Empati denilen bir kavram vardır sosyolojide,  “Eş Duyu” olarak adlandırılır, başkalarının hissetmiş olduğu duygusal durumu hissetme becerisi olarak ta nitelendirilir. Mesela şimdi bir düşünün lütfen. “Soğuk bir sabah işe gidiyorsunuz, durakta dolmuş, otobüs ya da servis bekliyorsunuz, bir an önce gelse de bineyim diye istersiniz; ya da kendi aracınızı çalıştırmak için titreye titreye arabanıza biner, aracın içi bir an önce ısınsın diye beklersiniz. Öte yanda, sabah uyandınız dışarıya bir bakıyorsunuz o kadar sis ve soğuk var ki sıcak evinizde bir an titreyerek üşürsünüz. En son geçtiğimiz hafta İlimizde ve diğer şehirlerimizde toprağa verdiğimiz 12 Şehidimiz ve bu zamana kadar verdiğimiz binlerce şehidimiz size yukarıda yazdığım ortamlardan kat be kat daha fazla ve daha korkunç bir arazide, takvimlerin, mevsimlerin ve saatlerin her döneminde bizler rahat uyuyalım diye canlarını teslim ettiler. Ben size şimdi en son verdiğimiz 12 Şehidi anlatayım ve hep birlikte empati yapalım hadi. “Düşünün şimdi; sadece helikopterlerin ulaştığı kayalık bir bölgede görev yerindesiniz, sis ve soğuk o kadar yoğun ki görüş açınız sıfırın ötesinde, engebeli bir coğrafyada; onlarca kurşun, şarapnel kör bir vaziyette sağınızdan solunuzdan gelip gidiyor, aynı anda sis ve soğuğa  yüksek  rakımdaki keskin rüzgar yüzlerinizi  yakarcasına eşlik ediyor.  Öte yanda,  ölüm saniyeden daha az salise mesafenizde buradayım diye kol geziyor,  iki saniye sonrasını bilememek gibi bir kavram karmaşası sofrasının tam da ortasındanız,  yutkunmak bile vakit kaybı,  bir anlık hata siz ve silah arkadaşlarınız için yolun sonu, vatanı korumak ve daha da fazla korumak için  dikkat  matematiğinin en zirvesindesiniz,  beyniniz öyle bir çalışıyor ki eşin, çocuğun, nişanlın,  yavuklun öte yanda annen, baban, ailen hızlı bir şekilde gözünüzün önünde gelip gidiyor o soğukta içinizi ısıtıyor. Kısaca,  Ölümle-Yaşam, Bayrakla-Vatan, Sevdiklerin  ve Ailenle oluşan bir sırat köprüsünün iki çizgisi arasında gidip-gidip geliyorsun, alnında yazılmışsa eğer yolun sonu,  indirilmişse senin adına ilahi makamdan bir  şehadet şerbeti o esnada içini bir sıcaklık kaplıyor,  4 gün sonra bile toprağa verseler seni tabutundan ceset kokusu değil, cennet kokusu yayılıyor, öte yanda alnına yazılmışsa eğer gazilik mertebesi,  bir ömür boyu seni gören, tanıyan ve anlama kapasitesine sahip olan tüm insanlar için milli bir emanet oluyorsun” Gelelim şimdi iki kere iki dört eder gerçeğine. Atalar zamanında iki güzel söz söylemişler birisi “Ateş Düştüğü Yakar diğeri Damdan Düşeninin Halinden Damdan Düşen Anlar.”  Kesinlikle bir Şehit annesinin ve ailesinin acısının aynısını hissedemeyiz ancak yürekten üzülürüz aynı zamanda bir  Gazinin ne yaşadığını ancak başka bir Gazi anlayabilir çünkü ortak psikolojileri ilahidir ancak bizler üzülerek  anlamaya çalışırız. Bizim yapmamız gereken tek bir şey vardır oda Şehit ve Gazilik kavramı ile sürekli empati halinde kalmak, her yönüyle onların manen yanında olmak, madden bağışlarınızla onların Sivil Toplum Kuruluşlarına nefes olmak ve onları yalnız bırakmamak. Bu nedenle Türkiye’nin her İlinde ve İlimizde de hizmet veren Şehit ve Gazi Derneğimiz var. İlimizde ki yerleri Afyon Belediyesi Karaman İş Merkezi içinde lütfen orayı daha fazla ziyaret edelim.  