KOCATEPE’DE YER TESPİTİ ÇALIŞMASI YAPILDI Her hafta Salı günleri hazırladığım EKONOMİA Sayfasının 21 Kasım 2023 tarihli sayısında hatırlarsanız “KOCATEPE İÇİN YAPABİLİRMİYİZ SAYIN VALİM” konulu yazımızda; Mustafa Kemal ATATÜRK’ün,  Kocatepe’de Ethem TEM  tarafından çekilen tarihi siluet fotoğrafının çekildiği net yerin tespitinin yapılarak “bu kare tam bu alanda çekildi” şeklinde belirtilerek benzerlerinin Çanakkale Savaşı bölgesinde gerçekleşen örneklerle ziyaretçilerin ilgisine sunulması hakkında bir fikir arzım olmuştu. Hatta yazdığım yazı içinde 1990 ve 1999 yılları arasında Afyonkarahisar İl Turizm Müdürlüğü görevi yapmış olan Muzaffer UYAN hocamızın görev yaptığı yıllarda işlerinde uzman bir grup dostuyla yeri tespit ettiklerini belirtmiştik. Bu noktada, geçtiğimiz haftalarda Milli Parklar Bölge Müdürlüğünü ziyaret ederek bir ön toplantı yapmış ve sürecin başlayacağını ifade etmiş hatta bu gelişmeyi yine bu köşemizden ve Gazete 3 ün aynı günkü sayısında birinci sayfa manşetten sizlere iletmiştik. Bu doğrultuda, başlanılan bu süreçte ikinci ve en önemli aşamayı geçtiğimiz hafta Cuma günü Kocatepe’de gerçekleştirdik. 199O lı yıllarda tarihi siluetin çekildiği yerin tespitini alanlarında uzman arkadaşlarıyla birlikte yapan İlimiz eski Turizm Müdürü Muzaffer Uyan hocanın mihmandarlığında, Başkomutanlık Tarihi Milli Parkı Müdürü Serpil Taşpınar ve Doğa Koruma ve Milli Parklar 5. Bölge Müdürlüğünün görevli personel ekibiyle birlikte sabah saatlerinde Kocatepe’ye çıkarak, Muzaffer Uyan hocadan bize 1990 lı yıllarda tespit ettikleri tarihi siluetin çekildiği yeri göstermesini istedik.  Muzaffer Uyan önce bize o tarihi fotoğrafı çeken Ethem Tem’in, deklanşöre bastığı yeri gösterdi ardından o esnada Atatürk’ün o tarihi pozda tam olduğu yeri bize gösterdi ardından açınız şu şekilde olacak dedi ve o noktada deneme çekimi yapmamızı istedi. Orijinal fotoğrafla bulunduğumuz açıya baktığımızda ve deneme çekimlerini yaptığımızda yerin yüzde 99.9 orası olduğunu anladık. Geçen 101 yıl sonrasında orijinal fotoğrafta görünen birkaç kayanın sağ ve sola doğru kaydığını ama net yer ve açının gerçek yer olduğunu anladık. Başta ben, Başkomutanlık Milli Parklar Müdürü Serpil Hanım ve ekipteki DKMP 5.Bölge Müdürlüğü personeli hepimiz bir anda şaşkınlıkla ortaya çıkan sonuca hayranlıkla baktık. Sizlerin de görmesi için bu yazının orta kısmında yaptığımız deneme çekimini sizlerle paylaşıyorum. Peki bundan sonra ne olacak. DKMP 5.Bölge Ekipleri alanın fotoğraflama ve işaretleme işlemini o gün gerçekleştirdiler. Şimdi resmi olarak ön tespiti yapılan yerin doğruluğu noktasında; ilgili diğer kurumlarla yazışma süreçlerini DKMP 5.Bölge Müdürlüğü başlatacak ve resmi sürecin uygunluk noktasında tamamlanması sonrasında, Kocatepe’de mevsimsel şartların normale döndüğü baharın ilk aylarında tespit edilen ve onayı alınan noktalara tarihi doku ve sit alan mevzuatlarına uygun şekilde doğal yapıya hiçbir zarar verilmeden bilgilendirme levhaları yada tabelaları oluşturularak tarihi siluetin çekildiği yer ziyaretçilerin bilgisine sunulacak. Bu şekilde, Kocatepe’yi ziyaret eden ziyaretçiler için bir fotoğraf çekim alanı oluşacak ve Kocatepe’nin tanıtımına ulusal anlamda değerli bir katkı sağlanacak. Bu doğrultuda; fikir arzım ile ilgili değerlendirmenin