Nöbetçi Eczaneler
Aşağıda kendisinin iş dünyamıza verdiği tavsiyeler ile sizleri baş başa bırakmadan önce kıymetli eşi Radyoloji Uzmanı Doç. Dr Esra Özgül’ün yakın zamanda İlimiz sağlık sektörüne kazandırdığı özel kliniğinin de hayırlı olmasını diliyor, sağlık turizmi konusunda güzel gelişmelerin yaşandığı şehrimize kazandırdıkları farklı destinasyonları için kendilerine yürekten teşekkür ediyorum.
Aynı zamanda; Mustafa Enis Arabacı, Süleyman Şahin, Mehmet Kemal Demirkırkan, Murathan Leblebicioğlu, Güray Gülseren, Muhammet Burak Aldanmaz ve Mecit Gürhan Ceylan gibi çok yakından tanıdığım ve önce gönülden birer insan sonra doktor olduklarına şahit olduğum sevgili dostlara da selamlarımı iletiyor; sizleri İş dünyası için tavsiyelerin bulunduğu ama genelde hepimizi ilgilendiren kalp sağlığı konusuyla ilgili Uzman Kardiyolog Doktor Ali Seydi Özgül ile baş başa bırakıyorum…
“İş dünyası, modern yaşamın bir parçası olarak hızlı tempolu ve rekabetçi bir ortamı temsil etmektedir. Ancak bu yoğun çalışma atmosferinde kalp sağlığının önemi sıklıkla göz ardı edilir. Stres, iş dünyasının kaçınılmaz bir gerçeği olarak karşımıza çıkar. Yoğun çalışma temposu, sürekli takvim baskısı, yüksek beklentiler, sorumluluklar stres seviyelerini artırır. Bu durum ise kalp hastalıkları riskinin en sevdiği arkadaşıdır. Stresin yönetilmemesi, düşük fiziksel aktivite seviyesi ve yanlış beslenme alışkanlıkları da kalp sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. İyi bir kalp sağlığına sahip olabilmek için öncelikle stres yönetimi büyük önem taşımaktadır. Düzenli egzersiz yapmayı ve meditasyonu lütfen yakın dostunuz olarak görün. İş hayatında sürekli oturarak geçirilen saatler de kalp sağlığı üzerinde negatif etkiler yaratmaktadır. Uzun süre hareketsiz kalmak kan dolaşımını azaltabilir ve damar tıkanıklığına yol açabilir. Özellikle masa başında oturarak çalışan yöneticiler, memurlar fırsat buldukça bulundukları yerde yürüyerek kalp sağlıklarına yatırım yapsınlar, iş yerlerinde ki merdivenler, üretim alanlarını gezme bu noktada kendileri için güzel bir yardımcı aktör olacaktır. Sonuç olarak, iş dünyasıyla iç içe olan bireylerin kalplerinin sağlıkla pompalanabilmesi büyük önem taşımaktadır. Stresin kontrol altına alınması, düzenli egzersiz yapılması ve doğru beslenilmesi bu işin olmazsa olmazıdır.. İyi yönetilen bir iş hayatının yanında aynı şekilde iyi korunan bir kalbin buluşmasında kesinlikle başarı vardır. Ben yaş olarak oldukça gencim demek kesinlikle yanlıştır yukarıda aktardıklarımız tüm yaş bireylerindeki herkes için geçerlidir. Hayatınızda düşük tuzu, ölçülü yağ ve şeker içeren gıdaları, bol miktarda meyve, sebze, tam tahıl ürünleri ve protein kaynaklarını yakın yoldaşınız yapın. Tekrar ediyorum stresinizi lütfen yönetin, başa çıkamıyorum dediğinizde psikiyatrik destek almaktan kaçınmayın. Unutmayın, iş ve para her şey değil; sağlık gibi değerli bir servet yok hayatımızda. O kadar yoğunum ki vakit bulamıyorum diyerek baskılamayın kendinizi. Unutmayın bünyeniz size yeter artık dediğinde ertesi gün yapacağınız önemli bir işin hiçbir önemi kalmayacak. Bu noktada; yılda bir sefer Kalp Sağlığı durumunuzun kontrolü için kendinize vakit ayırın. Kan basıncı ve kolesterol düzeyinizi lütfen takibini ihmal etmeyin, şikâyetçi olduğunuz bir rahatsızlıkta rutin tedaviden sonuç alamıyorsanız muhakkak ilgili uzmana başvurun. Unutmayın maddi ve manevi sorumluluklarınız sizlerin daha fazla kendinize bakmanızı gerektiriyor. En önemlisi uyku ile barışık olun kalbin iyi dostudur düzenli uyku. Bu arada günlük kafeininizi lütfen kontrol altında tutun, sigarayı bırakın, bırakamıyorsunuz destek alın yada azaltma konusunda kendinizde yüksek bir irade sağlayın. Aslında beyniniz sizin emrinizde bunu lütfen unutmayın. Son olarak içinde bulunduğumuz Ramazan ayının herkese hayırlar getirmesini diliyor; özellikle kalp hastalarının Ramazan ayı ile ilgili hekimlerinin verdiği tavsiyelere uymasını gönülden rica ediyorum. Bu güzel bilgiler için yürekten teşekkürler Sevgili Hocam. Murat AKARÇAY