Bugün şehit haberlerini ulusal kanal haber bültenlerinde en fazla 3 dakika izliyor sonra unutuyoruz, önemli olan acı sıcakken değil, acının sonrasında da o insanları yalnız bırakmama noktasında göstereceğimiz erdemliliktir. İkram edecekleri kahve ve çayları hiç bitmiyor, her gittiğinizde bir  Şehit  Babası ve Gazi orada oluyor, tanımıyorum  kimseyi ama orada nasıl olacak demeyin; Vatan ve Bayrağını tanıyan ve seven herkes birbirini orada gönülden tanıyor zaten hiç yabancılık çekmeyeceğinizi ful garanti ederim. Allah tüm Şehitlerimizin Mekanlarını Cennet, Komşularını Peygamber Efendimizi Hediye Eylesin ve  Gazilerimize uzun ve sağlıklı ömürler versin İnşallah. Yukarıda altını çizdiğim gibi empati sadece empati lütfen. Allah bir daha Şehit haberleri vermesin güzel Ülkemize.. Murat AKARÇAY   ÇOK KONUŞULAN KONU PANKART KONUSU Geçtiğimiz haftanın en çok konuşulan konularından birisi hatırlayacağınız üzere, Sincanlı İlçesi Çalışlar Köyünde Vatan Toprağına emanet edilen Şehit Piyade Teğmen Ramazan GÜNAY’ın Cenaze Töreninde asılan pankart mevzusu oldu. Yapılan açıklamalardan benim anladığım şu. Asılan bu pankarttan dolayı Şehidin Babası Ahmet GÜNAY gerekçeli cümleleriyle tepki gösterdikten sonra bunun üzerine söylenecek bir söz bundan sonra yoktur diye düşünüyorum. Doğrudur, Terörle Mücadele ile en uzun süre çaba gösteren Ak Parti Hükümetleridir, lakin Türkiye’nin terörle mücadelesi 1984 yılında 45. Hükümet ile başlayıp, Başbakanlık Makamının sona erdiği 65.Hükümete kadar devam eden ve ardından Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile 66 ve 67.ci Hükümetler ile devam eden yoğun bir mücadeledir. Kısaca her şeyiyle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir mücadelesidir. Devletimizin bu illetten son terörist etkisiz hale getirilip kökü kazınana kadar kararlılıkla devam edeceği herkesin bildiği bir gerçektir. Bu arada bilmeden ve farkında olmadan, terör örgütüyle savaştayız diyenler kesinlikle yanlış cümle kuruyor, çünkü Devletler terör örgütleriyle savaşmazlar, mücadele ederler. Devletler, Devletler ile savaşırlar bu ifadeyi artık doğru telaffuz edelim lütfen.   HADİ BUYRUN BAKALIM. YÜZDE 50 ZAM YAPARIZ ÇÖZERİZ Birkaç gün önce bir sohbette duydum. Yurt dışına ithal ettiğimiz ürünlere TL cinsinden yüzde 50 zam yapar, zaten bizimde hammadde, ekipman, ambalaj, lojistik gibi bir çok gider kalemimize aynı oranda zam zincir geleceği için aradaki 17 Bin TL olarak açıklanan Asgari ücret Zammını tolere etmeye çalışırız diye bir formül varmış. Aslında bilindik ve bizi şaşırtmayan bir formül bu. İyi de herkes USD üzerinden ihracat mı yapıyor