ve araştırmanın yapılması noktasında ki kıymetli katkılarından dolayı Afyonkarahisar Valisi Sayın Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı Hanımefendiye, ilgili çalışma  sürecini yakından takip eden DKMP 5. Bölge Müdürlüğü görevine yeni atanan Kemal Can ve Başkomutan Tarihi Milli Parklar Müdürü Serpil Taşpınar’a sonsuz teşekkürlerimi arz ediyorum. Son olarak ilerleyen aylarda Kocatepe’de göreceğimiz yeni fotoğraf çekim akımının başlayacağı alanda ilk fotoğrafı çekilen kişi olma hatırasının mutluluğunu ayrıca yaşayacağımı ifade etmek istiyorum. İnşallah artık bu sayfada alanın ziyaretçilere açıldığı haberini ilerleyen aylarda sizlerle paylaşmak temennisi ile selamlarımı sunuyorum.  Murat AKARÇAY   STK’LAR NE DEDİ. HAYRETTİN GÜZBEY AFYONKARAHİSAR SARRAF VE KUYUMCULAR DERNEĞİ BAŞKANI AFYONKARAHİSARLILAR DAHA ÇOK ALTIN SATIN ALIYOR. İlimiz iş dünyasının yakından tanıdığı ve değer verdiği isimlerden birisidir Hayrettin Güzbey. Kendisi Afyonkarahisar Sarraf ve Kuyumcular Derneği Başkanlığıyla birlikte Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yapmaktadır. Hayrettin abiye herkesin merak ettiğini düşündüğüm ya da duyduğunda öğrenmek isteyeceği bir soru sordum ve cevabını aldım. Sorum şuydu? Afyonkarahisarlı vatandaşlar çoğunluğu Uzun Çarşıda bulunan ve diğer İlçelerde bulunan kuyumculardan şu günlerde en çok altın mı satın alıyor yoksa altın mı satıyor? ayrıca Afyonkarahisarlı vatandaşların yastık altında, altını olduğunu düşünüyor musun? Kuyumcu ve Sarraflar İşletmelerinin STK temsilcisi olarak Dernek Başkanı Hayrettin Güzbey’in cevabını dinleyelim. Sevgili Murat, ABD Merkez Bankasının faiz artışlarını duraksattığını ilan edip ardından faiz indirimine gideceğim açıklaması rutin olarak altın fiyatlarının yükselişe geçmesi demektir. Bu noktada, içinde bulunduğumuz günler doğal olarak altın fiyatlarının yükselişe geçtiği dönemlerdir. Sorunun cevabına gelince; Afyonkarahisarlıların şu günlerde daha çok bizlerden altın satın aldığını söylemek daha gerçekçi olacaktır, altın satışını pek fazla yapmıyor vatandaşlar. Peki vatandaş nasıl altın alıyor sorusunu soracak olursan cevabı oldukça basit, kur korumalı mevduattan çıkan vatandaşlar, Borsa İstanbul’dan çıkış yapanlar, gayrimenkul ya da araç satışı yaparak elinde nakit olanlar hızlı bir şekilde altın alımına yükleniyor. İlimizde yastık altında altın var mı sorusuna bireysel gözlem cevabım ise evet oldukça fazlasıyla var olacaktır. Teknik olarak bunun nedeni oldukça açık aslında. Bankaların Altın Mevduat Hesabı Makasları ile Altın Piyasalarının arasındaki makas açıklığı farkı. Bu fark doğal olarak vatandaşın aldığı altını daha çok yastık altında durdurmasına sebebiyet veriyor. Vatandaşlarımız ekonomi piyasalarını özellikle altın ve dövizi iyi takip ediyor bu alanda ciddi öngörüler yaparak hareket ediyor biz kuyumcular bunu vatandaşlarımızda gözlemliyoruz. Öte yanda yastık altında bulunan altının üretilecek farklı enstrümanlarla aktif ekonomiye kazandırılması iyi olacaktır ama Türk Halkının bir özelliği vardır maddi imkanı olunca altın alıp gözü önünde durmasını daha çok ister yani yaptığı yatırımı kara gün parası olarak her an elinin altında olmasını benimser. Halk olarak ortak genetiğimizde vardır bu durum.   