Seçimler geride kaldı. Bir kez daha kazanan Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Türkiye’nin en büyük sosyologu olan Erdoğan, yine seçmenini okudu, yine kazandı. Seçimlerden önce Z kuşağı bir aforizma kullanıyordu: MakeTurkeyslayagain (Türkiye’yi yeniden mükemmel yap). Ama önce CHP köklerine dönmeli, yani: Make CHP Turkistagain. (CHP’yi yeniden Türkçü yap) Muhalefet yöneticileri ve seçmeni başarısızlıklarını halka yükleyedursun, biz kasedi biraz geriye sararak muhalefetin başarısızlık nedenlerini kalem kalem sayalım. 1- Cumhuriyet Halk Partisi, Türkçülük ideolojisi üzerine kurulmuş 6 okundan birisi milliyetçilik olan bir partidir. Bu partide Canan Kaftancıoğlu gibi, Sezgin Tanrıkulu gibi, Ünal Çeviköz gibi isimlere yer yoktur. 2- CHP’deki delege yapısı yüksek sayıda oy aldıkları batı illeriyle, düşük sayıda oy aldıkları doğu illerinden neredeyse aynı sayıda delege gelmesini sağlıyor. (Örn: 150 bin civarında oy aldığı Edirne’nin 4 delegesi, 90 bin civarı oy aldığı Diyarbakır’ın 20 delegesi var.) Demokrasi eleştirisi yapacak olan parti, önce kendi içinde demokrasiyi sağlamalı. 3- Bu partiden nemalanan, sosyal medyada kendilerine PhD denilerek dalga konusu olan gazeteci ve anketör çetesinin (A.H.F., K.Ö., E.E., B.Y., C.A.) ısrarla partiye yakın noktada tutulmaları, bu kişilerin tüm muhaliflerin ısrarına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday yapabilmek için manipülasyon yapmaları, Kılıçdaroğlu aday olmasın diyenlere, ‘Sarayın elemanı’, ‘Beşli Çete’nin elemanı’, ‘Alevi düşmanları’ diyerek saldırmaları CHP’li olmayan muhalifleri Kılıçdaroğlu’ndan uzaklaştırdı. Bu isimler hâlâ sosyal medyada Kılıçdaroğlu’na destek mesajları açıklıyorlar. Neyin desteği bu? 12 seçim kaybeden bir başkanın istifasından daha doğal olan nedir? Ayrıca bu kişiler Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını isterken ‘HDP oyları kilit konumundadır’ argümanını kullandılar. Götürüsü getirisinden çok olan bu denklemi bu siyaset guruları uydurdu. İşte bunların yeni adı ‘Oktroller’. 2 Şubat 2023 tarihinde yazdığım yazıdan bir kesit paylaşacağım: “Bugüne kadar medya sektöründe büyük paralar kazanmış bu şahısların kazanmak ya da kaybetmek gibi bir derdi yok. Aynı gemideyiz lakırdılarını da yapmaya başlarlar yakında. (Seçimi muhalefet kaybederse)bu hakaretleri yiyenler kaybedecek, hakaret edenler lüks evlerinde, güvenlikli sitelerde yaşamaya devam edecekler. Sonra seçim kaybedilince Aziz Nesin’in sözlerini sosyal medyalarında paylaşacaklar.” 4- Seçim sürecinden önce Kemal Bey; sığınmacılar, ekonomi, dış politika, eğitim gibi mesajlar yerine Selahattin Demirtaş, Osman Kavala söylemlerini kullandı. Yukarıdaki siyaset guruları HDP seçmeninin oyu şart diyince, Kemal Bey’in seçim kampanyasının ana aktörü Demirtaş oldu. Halbuki %60 civarında sağ-milliyetçi seçmen var. Kampanya ya HDP’ye hitap edecekti, ya milliyetçilere. %8 oyu olan HDP tercih edildi. 