GERÇEKTEN YETER ARTIK
BULUN ARTIK BİR ÇÖZÜM
Gerçekten yeter artık bulun bir çözüm. Yok Panter Emel gibiler filan ortayı ayağa kaldırıyormuş bırakın kaldırsın. Hayvan severler ayaklanıyormuş kusura bakmasınlar. Köpekler insanlara da ve çocuklara da tabi ki saldıracak doğasıdır sakın dokunmayın demek kimse kusura bakmasın hayvanseverlik değil hayvan sevmezlik olur. 1980’li terörlü yıllarda insanlar çocuklarını sokağa çıkartmıyordu; bir ara çocuk kaçırmalar fazlalaştı çıkartamadılar, sonra pandemi oldu yine çıkartamadılar şimdi başıboş köpeklerden dolayı çıkartamıyorlar. Bakın fotoğrafta ki çocuğa 3 ay hastanede yattı 3 ameliyat oldu bir daha olacak. Bu zamana kadar duyduğumuz binlerce aynı haberden en son medyaya yansıyan çocuğumuz bu. Çektiği acının empatisel olarak hesabını yapmayıp sadece yaşadığı travmanın empatisini yaptığımda bile benim yüreğim acıyor birde siz aynısını düşünün sevgili yetkili merciler lütfen. Bu insanlar çocuklarını sokakta çöp tenekesinde mi buldular; ya da yetiştirelim sahipsiz bir köpek saldırsın hastane de zevkine 3 ay yatıralım diye mi doğurup büyüttüler.
Ben bir hayvan severim evimde kedimde var sevdiğim çok sahipli ve evinin bahçesinde olan sayısız köpek te var. Çözüm hayvan severler var diye söylenip çözümsüzlük değil muhakkak vardır dünya da örnekleri gidin araştırın modeli alın Türkiye de uygulayın. Çok mu pahalı kamu kaynakları yetersiz mi diyorsunuz; açın bir kampanya halka sunun. Depremde milyarlarca lira parayı emrinize veren bu Ülkenin vatandaşları hiç merak etmeyin, çocuklarının sağlığı ve sokakların toplum için daha tehlikesiz olduğu alanlar olması için milyonlarca lira kaynağı emrinize verirler. Gerçekten Belediye Veterinerlik ve Barınak Merkezlerinin imkânları bir yerde yetmiyor nereye yetişecekler, ne yapacaklar. Gerekli olan ilgili Bakanlıklar nezdinde daha büyük ve kapsamlı kesin çözüm yolunda. Yeter ki artık başta çocukların ve sokakları başıboş köpeklerden daha emniyetli hale getirmeyi CİDDİ anlamda başlatınve haber bültenlerinden köpek saldırı haberlerini tarihe gömün artık. Bırakın kenara çakma işleri tek höykürmek olan sözde hayvan severleri sadece onlar değil hepimiz seviyoruz hayvanları. NOKTA.
BİR AN DÜŞÜNÜN BAKALIM
AŞAĞIDA YAZDIKLARIM DOĞRU OLABİLİR Mİ?
2022-2023 yılının tümüne kısaca bir göz atarsanız bu iki yıl içinde çevrenizden, yakınlarınızdan ve uzaktan olmak üzere aldığınız Ölüm Haberlerinin sayısının fazla olduğunu anımsayacaksınız. Çünkü resmi verilerde bunu söylüyor. Afyonkarahisar’da 2022 yılında meydana gelen kaba ölüm hızı 2009 yılından bu yana ilk kez tavan yaparak Yüzde 8.9 rakamını görerek, 2022 yılında en üst zirveye ulaştı. Afyonkarahisar Kaba Ölüm hızı verilerinde genelde yüzde 6,7 ve 7,1 seviyelerinin üzerine pek çıkmazken; 2022 yılında ilk kez büyük bir rakamı görerek pik yaptı. 2023 yılında bu rakamın yüzde 9.3 un biraz üzerinde ya da yakın bir bantta olacağı tahmin ediliyor. İlginç detay ise Kütahya’da ilk kez Afyonkarahisar gibi yıllar sonra yüzde 9 ile rekor kırarken, Uşak ve Isparta da önceki yıllara göre ölüm hızı ise geriledi. İlimize komşu olan bu 3 şehir Kütahya ile benzer olmamız Uşak ve Isparta ile aramızda fark olmasının sebepleri bir nevi Sosyoloji okuyan üniversiteli arkadaşlar için tam bir araştırma ödev konusu hatta doktora yapan doçentlik tezi diyebileceğimiz bir bilgidir aktardıklarım. 2023 yılı özellikle şahsımın da çok yakın tanıdıklarını toprağa verdiği bir yıl oldu aslında. Sanırım sizlerde bana evet doğru benim içinde aynısı geçerli dediğinizi buradan duyuyor gibiyim. Hayırlısı.GEÇTİĞİMİZ HAFTA BURADA YAZMIŞTIK
KIYMETLİ İLİMİZ YÖNETİCİLERİNİN BİLGİSİNE
“Bu Yazı Pas Geçilmez Okunur” adlı yazımızda geçtiğimiz hafta üzerine bastığımız bir konu vardı. O kadar güzel eş zamanlı bir noktada denk geldi ki, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ta geçtiğimiz hafta sonu Türkiye yaşlanıyor dedi.
