AÇIKLAMLARINDA;
Sayın Başkan,
Değerli İl Genel Meclisi Üyesi Arkadaşlarım, Müdürlerim,
Basınımızın Güzide Temsilcileri,
Hepinizi Saygıyla Selamlıyorum.Bugün burada, Sinanpaşa’mızın güzel Beldesi Taşoluk’ta yaşanan önemli bir meseleyi gündeme getirmek istiyorum. Bu konu, sadece bir beldenin değil, tüm ilimizin geleceğini ilgilendiren çevresel bir tehlike hakkında. Bildiğiniz üzere özel bir şirket, Taşoluk’ta kil madeni işletmek üzere ruhsat almış ve çalışmalara başlamak istemiştir. Ancak, belde halkı bu girişime karşı büyük bir direniş göstermiş, doğanın ve çevrenin korunması adına ayaklanmıştır. Yaklaşık 3500 nüfuslu bu küçük beldede binlerce insan sokağa dökülmüş, iş makinelerini bölgeye sokmayarak seslerini duyurmuştur.
Sayın Başkanım Değerli Üyeler; Taşoluk halkının bu tepkisi boşuna değildir. Söz konusu kil madeni, beldenin bal ormanlarını, bağ ve bahçelerini, doğal çevresini ciddi şekilde tehdit etmektedir. Yaklaşık 1000 futbol sahası büyüklüğündeki bir alanda faaliyet gösterecek bu maden ocağı, ilerleyen süreçte toprak erozyonuna, su kaynaklarının kirlenmesine, hava kirliliğine ve biyo çeşitliliğin yok olmasına yol açacaktır. Üstelik bu durum bölge halkının geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılığa da büyük zarar verecektir.
Orman arazileri maden için tahrip edilirse, gelecek nesillerimiz neyle geçinecek? Hangi doğayı miras bırakacağız onlara?Ben, bu meclisin bir üyesi olarak, Taşoluk halkının yanında olduğumu buradan açıkça ifade ediyorum. Onların bu haklı mücadelesi, demokrasimizin bir gereğidir. Taşoluk halkı, jandarma eşliğinde gelen firmaya karşı güçlü bir şekilde direnmiş, araçların önünü keserek doğayı savunmuştur. Bu direniş, sadece Taşoluk’un değil, tüm Afyonkarahisar’ın sesi olmalıdır. Bizler, seçilmiş temsilciler olarak, halkın iradesini yok sayamayız.
Bu bağlamda, önerim şudur ki:
İl Genel Meclisi olarak, bu ruhsatın derhal askıya alınmasını ve kapsamlı bir çevresel etki değerlendirmesi yapılmasını talep edelim. Maden sahasının bal ormanı gibi koruma altındaki alanlara olan yakınlığını inceleyelim ve gerekirse ruhsatın iptali için ilgili kurumlara başvuralım.
Ayrıca, Taşoluk halkıyla bir araya gelip, alternatif ekonomik çözümler üretelim bölgeyi madenle değil, sürdürülebilir tarım ve ekoturizm projeleriyle kalkındıralım.
Sonuç olarak değerli arkadaşlar, doğamızı korumak hepimizin sorumluluğudur. Gelin hep birlikte bu yanlışı düzeltelim, Ormanlarımızı, tarım arazilerimizi, güzel beldemizi kendi ellerimizle yok etmeyelim. Dinlendiğiniz için Hepinize Teşekkür ederim. İFADELERİNİ KULLANDI.