Geçtiğimiz hafta da Kurban Bayramımızı kutladık. Benim için bu kez farklı bir kutlama oldu. Bu haftaki köşemde onu anlatmak istiyorum. Çocukluğumdan gelen bir anlayışla ben Arefe günlerini çok severim. Bayram günleri de çok değerli ama Arefe günlerinin benim için değeri farklı… Nedeni ise geçmişe olan özlem. Bayramı bayram gibi kutladığımız çocukluk günleri elbette.
++++
AYIPLARLAR DİYE ÖPEMEDİM, UTANDIM
Bizim orada Afyon merkezde olduğu gibi ikindi namazı sonrası kabir ziyareti yapılır. Önce erkekler, köy imamı ile birlikte kabirliğe gider ve dualar edilir. Bunu bilmeyeniniz yoktur sanırım. Geçen hafta Arefe günü de mezar ziyaretine gittik. Ama aklımda bir detay vardı. Günlerdir içimden atamadığım. ‘Acaba’ dedim kendimce. Aslında büyütecek bir olay değildi ama maneviyatı çok değişikti; yaşayınca anladım. Geçtiğimiz günlerde ya bir film ya da bir videoda görmüştüm. Küçük bir çocuk mezarlıkta babasının ismini öpmüştü. O kare günlerce aklıma takıldı. Arefe günü de aklımdaydı elbette. Önce rahmetli anneannemi ziyaret edip, dua okuduktan sonra sırayla dedelerime, amcama ve en son da babama gittim. Duamı rahmetli babama okudum. Etrafıma baktığımda kalabalıktı, aklımdakini yapmak için uygun bir zaman değildi yani. Kısacası ayıplarlar diye utandım. Oysa sadece özlemimi gidermekti amacım. Mezarlıktan çıkmadan yaşamını yitiren tüm köylülerimiz için dua ettim ve oradan ayrıldım. İçimde ukde kaldı ama… Babamı öpemedim. Yıllardır elini öpemediğim gibi…
++++
OYSA NE ÇOK KONU VARDI BABAMA ANLATACAĞIM
Rahmetli babamı toprağa verdiğim 2003’ün 9 Ağustos’undan bugüne hiç böyle hissetmemiştim. Bende konu çok birikmişti, babama anlatacak tonlarca konu hazırlamıştım ve babamla sohbet etmeyeli tam 22 yıl geçmişti. Sohbet demişken ben iki arkadaş gibi sohbet ettiğim zamanlarda babamı kaybettim. Yıllarca yanına geldim ama sohbet etmedim, edemedim, sadece baktım mezar taşına…
Derken ailem kabre gitmek istemişti. Beraber tekrar bende düştüm yola. Mezarlığa geldik, onlar biraz ilerleyince etrafı kontrol ettim, sanki fena bir şey yapıyormuşcasına bir anda babamın mezar taşını öptüm. Öperken de babamın isminin olduğu yer değil de ‘baba adı’ yazan bölümde rahmetli Bayram dedemin ismi denk geldi. Dedemi de çok severdim. Babamla birlikte dedemin elini öpmüş gibi hissettim. Görünüşte küçük bir olay gibi gelebilir ama bunu yaşayan bilir sadece…
ANIN VERDİĞİ HUZUR VE RAHATLIK; YORGUNLUĞUMU ALDI BABAM
Amacıma ulaşmıştım. Hediye almış küçük bir çocuk heyecanı ile babamın ayak ucunda mermerin üzerine oturdum. Babamın ismine bakarken sol elim toprağına gitti. Bunlar sadece saniyeler içinde gerçekleşiyordu. Sadece o anı hissetmek istedim. Hayat durmuştu belki de, tek bildiğim babamla aramda oluşan bir bağdı.
Hani derler ya, ‘Film şeridi gibi gözümün önünden geçti yaşadıklarım.’ Aslında şu an hatırlamıyorum düşündüklerimi. Bırakın öyle kalsın hatıralarda… Sadece o anın verdiği huzur ve rahatlık vardı benliğimde… İnsanlar yıllar içinde çok yormuştu beni. Bütün yorgunluğumu rahmetli babam aldı, götürdü benden… Sonra annemin sesiyle irkildim. ‘Hadi oğlum, gidiyoruz’ dediğinde onların kabir ziyaretini bitirdiğini fark ettim. Detaylara takılan birisi olarak ilk defa yanımda olanları görmedim. Çünkü bambaşka bir ruh hali vardı üzerimde… Kısacası rahmetli babam, yine bana iyi geldi Arefe günü…
OĞLUNUN MEZAR TAŞINA KOŞTU VE ÖPTÜ
İznimin bittiği gün, haber merkezine geldiğimde ise, içim parçalandı. Bir haber vardı. Kolon kanserinden yaşamını yitiren oğullarının mezarına gidemeyen yaşlı bir anne baba, Afyonkarahisar Valiliği ve İl Emniyet Müdürlüğü sayesinde Afyon’dan Ankara’daki oğullarına gitmişler. Videoyu defalarca izledim. Sadece bir bölümünü ama… Yürümekte bile zorlanan annemiz, oğlunun mezarına yaklaşınca bir anda koştu ve mezarına dokunarak, isminin yer aldığı mermeri öptü. İçim sızladı. Tesadüfen gerçekleşen iki olay. Benim babamın mezar taşını gizliden öpmem ve yaşlı annemizin oğlunun mezar taşını öpmesi. O annemizin yüreğine su serpen ve hasretini bir nebze olsun dindiren Afyonkarahisar Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı ve İl Emniyet Müdürümüz Ahmet Birtan Erol’a yürekten teşekkür ediyorum.
Kıssadan hisseye bakacak olursak, küçükmüş gibi görünen detayları yaşamamız gerektiği imiş. Düşüncelere dalmadan şunu belirteyim, sevdiklerinizin kıymetini bilin. Onlar gitmiş olsa da bize çok büyük maneviyat bırakıyorlar.
Haftaya görüşmek dileğiyle,
Sevgiyle kalın… Umutla kalın…