Biz EKONOMİA sayfamızın geçen hafta ki manşetinde, oranlar bu kadar düşmüş mü gerçekten dedirtecek Afyonkarahisar rakamlarını ortaya koymuştuk, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımızda aynı haftanın sonunda, Türkiye haritasında benzer gerçeği tüm açıklığıyla ortaya koyarak durumun ciddiyetine aslında işaret verdi. Öte yanda Sayın Cumhurbaşkanının dediği gibi en az 3 çocuk tavsiyesi ile olmuyor artık. Ekonomik koşullara bağlı olarak gençler bırakın üç çocuğu bir çocuğa bile cesaret edemiyor, resmi araştırmalar ortada açıkça bunu gösteriyor. Devlet ve yerel yönetimler arasında geliştirilecek desteklerle bu noktada bir sinerji üretilebilir düşüncesindeyim. Bu vesileyle kıymetli İlimizin Yöneticilerinin bilgisine sunuyorum durum baya gerçekten ciddi. Lokal olarak İlimizde neler yapılabilir ya da İlimizin üreteceği bir fikir tüm Türkiye ye örnek model olabilir mi hadi kafa yoralım biraz. Hem de acil.
ARTIK ZAM ORANINI DEVLET ONAYLAYACAK
AMA BİRAZ ORTALIK KARIŞIK
Resmi Gazete’de yayımlanan yeni yönetmeliğe göre ekmek ve simit fiyatlarının belirlenmesinde artık Ticaret Bakanlığı’nın görüşü alınacak. Bakanlık onayı olmadan zam yapılamayacak. Ekmek ve simit fiyatları Ticaret Bakanlığı’ndan alınan onay sonucu belirlenecek. Uzun zamandır Ankara’da konuşulduğunu duyuyorduk artık Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Enflasyonla mücadele kapsamında farklı sektörlerde buna benzer çalışmaların zaman içinde oluşturulacağı tahmin ediliyor Yönetmelik Resmi Gazetede yayınlandığından bu yana tabir-i caizse çadır biraz karışık. Ekmek üreticileri çeşitli iller bazında özellikle büyükşehirlerde açıklama üstüne açıklama yaparak mevcut sistemin devamı noktasında açıklama yapıyorlar. İlimiz için durum nedir bilmiyorum ama mutlaka ilimiz sektörü arasında destekleyenler ve karşı çıkanlar da vardır. Geçtiğimiz hafta İstanbul’da bir fırıncının tv kanalının bir tanesinde yayınlanan haber bülteninde, ekmek 15 TL olursa az bir şey kar yaparız demesini anlamsızca öylece izledim. Artık zamlarla ilgili birçok sektör ve alanda teknolojinin geldiği son nokta olduk halk olarak. Gelişen teknolojiye şaşırmadığımız gibi yani tepki vermiyoruz.HER AÇIDAN İLÇELERİMİZ
BAYAT
Her Açıdan İlçelerimiz adlı bu köşede her hafta bir İlçemizin, en pratik şekilde bilgilerine göz atarak, her hafta bir İlçemizi sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan değişik bir açıdan tanımaya devam ediyoruz. Alfabetik sırayla gittiğimiz bu köşemizde bu hafta BOLVADİN ilçemiz ile devam ediyoruz. İşte BOLVADİN İlçemiz. İL MERKEZE UZAKLIK: 49.8 KM. D.300 Devlet Yolu Ortalama 34 Dakika. EĞİTİM: 66 Okul, 8,062 Öğrenci, 677 Öğretmen. 3 Meslek Yüksek Okul. YATIRIMLAR: Afyon Alkoloidleri Fabrikası, 1 Organize Sanayi Bölgesi, 1 Güneş Enerjisi Santrali Yatırımı. ÜRETİM: Tarım, Hayvancılık, OSB Sanayi üretim. COĞRAFİ İŞARETLİ ÜRÜN: Bolvadin Mantısı, Bolvadin Fırın Eti. HAYVANCILIK: 35.876 Büyükbaş Hayvan, 171.617 Küçük Baş Hayvan, 2,7 Milyon Adet Yumurta Tavuğu HAYVANSAL ÜRETİM: 62 Bin Ton Yıllık Süt Üretimi Yıllık 7.2 Ton Bal Üretimi, 1.081 Ton Kırmızı Et BİTKİSEL ÜRETİM: Buğday, Arpa, Yonca, Haşhaş, Domates, Kiraz. TURİZM TESİSLERİ: 4 Tesis, 155 Oda, 495 Yatak. TURİZM DEĞERLERİ: Heybeli Termal, Rüstem Paşa Cami,Kırkgöz Köprüsü, 7 Kapı Tabiat Parkı Kaynak: Zafer Kalkınma Ajansı 2022 Afyonkarahisar
