Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yılmaz Kırman
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

SEÇİMLER ve UNUTULAN GERÇEKLER

Mahalli İdareler Seçimlerinde adayların belirlenmesiyle yine, yeniden soğuk kış günlerini ısıtan seçim günlerine girmiş bulunuyoruz. Memleketimize en iyi işleri yapacak kişilerin seçilmesi hepimizin kazancı olacaktır. Seçim sürecinde milletimizin bekasına etki eden bazı temel unsurlardan uzaklaştığımızı üzülerek seyrediyorum. Adeta her seçimde bulunduğumuz şehri yeniden inşa edip, bizleri uçuracak, her alanda mükemmeli yakalayacakmışız gibi sarmala giriyoruz. Seçim sonunda hemen uçacakmışız modundan çıkıp, gerçek sorunlarımıza eğilmemiz ve çözüm yollarını hep beraber bulmamız uygulamamız gerek. Nedir bu temel sorunlarız derseniz; bunların en başında her zaman söylediğimiz gibi, eğitim, aile, iyi insan yetiştirme, bilim ve teknolojik gelişmelere açık olma, spor ve sanatta örnek kişiler yetiştirmek, adalette sistemin bağımsız işlemesi vb. olarak sıralayabiliriz. Bugün bunlardan biri olan “aile” sistemimize bir göz atalım. Aslında ne kadar vahim durumda olduğumuzu görüp, nerelerde hangi yanlışları yaptığımızı tespit ederek düzeltilmesi için başta meclisteki tüm partilerimiz, hükümetimiz ve yöneticilerimizin dikkatini bu alana çekmeye çalışalım. En ilkel kabileden, en gelişmiş ülkelere kadar bütün toplumlarda adeta kutsal  yapı olarak kabul edilen “aile” Türk tarihinde de önemli yere sahip olmuştur. Öyle ki evlenen çiftler toplumda statü kazanmakta, her kesim tarafından önemsenmektedir.  Çünkü bir milletin devamını sağlayan o ülkenin aile yapısıdır.   Bir toplumda evlilik oranı artıp, boşanma oranları düşüyorsa o toplum geleceğinden kaygı duymaz. Eğer tam tersi oluyorsa milletin geleceği için tehlike çanları çalıyor demektir. Günümüz Türkiye si maalesef ki ikinci yola girmiş durumda. Ailenin korunması adına atılan adımlar çıkarılan yasalar da bizim bu gidişatımıza olumlu etkilememiştir. Şimdi aile ile ilgili çıkarılan yasları bir hatırlayalım. Yorumu size bırakıyorum. Aile ile ilgili bütün bilgi ve yazılarım tamamen aileyi oluşturan anne, baba ve çocukları kapsamaktadır. Cumhuriyet Tarihinde Aile ile İlgili Çıkarılan Bazı Kanunlar – 1926 Çıkarılan Türk Kanunu Medinesi- 2001 yılında Türk Medeni Kanunu olarak yenilenmiştir. – 1926 TCK zinanın suç sayıldığı kanun. 23 Eylül 1996 tarihinde Anayasa Mahkemesi aldığı kararla zinayı suç olmaktan çıkarmıştır. – Anayasa Mahkemesi 2014 yılında evliliklerde kadınların kızlık soyadlarını birlikte kullanabileceği ne hükmetti. – Yine Anayasa Mahkemesi 22 Nisan 2023 tarihinde aldığı kararla evlilikte sadece kendi soyadını kullanma hakkı olduğuna karar verdi. Bu konuda yasal düzenleme yapması için TBMM ne dokuz aylık süre tanındı. Ama bu konuda mecliste hiçbir çalışma olmadığı için bu karar 28 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe girdi. – 24 Kasım 2011 tarihinde İstanbul sözleşmesini ilk imzalayan Türkiye oldu. – 8 Mart 2012 tarihinde 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Şiddetin Önlenmesine dair kanun çıktı. – 20 Mart 2021 tarihinde Türkiye İstanbul sözleşmesinden çekildi. Bunların yanında eşlerin ayrılması sonrası  velayet  ve nafaka  konularını da kapsayan çok düzenleme yapıldı. Peki  bunlar yapılınca olumlu gelişmeler oldu mu?  Türkiye genelinde 2020 yılında415-  2021 yılında 425- 2022 yılında 393 kadınımız insanlık dışı cinayetlere kurban gitmiştir.         Gelelim yakın zamanda ülkemizde evlenme ve boşanma sayılarına ve nüfusa oranlarına:   Ülkemizde 2021 yılında 563bin140   — 2022 yılında 574bin358 evlilik gerçekleşmiş.   Evlenme oranı 2001 yılında binde 8.35—2011 yılında binde 7.99— 2022 yılında binde 6.75 olmuş.  Bu ne demek oluyor?  Bin kişi baz alınarak yapılan ortalamada evlilik oranımız düşmektedir. Bu oran Avrupa ülkelerinin ortalamasının da altında kalmıştır. Buradan ders almamız gerekmez mi? Yine aynı yıllarda boşanan çiftlerin sayısı: 2021 yılında 175bin779- 2022 yılında 179bin954 olmuştur. Boşanmaların oranları ise 2001 yılında binde 1.41, 2011 yılında binde 1.62, 2022 yılında ise binde 2.13 olarak gerçekleşmiş olup burada da yıkıma doğru koşar adım gidiyoruz. Boşanmaların yüzde 32.7 sinin evliliklerin ilk beş yılında olmuş olması kritik dönemle ilgili çalışma yapılmasının aciliyetini  göstermiştir. 2022 yılında gerçekleşen boşanma olaylarından 180 bin çocuğun etkilendiğini görüyoruz. Bu çocukların yüzde 75.7 sinin velayeti annelerine yüzde24.3 ünün velayeti babalarına verilmiştir. Yukarda sadece verileri paylaştığım bilgilerle bile evlenme oranlarının düştüğü, boşanma oranlarının yükseldiği, boşanmalardan etkilenenlerin sadece eşler olmadığı, en çok çocukları etkilediği gerçeğini göz ardı etmeyelim. Boşanmaları değil evlilikleri özendirelim. Evlilik öncesi gençlerimize danışmanlık hizmetleri vermek, onları psikolojik ve sosyal olarak evliliğe hazırlamak gerek. Evliliklerinin  ilk yıllarında danışmanlığa devam edilmesi bu konuda çok önemli. Bu hizmeti belediyelerin öncülüğünde verilmesi hem güven sağlar hem de daha sağlıklı hizmet verilmesinin önü açılır. Yeni belediye başkan adaylarımız ve seçilecek başkanımızdan böyle toplumsal projeler yapmasını bekliyorum.  Aile toplumun temelidir. Sağlıklı binalar da sağlam temeller üzerine inşa edilir.           

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç
Sayın Gayrimenkul