Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Murat Akarçay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Afyon Vergi Rekortmenleri Neden İlan Edilmiyor Konusu.

Bu soru İlimiz iş dünyasında yaklaşık 4 yıldır oldukça merak edilen ve çeşitli sohbet meclislerinde gündeme gelen bir konudur. Evet doğrudur, Hazine ve Maliye Bakanlığı İllerin Vergi Rekortmenlerini 2019 yılından bu yana yayınlamıyor. Bende bu sorunun cevabını tahmin etmeme rağmen, Afyonkarahisar iş dünyasın da merak edenler varsa onlar adına resmi olarak  bu cevabın peşine düşeyim dedim ve cevap için en doğru bilgiyi verecek olan  Ankara Gelir İdaresi Başkanlığında yetkili birime ulaştım. Öncelikle telefonda yaklaşık yarım saate yakın bana vaktini ayıran kıymetli yetkiliye teşekkür ediyorum. Sorduğum sorudan edindiğim cevabı kendi anlatımımla sizlerle müsaadelerinizle paylaşayım. Vergi rekortmenlerinin açıklanması durumu ilgili Kanun gereği  her yıl kesinlikle açıklanacak şeklinde arz eden bir husus değil. Bu konuda 213 Numaralı Vergi Usül Kanununun Vergi Mahremiyeti konulu 5. Maddesi oldukça açık ve net. Bu bağlamda rekortmenlerin açıklanması kanunla Bakanlığın ve Bakan’ın yetkisin de olan bir husus. Kısaca,  Hazine ve Maliye Bakanlığı,  Ülkenin mevcut gündemini manen dikkate alarak paylaşıp,  paylaşmama yetkisine de sonuna kadar sahip. Dediğimiz gibi sonuçta zorunluluk yok ve tümüyle ilgili Kanunla Bakanlığın yetki ve uhdesine bırakılan bir durum. Bu nedenle, her yıl “Vergi Rekortmenleri” paylaşılacak diye bir kavramı zihnimizden başta silmemiz gerekiyor artık. Ciddi anlamda empati yaparsak;  Ülkemizin atlattığı uzun pandemi süreci, ardından Maraş Depremi ve son ekonomik gelişmeler ile oluşan ve değişen faktörleri bireysel olarak göz önünde bulundurmalıyız. Böyle bir süreçte, bir Ekonomi Muhabiri olarak rekortmen açıklanmasını ben şahsen beklemem ve neden açıklanmıyor demem. Dersem konuyu manipüle etmiş olurum ve sorumlu hiç bir Ekonomi Muhabiri bunu kesinlikle yapmaz ve yapmamalı da. İlgili Bakanlık zaten veri bazında bunu takip ediyor mu rutin olarak evet ediyor;  Açıklıyorum dediği zaman duyarım, açıklama yapılmıyorsa vardır bir “Devletin Bildiği” derim ve noktayı koyarım. Naçizane fikrim bu şekilde. Yine de bireysel fikrimi örneklendirerek şöyle ifade edeyim. Mesela, Ülkemizin son yıllarda özellikle pandemi, deprem vs gibi durumlardan dolayı geçirdiği çetin ekonomik koşullarda örnek veriyorum şahsım iş adamı olup vergi rekortmeni olsa benim ismimi bu sefer yayınlamayın kesinlikle derim. İçinde bulunduğumuz süreçte kime ne faydası olacak böyle bir şeyin diye düşünürüm. Neden böyle zorlu bir ekonomik geçiş döneminde göz önünde olayım derim. Vergi yükümlüğünü yerine getirip bir başarıya ulaştığımı  Devletin ilgili Kurum  biliyor mu, biliyor derim ve işime, gücüme bakarım kısaca. Kim bilir belki de ismimi yayınlamayın diyenlerin sayısı son yıllarda fazlada olabilir;  neden boş liste yayınlayalım diye de düşünülebilir. Bu tabi ki bireysel bir tahminim, kesinlikle beni bağlar özellikle altını da çizelim.  