be kardeşim. Peki 1-5 gibi az sayıda işçi çalıştıran küçük işletmeler ne yapacak, yıllık cirosu 1 Milyon TL bile olmayan bir ya da iki işçi çalıştıran atölyeler ne yapacak; olan küçük esnafın işçi maliyetine olacak önemli değil. Ama bu Ülke de onlarda var. Bizim Ülke ve Toplum olarak küçük esnaflarımızı da ekonominin önemli bir çarkı olarak görmemiz gerekiyor ki öyleler. Hepsini bir arada bir kümede topladın mı onlarda lokomotifin önemli bir parçası konumundalar. Pek fazla sözü uzatmaya gerek yok velhasıl öte yanda yeni yılın ilk günlerinde bir çok etiketin değişeceğini vatandaşlar olarak bekliyoruz; tek temennimiz etiketlerin hiç yükselmemesi. Fırsatçılık niteliğinde etiketler yükselirse enflasyonla mücadele noktasında toparlamaya başladığımız şu birkaç ayı çöpe atarak tekrardan başa döneriz. Gelin etiketlere yüklenmeyin vatandaşa lütfen bir nefes aldırın. Asgari ücretli aldığı ücreti bir hissetsin daha eline geçmeden cebinden alındığını görmesin, emeklilere yeni yılla birlikte yapılacak zam onlara da rahat bir nefes aldıran bir oranda olsun. 2023 sıkıntılı geçmişti en azından 2024 etiketlerin pek değişmediği bir yıl olarak umutların yeşereceği, mutlulukların artacağı, her kesimiyle büyüdüğümüz güzel ama güzel bir yıl olsun İnşallah.   ŞAŞKINLIK İÇİNDEYİM SİZE SAYIN CUMHURBAŞKANI BİLE GÜLER. Geçtiğimiz hafta köşe yazımızda hatırlasanız 11 ay önce ki döviz, altın ve akaryakıt fiyatları neymiş bugün ne olmuş diyerekten grafiklerle paylaştığımız bir köşe yazımız olmuştu.  Üstüne basa basa bu rakamlar Devletin Resmi Web Sitelerinden arşiv kayıtlarıdır demiştik. Hatta demiştim ki bazıları bana kızar ne gerek vardı bunları hatırlatmana derler demiştim. “Abdala malum olur hesabı” misali. Birkaç üstat tan tepki aldık neymiş seçim dönemine girilen şu süreçte bu zarar verirmiş, insanlar merak ederse kendileri ulaşırmış geçmiş dönem döviz, altın gibi diğer bilgilere zaten, benim bu şekilde bir haber yapmamın altında bir kötü niyet olabilirmiş vs vs bir ton saçmalık. Üstatlar; bu gereksiz yaklaşım ve değerlendirmenizi inanın Sayın Cumhurbaşkanı bile duysa güler size. 10 yaşında bir çocuktan oğlum internete bak 11 ay önce dolar ne kadarmış bugün ne kadar olmuş arada ki fark nedir bak deseniz bile çocuğun 30 saniyede bulacağı bilgiler bunlar. Ben birde Devletin Resmi sitelerinden alıp verdim size.   HALKIMIZA SORMUŞLAR ? 2019 Yılında yapılan ve sonra bir daha bulamadığım bir anket dikkatimi çekti. Aynı anketin 2023 yılını kapsayıcı şekilde en son güncel halini merak ediyorum acaba değişen sonuçlar var mı? Çalıştığınız işten elde ettiğiniz kazançtan memnun musunuz ? ( % ) Çok memnun                          2.01 Orta                                        22.82 Memnun                                 24.23 Memnun değil                        30.51 Hiç memnun değil                  14.11 Parasal Kazancı yok                6.32 Kaynak: TÜİK   AFYONKARAHİSAR İŞ DÜNYASINDA YÖNETİCİLER MEHMET ÖZER