Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Veli CENGİZ
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

DİZ ÇÖKMEYEN VARLIK

Diz çökmeyen varlık diyorum; kadınlara… Yaşı ne olursa olsun, ister çocuk yaşta, ister ana olacak cağda. Susar ama diz çökmez güç, kudretin karşısında. Dayanır, direnir, ölümü göze alır; ölür ama diz çökmez!.. Varmadan daha sekizine, ergin olur, Ünzile olur. Hem çocuk, hem de kadın, on ikisinde ana! Bir gül gibi al ve narin, bir su gibi saydam ve sakin susar kadın Ünzile. Kendi sığınağına çekilir, kendi istemeden kimse çıkaramaz O’nu sığınaktan… Yalnızdır, tutacak dal bulamaz! Sevmediği halde erine katlanır; O’na acıdığı için. Analık duygusu her dem öne çıkar, çaresiz kalanların töreye sığınarak, reva görülen kötülüğü yapanları, bağışlamayı bilebilen yüce varlıktır kadınlar… Kimi çocuk yaştaki emmioğluna verilir, iki dağın arasına bırakılır, bülbül gibi daldan dala konar; ne gün görür, ne de murat alır. Ana beni bir çocuğa verdiler diye türkü yakar, ağıt söyler, yüreğini serinletir, ama diz çökmez. Kurtuluş savaşında Yunanlılar Gediz’e kadar gelmiştir. 70. Alay komutanı Halit Bey direnir… Kaçaklar meydanı terk ederler ama Halit Bey’in 12 yaşındaki kızı Zehra’ya çarparlar. “ Ben duvarım, arkamda gidilecek yol yok. Gidilecek yol önümde.” Der. Kaçaklar 12 yaşındaki kızın sözlerini duyunca, kendilerine gelirler ve Gediz’i vermezler düşmana. Ne düşman askerlerinin karşısında, ne de kaçanların karşısında diz çökmemiştir Zehra. Kadın aslında bilgindir; yaratıcılığının sınırı yoktur. Yaşanılır bir çevreyi kurar; kadın hayattır güneşi, ay’ıyla. Isıtır yüreğimizi bakışıyla. Kadın sabırdır, tahammüldür çekilmez dertlere… Ağzı sıkıdır, edeplidir ele güne rüsva etmez seni… Dayanır, dayanır… sabır taşı olur, sonunda çatlar; esnaf karısı Binnaz olur, Fosforlu Çevriye olur, yedi kocalı Hürmüz olur, şoför Nebahat olur, diklenir hayata, yani diz çökmez. Erkeğin egemen olduğu bir toplumda, oto kontrollü bir yaşamda “Kadının adı yok” demişler ama, yaşamın her anında, her halinde kadın var. Evine kireçle badanalarken var; “odam kireç tutmuyor, hayalin gözümden gitmiyor, soyunda gir koynuma, terim, tenim ilaçtır benim” diye, dertlere ilaç olmayı bileni yok sayabilir misiniz? Hayır dediğinizi duyuyorum. Siz de beni duyun biraz. Zülfü Livaneli’nin “mutluluk” filmini izlediğinizi düşünüyorum. İzlemeyenlere de internetten izlemenizi tavsiye ediyorum. Kadın kahraman Meryem’i kirletirler!.. kendisinin hiçbir sucu yoktur. Töre böyle diye bir depoya kapatırlar, yanına da bir urgan bırakılır… Kendini asacak, suçlu kendisi olacak! Aristo : “Dünya kurulduğu günden beri gökte bir değişiklik yok!” der. Bizim töremizde de değişen bir şey yok törelerimizde. Doğu ve Güneydoğu’da “elektrik çarpmasıyla” ölenlerin sayısında büyük artış varmış. Töreye bile diz çökmeyen kadınlar, elektrik çarpmasıyla büzülüp kalıyorlar…Diz çökmüyorlar.. Kadın gücünü göstermek istediğinde O’nu engelleyemezsiniz. Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar. Sevgi dilini konuşursanız; sevgili olur, arkadaş olur, annen olur, hem de çocuğun olur bağrına basacağın, kucaklayacağın. Bileceksin ki evde seni bekleyen bir kadını vereceği “ huzuru” hiç kimse sana veremeyecektir. Ne o çökecektir diz, ne de sen. İki can bir olursa, diz çökenler başkaları olacaktır. Yüce varlıkların kadınlar gününü kutluyorum… Mutlu yaşamak onların hakkı.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç
Sayın Gayrimenkul