Bu doğrultuda, bizlerin daha ve daha fazla Vergi Kutsaldır kelimesine yoğunlaşmamız, vergi ödemelerinde daha fazla hassas olmamız ve bu konuda bilincimizi çocuk yaşlardan evlatlarımıza aşılamamız ve kendimizi bu konuda milli sorumlulukla zenginleştirmemiz daha iyi olacaktır kanaatindeyim. Umarım bu konuyu merak edenleri ve neden yayınlanmıyor sorularının cevaplarını ilgili kurumdan aldığım bilgiler ışığında harmanlayarak ve temayı kendi penceremden oluşturarak sizlere sunmayı başarabilmişimdir. Selamlarımla. Hafta ya sizleri mutlu edecek sürpriz bir konuyla sizlerleyiz. Murat AKARÇAY   AFYONKARAHİSAR EKONOMİSİNE DAMGASINI VURANLAR İHSAN KÖSE 1926 yılında Afyon’da dünyaya geldi. Gençliğe geçiş yılları 2.Dünya savaşının hızla devam ettiği yokluk yıllarıydı. 1942 yılında mezun olduğunda babası Mustafa Köse’nin “Oğlum benim seni daha fazla okutacak imkanım yok” sözleri  İhsan Köse’nin geleceğini şekillendirdi. Bu sözler üzerine eğitimini devam ettirmek için arayış içine girmiş, burslu ve yatılı okul sınavlarına girmiş neticede Milli Savunma Bakanlığı bursu ile 1945 yılında Astsubay Çavuş rütbesi ile İstanbul Davutpaşa Kışlasında göreve başlamış olsa da  1954 yılında ordudan istifa ederek Afyon’a dönmüştür. İhsan Köse 1954 yılında Uzun Çarşı Köle Hanı içinde küçük bir radyo tamir atölyesi açarak iş hayatına atılmıştır. İşyerinin ismini  FEN-İŞ RADYO EVİ koymuştur. Feniş Elektrik A.Ş.’nin temeli o yıl atılmıştır. 1960’lı yıların başında transistörlerin gelişmesi ile radyo imalatına başlayan İhsan Köse ATLAS markalı, ahşap kabinli ve  transistörlü radyo imalatına başlamıştır. Daha sonra köylere elektrik verilmeye başlaması ile elektrik işlerine ağırlık verilmeye başlamıştır kendisi 2000 yılından itibaren Afyon’un nadir ve uzun süreli ortaklıklarından birisi olan Feniş Elektrik’teki  görevlerini sonraki kuşağa devretmiştir. (Kaynak: Afyonkarahisar Sanayici ve İş Adamları Ansiklopedisi 2. Cilt)   ŞEHİR ADINA TEŞEKKÜR ÇOK  İYİ OLDU SAYIN SERTESER. Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hüsnü Serteser’in geçtiğimiz hafta yerel basında yer alan “İhracatın Üretim Yapılan Şehirle Kaydedilmesi” konusunda ATSO’nun uzun süren uğraşları sonunda meyvelerini verdi ve Ticaret Bakanlığı bu konuda haklısınız dedi ve hakkı TÜİK aracılığıyla teslim etti. Artık 2024 yılında TÜİK verilerinde, Yurt dışına ihracatı yapılan ürünlerin  hangi illerden çıktığınıda göreceğiz. Konuyu şöyle özetleyim. İlimizde ki, Mermerci ya da yumurtacılar başka şehirde ki dış ticaret firmasına mallarını satıyorlardı ve bu ürünlerin ihracat rakamları o ilin hanesine yazılıyordu. Artık Afyon’dan ihraç etmek için aldıkları ürünler de, İlimiz adıyla toplanan veri havuzunda toplanacak. Bu şekilde bir yıl sonra İlimizden ihracata çıkan tüm ürünlerin en gerçekçi yükselen  rakamlarını göreceğiz. Emekleriniz için şehrimiz adına teşekkürler ATSO ve Sayın Serteser AFYONKARAHİSAR İŞ DÜNYASINDA KARDEŞLER CEZİR VE BAYBORA MEDİN Bu hafta Cezir ve Baybora MEDİN kardeşler bu bölümüzün konukları.  