Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Can Yardımcı
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

SAĞLIK EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ-4

 
  1. SAĞLIK HARCAMALARI VE EKONOMİK BÜYÜME
İktisadi gelişme ve büyüme teorileri, ülkeler arasındaki farklılıkların birçok nedeni olduğunu ileri sürerler. Bu argümanın temel felsefesi, kimi ülkeler neden daha fazla gelişmişken diğerleri neden daha az gelişmiştir düşüncesine dayanmaktadır. Ekonomik büyüme modelleri temelde iki değişken üzerinden ele alınmaktadır: emek ve sermaye. Ancak ekonomik büyüme modellerinin bir diğer önemli değişkeni teknolojidir ve bu değişken de büyüme fonksiyonlarında yerini almıştır. Ekonomik büyümeyi ifade için kullanılan fonksiyonlarında temelde sermaye sadece fiziksel sermaye üzerinden ele alınırken daha sonraları bu değişken beşeri sermayeyi de içerecek biçimde modellerde dikkate alınmıştır. Ülkeler arasındaki büyüme değerlerindeki farklılıkların açıklanmasında kullanılan beşeri sermayenin belirleyicileri ise eğitim ve sağlıktır. Dolayısıyla ülkeler arasındaki gelişmişlik düzeyindeki farklılıkların nedenlerinden biri de ülkeler arasındaki sağlık seviyesi ve sağlık girdilerinin arasındaki farklardır (Mills ve Gilson, 1988:7). Sağlık değişkeni; refah seviyesi, beşeri sermaye ve emek verimliliği üzerinde direkt etkiye sahiptir (Taşdemir ve Dilber, 2020: 25-26). Sağlık hizmetlerinin; ihtiyacı tam olarak karşılaması, herkes tarafından erişilebilir olması ve nitelikli gerçekleşmesi durumunda bu hizmetten faydalanan bireyler kendilerini iyi hissedeceklerdir. İnsanların sağlıklı olması, ömür süresini uzatacak ve iş gücünden daha fazla faydalanılmasını sağlayacaktır. Bireylerin daha sağlıklı olmalarını sağlamanın en temel göstergelerinden biri de sağlık harcamalarıdır. Sağlık harcamalarındaki artış, sağlık üzerinde olumlu etki yaratmaktadır (Batbaylı, 2022:44). Bu açıdan bakıldığında, sağlık alanında yapılacak yatırım ve bireyler için yapılacak harcamalar emeğin verimini artıracak, buna bağlı olarak veri zaman diliminde üretimi artıracaktır. Sonuç olarak sağlık alanında yapılacak yatırım ve harcamalar ekonomik büyüme üzerinde yadsınmayacak büyüklükte pozitif etkiler yaratacağı aşikardır (Işık, 1997:34). Sağlık harcamalarının artmasının nedenlerinden biri de sağlık sigortası olanların sayısının artmasıdır. Sağlık sigortasına ulaşabilen bireylerin sayısını artması ile sağlık harcamaları artmakta ve böylece ekonomik performans yani ekonomik büyüme pozitif yönde etkilenmektedir (Frankovic ve Kuhn, 2023:2). Ayrıca sağlık harcamalarındaki artış sağlık hizmetlerinin sunumunun iyileşmesini sağlayacak ve insanlar için beklenen yaşam süresinde artış meydana getirecektir. Beklenen yaşam süresinin artış göstermesiyle birlikte sağlık harcamaları ekonomik büyümeyi dolaylı yoldan da pozitif etkileyecektir (He ve Li, 2020:2381). Nitekim ülkeler bazında yapılan sağlık harcamaları zamanla artış göstermektedir. Sağlık harcamalarındaki artış toplumsal bilinç ile birlikte sağlığa ilişkin verilen önemin bir göstergesidir. Dünya genelinde sağlık harcamalarının GSYİH’ya oranları artmakta ve 2020 yılı itibariyle bu oran yaklaşık %11’leri bulmaktadır. Türkiye ekonomisi bakımından ise sağlık harcamalarının GSYİH’ya oranı 2020 yılı itibariyle yaklaşık %5 civarındadır. Dünya ortalaması ve Türkiye özelinde sağlık harcamalarının GSYİH’ya oranlarının zaman içindeki değişimini göstermek için 2000 ve 2020 yılları arasındaki verilere ilişkin grafik aşağıda sunulmuştur. Grafiğin oluşturulmasında kullanılan istatistiki veriler Dünya Bankası (World Bank, 2003) veri tabanından elde edilmiştir. Grafik 1. Sağlık Harcamalarının GSYİH İçerisindeki Payı   Kaynak: Dünya Bankası (World Bank) Dünya Bankası veri tabanından diğer ülkeler içinde ulaşılan bazı verileri yer vererek daha somut bir bakış açısı sunabiliriz. OECD ülkeleri için 2020 yılı itibariyle sağlık harcamalarının GSYİH’ya oranı %14 civarındadır. Avrupa Birliği ülkelerinde ise bu oran 2020 yılı için %11 civarındadır. Bazı gelişmiş ülkelere baktığımızda ise 2020 yılı itibariyle sağlık harcamalarının GSYİH’ya oranı Almanya için % 13, Birleşik Krallık için %12 ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) için bu oran % 19 civarındadır.  
  1. TARTIŞMA VE GENEL DEĞERLENDİRME