SORDUK ÖĞRENDİK. ALBİKERE.COM NE DURUMDA. Hatırlayacağınız üzere, Afyon Kadın Kültür Evleri ve Kadın Kooperatiflerinin üretmiş oldukları ürünlerin dijital ortamda E-Ticaret yoluyla satışının yapılması ve elde edilen komisyon karlarının Afyon Eğitim Vakfı kapsamında öğrencilere burs olarak aktarılması düşüncesiyle 2021 yılı Mayıs ayında hayata geçirilerek kurulan ALBİKERE.COM faaliyetlerine devam ediyor. İlk kurulduğu dönemlerde yerel basında oldukça yer bulan Afyonkarahisar merkezli e-ticaret sitesi son zamanlarda yerel basına pek yansımasa da sektörde büyük aktörlerin olduğu bir pazarda ayakta kalmaya devam ediyor. Öncelikle albikere.com gibi yerel e-ticaret platformlarının satış paylarının artması için internet ortamında büyük reklam bütçelerine ihtiyaçları vardır. Bu nedenle komisyon karlarının tümüyle Afyon Eğitim Vakfına öğrenci burslarına bırakıldığı bir sosyal sorumluluk projesinde böyle bir reklam payının oluşmayacağı bilinen bir gerçek. Bu noktada; albikere.com sitesinin Afyon Eğitim Vakfı adına sorumlu koordinasyonunu sağlayan Afyon Eğitim Vakfı Genel Sekreteri  Murat Diker sitenin tanıtımı konusunda her türlü etkinlik ve organizasyonlara Afyonkarahisar Valiliği ve Afyonkarahisar Ticaret ev Sanayi Odasının destekleriyle katılım sağlayarak sitenin tanıtılması noktasında ellerinden gelenin fazlasını yaptıklarını belirtiyor. Sitenin şu anda günlük 10-15 arasında sipariş aldığını belirten Murat Diker, masrafları sonrasında sitenin kendisini çevirdiğini belirtirken hızlı büyüme stratejilerine karşı her türlü donanımı ayrıca sağladıklarını ifade etti. Albikere.com bugün itibarıyla Murat Diker’in koordinasyonunda çalışmalarına Bora Yiğit ve Gülay Boz ile birlikte devam ediyor. Yukarıda belirttiğim gibi bu tür ticaret sitelerinin en büyük ihtiyacı internet reklam desteğidir. İlgili kurumlar bağış niteliğinde albikere. com reklam desteği finansmanı sağladıkça site daha fazla tanınırlık sağlayacak, yüksek cirolar elde edecek ve daha fazla öğrenciye burs desteği katkısı verecektir.   BUNUDA DUYDUM. SOKAĞA ÇIKAMAYACAKMIŞIM BEN. Geçtiğimiz haftanın bende en ağır travması bir Gazeteciden duyduğum “yazılarını bana artık gönderme” diye bana iletmesi olmuştu. Öyle bir yutkundum ki bu ifadeyi gördüğümde çok üzüldüm, çok ağırıma gitti. Aynı günün akşamı kırıldığımı Allah biliyor ya öte yanda Afyonkarahisar’da küçük; çarşıda yolda karşılaştık kendisiyle. Dedim neden bunu yazdın bana; mesajla bu cümleyi bana yazana kadar geldiğinde sil, okuma bu daha kibarca olur ve beni kırmamış olurdun dedim kendisine. Üstüne basa basa bir kez daha söyledi gönderme bir daha bana diye. Öncelikle Ekonomi muhabiri olmak için ekonomi okumak lazımmış, benim yazdıklarım sermayeyi mutlu ediyormuş, eleştirmem gerekmiş ama yapamazmışım maddi gücüm belliymiş benim; tabandaki emekçileri yazmam gerekmiş sanki hiç yazmıyorum vs vs. Açıklama yapmaya çalışıyorum tepeleme giriyor sonuçta yok ikna edemiyorum. En sonunda bana “kendi köşemde bir yazı yazarım sana sokağa çıkamazsın bir daha” demez mi.. Ben iyice şok oldum, nefesim daraldı. Asıl sorun benim bu sözleri değer verdiğim o insandan duymam aslında. Velhasıl tam bir hafta geçti sokağa çıkamayacağım yazıyı bekliyorum henüz gelmedi sanırım yazmaktan vazgeçti ya da beni üzdüğünü anladı diye düşünmek istiyorum.. Velhasıl bu yaşanmışlığın bende