Mehmet Özer, Afyonkarahisar’a geldiğim 23 yıl öncesinden tanıdığım sevgili bir kardeşim değerli bir insandır benim için. Kendisi aynı kardeşi Zafer Özer ile birlikte, Rahmetli Dedesi (Yusuf Ağa) Yusuf Özer’den kendilerine geçen özel bir genetiğe sahiptir. Destek  olmayı sever, halden anlama güdüsüne sahiptir, inovasyona açık, gelişim için her türlü donanımın varlığına inanan idealist ve milliyetçi bir insandır. Aile işletmelerinde çalışan tüm kadrolar ve çalışanlar için yeri farklıdır. Özerband’ın özellikle yurt dışı çalışmalarında değerli katkılar sunan ve Kosova Yatırımının geliştirilmesine aile yadigarı  Özerband Genel Müdürü Ahmet Tuncer Dönmez ile birlikte önemli katkılar sağlamış olan Özerler Holding Ailesinde başarılarını gözlemlediğimiz daha bir çok 4.kuşak temsilcilerden birisidir Mehmet Özer. Bu vesileyle Sevgili Mehmet Özer ve kardeşi Zafer Özer’e sevgilerimi iletiyorum.   BİLGİ,BİLGİDİR. KULAĞIMIZDA YER ETSİN DARDANİZM GİRİŞİMİ :Özellikle tarımsal ürün piyasalarında,fiatları yüksek tutarak kar oranını yükseltmek amacıyla, tarımsal ürünün çeşitli şekillerde yok edilmesi ile oluşan girişim. Geçtiğimiz yıllarda Ülkemiz’de özellikle Kuru Soğan üzerinde denenmiştir. KARTEL: Aynı üretim kolunda iki veya daha fazla işletmenin aralarındaki rekabeti önlemek ve pazarda bir fiyat tekeli oluşturmak amacıyla hukuki ve ekonomik bağımsızlıklarını koruyarak meydana getirdikleri birlik. Bu zamana kadar Ticaret Bakanlığı bir çok işletmeye önemli ölçülerde cezalar yazmış ve sürekli olarak bu tür girişimleri yakinen takip etmektedir. NARH SİSTEMİ: Mal ve hizmet fiatlarının alt ve üst limit olarak devlete bağlı kamu otoriteleri tarafından belirlenmesi sistemini Osmanlı’dan bugüne gelen adıdır..Bu uygulama iyi kontrol edilemediği takdirde karaborsalar oluşmaktadır. Özellikle Akaryakıt fiyatlarının Devlet kontrolünde belirlenmesi buna en iyi örneklerden birisidir. GEÇMİŞTEKİ TİCARİ HAYAT İCAZET TÖRENİ 17.Yüzyıl ticari hayatında kalfalıktan ustalığa geçiş merasimi olan “İCAZET” merasimi ilkbaharda yapılırdı. Çıraklık ve kalfalık merasiminden daha parlak bir tören olan “İCAZET”in bir diğer adı çırak çıkarma olarak anılırdı. Merasim esnasında usta adayı olan kalfanın ustası söz alır ve kalfasını yetiştirmek amacıyla elinden gelen bütün çabayı harcadığını, buna Allah’ın şahit olduğunu belirterek, kalfasının usta olmaya uygun olduğunu ve her halinden memnun olduğunu ifade edip, geleneksel olarak şu sözü söylerdi. “Âlimlerin dediklerini, nakiblerin öğütlerini, benim sözlerimi tutmazsan ana, baba, hoca, usta hakkına dikkat etmezsen, halka zulüm edersen, yetim hakkını alırsan ve Allah’ın yasaklarından sakınmazsan hakkım haram olsun.” Bu dua ve öğütlerden sonra, usta kalfasının kalfalık peştamalını çıkarıp, kendi eliyle ustalık peştamalını kuşatır. Bütün bu yapılanlardan sonra, dua edilir, yeni usta birer birer merasim meclisindeki büyüklerin ellerini öper, dualarını alır, böylece tören nihayete ererdi.