İlimizin oldukça emektar işletmelerinden birisi olan CE-BA Turizmin iki ortağı olan MEDİN kardeşler, kendilerine has enerjileri ile onları tanıyan insanların oldukça değer verdiği çok muhteşem bir abi ve kardeştir. Anneleri KKTC li babaları Eskişehir’li olan MEDİN kardeşlerin babası Hikmet MEDİN, 1980 li yılların Afyonkarahisar’ında oldukça tanınan bir Albaydı. Uzun yıllar Afyon Orduevi Müdürlüğü yapan Albay Hikmet MEDİN öncesinde bir süre Afyonkarahisar Garnizon Komutanlığı Erkan Başkanlığı görevi  yapmış ve emekli olduktan sonra Afyonkarahisar’da yaşamaya devam etmiştir. Bu noktada; ticari anlamda ki faaliyetlerini memleketimiz artık doyduğumuz yerdir diye benimseyen Cezir ve Baybora MEDİN kardeşler;  turizm sektörü konusunda deneyimlerini iki kardeş ortaklığında yıllar boyunca başarı ile sürdürmekteler. MEDİN kardeşler gerçekten çok farklıdır, isterseniz kahvelerini içmeye her an gidebilirsiniz kapıları hep açıktır. Onlar Afyonkarahisar Turizm Acenteleri camiasının şüphesiz en özel iki kardeşi ve üyesidir. Sevgili Özden Koral tabi ki sana da selamlar. BU BÖLÜMÜ PAS GEÇMEYİN SAKIN. OSMANLI OLSAYDI DOLAR KURU OLMAZDI. Bu bölümü pas geçmeyin okuyun dedim çünkü  bilgisel toplumsal dokumuzun nerelere doğru eksi yönde hareket ettiğine sizde şahitlik yapın istedim. Geçtiğimiz hafta bir dostun işyerinde sohbet ortamında tanıştığımız orta yaşlı bir beyefendi döviz kurları niye böyle konusunun tam ortasında “Osmanlı olsaydı, dolar kuru olmazdı ne güzel dirhem varmış, Osmanlı dizilerinde görüyoruz demez mi” Usta dedim böylemi inanıyorsun dedim evet sonuna kadar dedi. O zaman ismini vermeden haftaya Salı günü “Gazete 3” deki sayfamda yazacağım sana da sayfayı watsaptan göndereceğim dedim. Bu vesileyle, bilgi alışverişi iletişimine açık olduğuna inandığım değerli ustaya sesleniyorum. Öncelikle Osmanlı dizilerinden bilgi beslenmesi yapman tabi ki iyi ama bazı bilgileri kendi zihninde yanlış yorumlamadan yada kendini fazlasıyla inandırmadan. Gelelim ifade ettiğin DİRHEM konusuna. Dirhem Osmanlı’nın para birimi değil ölçü birimiydi. 400 Okka, 1 Dirhem deyimi bunun karşılığıdır. İslam hukukunda gümüş sikkelere ayrıca dirhem denirdi oda gramının sabit olmasıyla eş değerdi. Bugün nasıl bir bebek altını aynı gramda ise dirhem de gümüş için aynı mantıkdaydı.  Gerçek şu ki dirhem yoğunlukta bir ölçü birimiydi. 1844 yılından 1923 e kadar Osmanlı Para Birimi “Osmanlı Lirası” adını taşıyordu, “mecidiye, guruş ve para” Osmanlı lirasının alt birimleriydi. Aslında değişen bir şey yok 1 Dolar bugün hala Türk Lirası ile aynı  28.78 Osmanlı Lirasına denk gelecekti.. Dünya’da ölçü birimiyle karşılaştırılan yada değer biçtirilen bir döviz kuru sistemi yok.  Dizileri izlerken bazı noktaları araştırmak yine de kesinlikle en iyisi. En derin sevgilerimi sunuyorum. EN PRATİK ANLATIMLA EKONOMİ DEVALÜASYON TAM OLARAK NEDİR? En pratik anlatımla kur rejiminde, ulusal paranın yabancı paralar karşısındaki değerinin azalmasını ifade eder. Örneğin, 1 Türk lirasının, 1 ABD doları karşısındaki değerinin 2,0TL’den 2,2 TL’ye düşmesi, Türk lirasının ABD doları karşısında %10 değer kaybetmesi (ABD dolarının değer kazanması) anlamını taşır. Türkiye ekonomisi 1990 yıllarda devalüasyonlara alışık olmayan ve ciddi devalüasyonlarda hasarlar olan bir ekonomiye sahipti. İlerleyen yıllarda izlenen ekonomi  politikaları ve süreçler bugün hemen hemen her hafta yaşanan devalüasyonları hissetmememizi yada dikkate almamamızı yanında getirdi. İnşallah Türk Lirasının Döviz karşısında değerli olacağı yıllar duasıyla ESNAF NE DEDİ BALIKÇI ESNAFI OLDUKÇA MEMNUN. Pazarlarda Balıkçılık Esnaflığına 40 yılını vermiş olan değerli bir esnaftır Mevlüt SOYTÜRK. Müşterileri onu Mevlüt Usta