5- Kemal Bey aday olabilmek için bütün tuşlara aynı anda bastı. Oy oranı %1 civarında olan partilere bol keseden cumhurbaşkanı yardımcılığı, bakanlık, milletvekilliği dağıttı. Şimdi de ‘Biz demokrasiye bakmıştık ama… Yok mu? Başlıklı 12 Ocak 2023 tarihli yazıma bakalım: “Nasıl bir mantık yüzde 1 oyu olan partilere cumhurbaşkanı yardımcılığı, bakanlık verebilir? Nasıl bir mantık barajı geçemeyecek ve başka partilerin listesinden seçilecek kişilere ülke yönetimini teslim edebilir? Nerede demokrasi?.. Halkın teveccüh göstermediği bir kişi ya da parti nasıl olur da ülkeyi yönetebilir? Siz değil miydiniz, bakanlarla ‘atanmışlar’ diyerek dalga geçen? Ne hakla ülkeyi akla hayale gelmeyecek bir yönetim şekline zorluyorsunuz? HDP’nin tutum belgesini dikkate alacağız diyerek Altılı Masa adına konuşan, Türklüğü anayasamızdan çıkaracağız diyen, cumhuriyet devrimlerini tartışalım diyen ve anadilde eğitimi destekleyen DEVA’yı, sığınmacı sorununun mimarı Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’ni alın, sadece önümüzdeki toplantıda ne yiyeceğinizi konuşun. Çünkü seçim addaa… Gitti. ” 6- Demokrasi şahikası(!) CHP’nin medyasında Yılmaz Özdil’in bile iki cümlesine müsamaha gösterilmedi. Meral Akşener’in masadan kalkması hadisesinde Akşener’i savunan Özdil, derhal Sözcü TV’den istifa etti ya da ettirildi. Hatırlayalım o dönemde Akşener hakkında neler söylendi neler? Ne hakaretler… ‘Çek sifonu gitsin’, ‘Tarih olacaksınız’, ‘AKP ile koalisyon yapacak’, ‘CHP’yi bölmeye çalışıyor’, ‘Halka ihanet ettiler’ gibi birçok söylemle linç girişiminde bulunuldu. Bu linç Muharrem İnce’ye de uygulandı. Söylemler, eylemlerle ters olunca, halkta inandırıcılık da olmuyor. 7-  Birçok muhalif yabancı seçmenler konusuna dikkat çekti. CHP’nin seçim güvenliğinden sorumlu Onursal Adıgüzel, “Çok sayıda yabancı seçmen yok. 240 bin civarında…” açıklaması yaptı. Şimdi bazı muhaliflerin yabancı seçmenler oy kullandı diye serzenişte bulunmasına gerek yok. En azından o günlerde Adıgüzel’e tepki göstermemiş olanların. 2018 seçimlerinden mimli olan Adıgüzel 14 Mayıs seçimlerini de iyi yönetemedi. CHP’nin 10 Aralık tayfası,  her kesime ulaşacağız diyerek partideki ulusalcı isimleri tasfiye etmişti. O CHP, AK Parti’nin en güçlü döneminde %25 oy alıyordu. Şimdi birçok sorun varken Y-CHP’nin kendisini iyi avutmak dışında bir başarısı yok. Köklerinden kopmuş, kendi değerlerine uzak, Tunceli’ye Dersim, Diyarbakır’a Amed diyen Y-CHP mücadele safsatalarına devam etsin. Seçmeni kandıramaz ama medyadaki etki elemanlarıyla bir süre daha oyalayabilir belki. Daha birçok sebeple ilk düğmesi yanlış iliklenen seçim sürecinin sonu da muhalefet için kötü bitti. Bundan sonra ne olacak? Kendi adaylığını dayatan Kemal Kılıçdaroğlu onurlu bir çıkış yapıp istifa edecek mi? Birisi Kılıçdaroğlu diktatoryasınabaş kaldıracak mı? Yeni CHP’nin sonu geldi mi? Bence hiçbiri olmayacak. Kazanması muhtemel iki aday varken kendisini aday olarak gösteren Kılıçdaroğlu da, onu aday yapmak için çalışan gazeteciler de, anket yapmaya gerek yok, Kılıçdaroğlu aday olsun diyen genel başkanlar da iktidar olmayı düşünmüyor. Sayın okuyucularıma ‘Sayın Bakanım’ dizisinin muhalefet kesitini izlemelerini tavsiye ediyorum.   KADİR KAPLAN YAZDI!