek balonun bilimsel ve meteorolojik amaçla uçurulduğunu ifade etti. Çin ve ABD arasında yaşanan gerilim yeni bir gerilim değil. Rusya- Ukrayna savaşı sonrası Rusya ile yakın temas halinde olması nedeniyle, Tayvan Krizi nedeniyle ve Asya- Pasifik bölgesinde yaşanan olumsuz olaylar nedeniyle Çin ve ABD arasında geçmişe dayanan bir kriz ortamı her daim vardı. Özellikle ABD’nin Tayvan’da askeri girişimlerini arttıran politikalarda bulunması Çin’i en çok rahatsız eden konular arasında yerini almaktadır. Çin’in dış politikasında önem arz eden ülke olan Tayvan’da ABD’nin var olması Çin tarafından hiçbir şekilde istenmemektedir. Nitekim bölgede ABD’nin varlığı Çin’i çevrelemek ve dengelemek amacı taşımaktadır. Rusya ve Çin arasındaki olumlu politik ilişkiler de ABD tarafından desteklenmemektedir. Nitekim var olan Rusya- Ukrayna Savaşı’nda ABD’nin Rusya’ya ambargo uygulamasına Çin itibar etmemiştir. Öyle ki ticari anlamda iki ülke arasında alışverişler gerçekleşmiştir. Bu kapsamda ABD, Çin’i Rusya’ya silah satımı ile de suçluyor olsa da Çin bu iddiayı asla kabul etmemiştir. Asya Pasifik bölgesindeki ABD ve Çin arasındaki gerilim ise her daim tüm dünyanın gündeminde olmuştur. Nitekim Asya Pasifik bölgesinde Çin’in büyük güç olarak kabul edilmesi sadece ABD’yi korkutmamaktadır. İngiltere ve Avustralya gibi ülkeler de Çin’in Asya Pasifik bölgesinde hakim güç olmasını istememektedir. Bunun en büyük nedenini ise Çin’in büyüyen ve büyümekte olan askeri gücü oluşturmaktadır. Çin’in büyüyen askeri gücünün önüne geçmek amacıyla ABD, İngiltere ve Avustralya arasında Eylül 2021 tarihinde AUKUS anlaşması imzalanmıştır. Anlaşma ile Avustralya’nın nükleer enerjili denizaltılar geliştirmesine ve bölgede konuşlandırmasına izin verilmiştir. Diğer yandan anlaşma Asya Pasifik bölgesinde batının askeri varlığını bulundurmasının da önünü açmaktadır. Çin yapılan anlaşmaya başından beri tepki göstermiştir. Ancak ABD, buna rağmen anlaşmaya Kanada ve Japonya’yı da dahil etmeye çalışmıştır. Görüleceği üzere ABD ve Çin arasındaki gerilim geçmişten bugüne halen devam etmektedir. Son yaşanan casus balon olayı da ilişkileri olumsuz etkileyerek iki ülke arasında çatışmayı gündeme getirmiştir. Nitekim Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang; Washington’ın tutumunu değiştirmediği sürece ABD ve Çin’in kaçınılmaz olarak bir çatışmaya sürüklendiğini dile getirmiştir. Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang yapmış olduğu açıklamasında Çin ve Rusya ilişkilerine de değinerek dış ilişkilerde örnek teşkil ettiğini ve Çin ve Rusya birlikte çalıştıkça dünyanın lider bir gücü olacak açıklamalarını yapmıştır. Yapmış olduğu açıklamalardan ABD’ye karşı sert bir dil kullanmayı tercih eden Bakan Gang, Asya’da yeni bir savaş olabilme ihtimalinin önünü açmıştır. Yaşanılanlar gösteriyor ki; ABD ve Çin arasındaki gerilim büyüyerek devam edecektir. Nitekim hakim güç olabilme amacı iki ülkenin de gündemindedir. Ancak unutulmaması gereken bir gerçek vardır. Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi savaş zaruri ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir. Bu anlamda çekişmelerin barış ile sonuçlanması tüm dünya ülkelerinin tercihi olduğu gibi gereklidir!