ya da Dayı olarak bilirler. Müşterilerinin çoğu sabittir ve hepsini tanır, tezgaha yaklaşmadan istedikleri balığı söyler; alacakları kiloya kadar bilir. Uzun yıllardır tanırım, kendi esnaf camiasının da sevilen ustalarından birisidir kendisi. Geçen hafta Fatih Cuma Pazarında ki tezgahın da gördüğüm Mevlüt Ustaya, Balıkçı esnafının durumu ne diye soru sordum. Verdiği cevap aynen şu şekilde oldu. “Tüm samimiyetimle söylüyorum sevgili Murat kardeşim, son 3 yılın en güzel işlerini yapıyoruz. Bu sene, satışlarımız çok güzel, şükür bu yıl çok iyiyiz tüm balıkçı esnafları kazanıyor dedi.”  Mantıksal olarak Balıkçı esnafının satışlardan mutlu olmasının en büyük sebebi son aylarda artan kırmızı et ve tavuk eti fiyatları tabi ki. 300 TL ve üstünde seyreden kıyma ve kilosu 110 TL den başlayan tavuk eti fiyatları  insanları kilosu 50 TL den başlayıp 200 TL ye uzanan balık tezgahlarına yöneltiyor kesinlikle. Sağlıklı beslenme adına güzel bir gelişme mi evet. Hele ki balık kültürüne yıllarca uzak duran bir şehir için balık tüketmeye başlaması  mutluluk verici. Öte yanda Kırmızı Et ve Tavuk etinin de insan beslenmesinde ki önemine bakarak bu fiyatlarında kısa bir zamanda geriye gelmesi duasını etmekten başka bir şey gelmiyor ne yazık ki aklıma. Hayılısı… HİÇ GÜLECEĞİM YOKTU.. PROJEYMİŞİM BEN İYİMİ.. Zat-ı muhterem sevdiğim insanlardan birisi bana geçtiğimiz hafta 2017 yılından bu yana gazetelerde yazmayan bir gazeteci  6 yıl sonra hem de yerel seçimlere doğru bir zamanda neden bir gazetede yazmaya başlar yoksa sen bir PROJEMİSİN dedi bana. Valla güleceğim yoktu baya bir güldüm; vesileyle beynimde ki endorfin seviyesi de baya yükseldi iyi oldu. Şuraya da bir ikon yapayım. J) Siyasetle ilgim yoktur yazmayı da bilmem. Ben Ekonomi Muhabiri bir gazeteciyim. Belediyeler zaten İller Bankası aracılığıyla kendilerine verilen bütçe paylarını, Merkezi Hükümet tarafından aktarılan ek bütçe bedellerini ve kendi gelir kaynaklarından elde ettikleri gelirleri halka hizmet için yaptıkları çalışmalarla zaten şehir ekonomisine aktarırlar. Belediyeler anayasal olarak zaten şehir ekonomisinin içinde olan kurumlardır. Bu nedenle benim yerel seçimler yaklaşıyor hayırdır sen bir proje misin  kimi destekleyeceksin sözlerine ancak gülmem farz olur. Bu şehir için naçizane projeler üreten ve ürettiği projeleri hayata geçirme vesilesine sahip olan insandan projemi olur. Buda mı gelmedi aklına hiç abi. RAKAMLARLA AFYONKARAHİSAR AFYONKARAHİSAR MEVDUATTA KAMU BANKALARI DİYOR. Afyonkarahisar’ın bireysel mevduat tasarrufları hesaplarında tuttuğu para 46 Milyar TL yaklaşmış durumda bunu geçtiğimiz haftalarda yazmıştık. Peki Afyon halkı bu rakamın ne kadarlık kısmını hangi Banka sektörlerinde tutuyor diye baktığımızda birinci sırayı  Kamu Bankaları alıyor. İl mevduatının 28 milyar TL lik kısmı, Kamu Bankalarında yatarken, yerli özel bankalarda 9.5 Milyar TL, yabancı yatırımcı bankalarda 7.8 Milyar TL ve Katılım Bankalarında  4.6 Milyar TL  Afyonkarahisar halkının tasarruf mevduat hesaplarında parası bulunuyor. Bu noktada, Afyonkarahisar halkı ve iş dünyası ne olursa olsun yine devlete ait olan bankalarda olsun param mantığında düşünüyor.                      

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç
Sayın Gayrimenkul