Sağlık ekonomisinin, iktisat biliminin bir alt dalı olarak ortaya çıkmasındaki temel mantık kaynakların kıt olmasıdır. Bu mantıktan hareketle politika yapıcılar, kaynakların kısıtlılığı altında kaynakların etkili ve verimli kullanılmasına sağlayarak hiçbir kimsenin dışlanmadığı bir sağlık sistemini oluşturmak için çalışırlar. Ancak sağlık hizmetlerinin diğer mal ve hizmetlerin aksine kendine özgü bir takım özelliklerinden dolayı etkili bir şekilde değerlendirilmesi zorluklar içermektedir. Sağlık hizmetlerinin ekonomik yönden analizinin içerdiği zorlukların aşılması için yapılan akademik çalışmalar gün geçtikçe artmakta ve literatürde bunun paralelinde genişlemektedir. Sağlık ekonomisine olan ilginin artmasının temelinde maliyetlerin yükselmesine bağlı olarak sağlık harcamalarının artması ve bunun sonucunda ortaya çıkan finansman sorunu vardır. Bu iki olgunu bağlı olduğu bir diğer konu ise sağlık hizmetlerinin sunumudur. Sağlık harcamalarının maliyetlerinin artmasındaki faktörler; teknoloji yoğun ürünlerin kullanımının artması, nüfus artışı, eğitim seviyesindeki artışa bağlı nitelikli sağlık talebinin artması gibi değişkenlerdir. Sağlık harcamalarının artması sonucunda ortaya çıkan finansman sorununun ana odak noktasında ise bu finansmanın kim tarafından yapılacağı vardır. Sağlık harcamalarının finansmanın kamu tarafından mı, özel sigortalar aracılığıyla mı yoksa bireylerin cepten mi yapacağı güncel olarak tartışılmaya devam etmektedir. Genel itibariyle, çoğu ülkede sağlık harcamalarının finansmanın içerisinde kamunun az ya da çok bulunduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Tabi bu noktada sağlık hizmetlerinin sunumunun da kim tarafından yapılması gerektiğine yönelik fikirsel değerlendirmeler yapılmaktadır.  Tüm bu sayılan nedenler sağlık alanında yeni politikaların oluşturulması ve reform planlarının yapılmasına yol açmaktadır. Ortaya çıkan güncel reformların ana temasını, sağlık harcamalarının finansmanında bireylerin daha fazla katılımının sağlanması ve maliyet paylaşımının artırılması oluşturmaktadır. Sağlık alanında uygulamaya konulacak bu yeni politika ve reform çalışmalarının önemli başlıklarından biri de bu alanın regüle edilmesi yani regülasyon çalışmaları oluşturmaktadır. Regülasyon uygulamalarının ana amacı kamu yararının maksimize edilmesidir. Regülasyonların etkili olmasının temel koşulu, bu uygulamaları kamu adına yetki devri ile gerçekleştirecek, iyi dizayn edilmiş bir bağımsız idari otoritenin varlığıdır.  Bağımsız idari otoriteler modern yönetişimin en iyi örneklerindendir ve idarenin yönetim maliyetlerinin etkinleştirilmesi adına da önemlidir. Yeni dönemde sağlık hizmetleri alanında modern yönetişim faaliyetlerinin ülkeler arasında yaygın bir biçimde ele alınacağı aşikardır. Sağlık hizmetlerinin uluslararasılaşmasının en belirgin örneklerinden biri sağlık turizmidir. Ülkeler arasındaki ulaşım çeşitliliğinin artması ve kolaylaşması, akreditasyonlar gibi uluslararası standartların oluşması ile buna dâhil olan ülke sayısının artması sonucu insanlar sağlık hizmeti almak için seyahat etmeye başlamışlardır. Sağlık turizminde hem sağlık personeli hem de turizm alanında çalışan personellerin eğitimli olmaları ön plana çıkmaktadır. Ancak sağlık turizmi sağlık hizmetlerinin uluslararasılaşma kavramının alt başlıklarından biridir. Sağlık alanında uluslararasılaşmanın yoğun bir biçimde arttığı bu dönemde ülkeler markalaşma stratejileri üzerinde çalışmalı ve buna yönelik politikalar gerçekleştirmelidirler. Tüm bu açıklamalar ışığında bakıldığında, sağlık hizmetlerinin uluslararasılaşmasına ilişkin literatürde bir boşluk vardır. Nitekim literatüre bakıldığında gerçekleştirilen bu alanda yapılan çalışma sayısı oldukça azdır. Bu nedenle bu konuyu ele alan çalışmaların yapılması literatüre ve politika yapıcılara katkı sağlayacaktır. Sağlık değişkeni, büyüme iktisadı açısından da önemli bir değişkendir. Nitekim yeni geliştirilen birçok ekonomik büyüme modelinde yer verilen bir değişkendir. Ülke ekonomilerinin performansı üzerinde en etkili olan değişkenlerden biri beşeri sermayedir. Beşeri sermaye, üretim sürecinde yer alan kaynakların daha etkin ve verimli bir biçimde kullanılmasını sağlayan emeğin sahip olduğu bilgi ve becerilerin tümüdür. Aslında nitelikli iş gücü ya da emek, beşeri sermaye olarak tanımlanır. Eğitim değişkeni ile birlikte sağlık değişkeni, beşeri sermayeyi etkileyen en önemli unsurlardandır ve beşeri sermayenin ölçülmesinde kullanılan değişkenlerden biridir. Sağlıklı bireyler, sağlıklı toplumların oluşmasını sağlar ve sağlıklı toplumlarda ise beşeri sermaye ile birlikte diğer kaynakların verimliliğinde artış sağlanarak ekonomik performans olumlu yönde etkilenecektir. Sağlık harcamalarındaki artış ülkelerin refahını artıran önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla ülkelerin yıllar itibariyle sağlık harcamalarındaki artışın önemli bir nedeni de işte bu refah artışını sağlayacak ekonomik performansa ilişkindir. NK (2023). World Bank Open Data. https://data. worldbank.org

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç
Sayın Gayrimenkul