yarattığı travmayı ve derin üzüntüyü buradan sizlerle paylaşarak içimi dökmek istedim. Çünkü, Gazeteci, gazetecinin önü arkasıdır aynı gemideki yolcu arkadaşıdır. Bana göre yazı yazmak bir emektir ve her gazeteci bu emeği dünya görüşü ve fikrine uysun uymasın mesleki milliyetçilik ve dayanışma anlamında saygıyla karşılamalı ve böylesine kırıcı olmamalıdır. Çünkü ben gerçekten çok ama çok kırıldım çünkü böyle bir ihtimali düşünecek olsam bile aklımın ucuna getirmeyeceğim ilk 5 insandan birisidir kendisi. Ama yine de ben kendisini yürekten seviyorum vesselam. Hayırlısı İnşallah.   AFYONKARAHİSAR İŞ DÜNYASINDA YÖNETİCİLER HOŞCAKAL SEVGİLİ DOSTUM NURLAR İÇİNDE YAT ABDÜRRAHİM KORKMAZ Afyonkarahisar’a ilk geldiğim yıllardan beri yakından tanıdığım ve çok değer verdiğim bir yönetici, patron ve mükemmel bir babadır Abdürrahim Korkmaz. Telefonda bana bir fotoğrafını gönder dedim geçtiğimiz Cuma günü seni yazacağım dedim. Dedi ki kendimi iyi hissetmiyorum; sosyal medyamdan al bir tane dedi, ısrar ettim en son güncel fotoğrafın olsun dedim. Ben yine göndereyim ama yine de bak sosyal medyamdan gerçekten çok kötüyüm dedi. Hani derler ya önceden malum olur ama konduramazsın diye işte tam da böyle bir şey.  Bir sonraki gün cumartesi vefat haberini aldım Abdürrahim abinin. Çok üzüldüm inanamadım. Cenazesinde maalesef Eskişehir de bulunuyordum katılamadım; duamı gönderdim. Yüreği muhabbet dolu içi dışı tertemiz güzel insanlardan birisiydi. Hoşça kal sevgili dostum, Nur içinde yat, Allah mekânını yaptığın iyiliklerin hatırına nurlarla kaplasın İnşallah.. Abdürrahim Korkmaz, Afyonkarahisar iş dünyasının ve siyasetinin yakından tanıdığı Osman Korkmaz ve geçtiğimiz yakın zamanda vefat eden Gazlıgöl yolu üzerinde yeri bulunan Kaymakçı Hidayet Korkmaz’ın yeğeni ve Sadra Kimya’nın sahibiydi.   RAKAMLARLA AFYONKARAHİSAR AFYONKARAHİSAR’DA KAÇ BANKA ŞUBESİ VAR. Afyonkarahisar Merkez ve İlçeler dahil olmak üzere İl genelinin tümünde 18 Banka’ya ait toplam 92 şube bulunuyor. En çok şubesi bulunan banka 21 Şube ile Ziraat Bankası olurken, ikinci sırada 13 şube ile Halk Bankası ve 10 şube ile Vakıfbank üçüncü sırada yer alıyor. İlçeler bazında en çok 9 şube ile Sandıklı ve Emirdağ ilçelerinde şube bulunurken 8 şube Dinar’da, Şuhut ve Bolvadin’de 5 şube bulunuyor. Geri kalan İlçelerde şube sayısı 2 ve 1 arasında değişiyor. Kamu bankalarının şube ağırlığı oranı il genelinde 44 şube, özel ve katılım bankalarının toplam sayısı ise 48 olarak karşımıza çıkıyor.   GEÇMİŞTEKİ TİCARİ HAYAT 17.yüzyılda bir dükkan yada atölyeye “YOL ATASI” denilen bir merasimle çırak olarak giren çocuk ile ustası arasında sıkı bir bağ meydana gelirdi. Merasimden sonra usta ve çırak birbirlerine karşı olan hak ve sorumluluklarını yerine getirmeye başlardı. Çırak ustasının gösterdiği yolda yürümeye başlar, ustasına sadakat ve itaat duyguları ile bağlanırdı. Geçen 3-5 yıllık bir sürenin sonunda bir esnafın yada zanaat ehlinin çırağı, gelenek ile tespit edilmiş çıraklık süresini doldurup, ustasının da işi öğrendiğini tasdik etmesi üzerine; bir nevi İslami esnaf nizamnamesi olan “FÜTÜVVÜTNAME’ şartlarına göre düzenlenen merasim ile kalfalık seviyesine getirilirdi. Yapılan merasimde “ÇIRAKOĞLAN” olarak adlandırılan çırağın beline “ŞED” denilen bir kuşak bağlanırdı. (Devam Edecek)