“Spor, yalnız beden yeteneğinin bir üstünlüğü sayılamaz. Anlayış ve zeka, ahlak da bu işe yardım eder. Zeka ve kavrayışı geri olan kuvvetliler; zeka ve kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.” (Gazi Mustafa Kemal Atatürk) Öncelikle Fenerbahçe’yi galibiyetinden dolayı kutluyorum. Güzel bir maç sonrası 3 puana uzanan taraf oldular. Geçtiğimiz haftalarda “Değiştik, değişiyoruz ve değişeceğiz” gibi bir genelleme de bulunmuştum. Bu sözlerimin maalesef her hafta farklı yerlerde bir kez daha olumsuz hortlatılmasını büyük bir üzüntü ile takip ediyoruz. Ayrışmanın eşiğine gelmiş bir toplumun gün gün bir ve beraberlikte kan kaybettiğini söylemek mümkün… Trabzonspor – Fenerbahçe maçından bahsediyorum. Yıllardır süregelen bir küçük savaş niteliğindeki bu çekişme yine maalesef gün geçtikçe artıyor. Oysa ki geçen yıl, bütün takımlar depremden sonra birlik ve beraberlik mesajları vermişlerdi. Kulüp başkanları Trabzonspor’un oynadığı maça katılmışlardı. Trabzonspor ve Fenerbahçe yöneticileri her fırsatta iki takımın da aralarında sorun olmadığını dile getirmişlerdi. Hatta geçtiğimiz hafta Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, “Trabzonspor ve Fenerbahçe, bu ülkenin en önemli domino taşları ve takımları… Birçok müsabaka oynadılar bu zamana kadar ve bundan sonra da oynayacaklar. Bütün arzumuz, isteğimiz oyun formasyonlarının ve oyuncu performanslarının konuşulduğu müsabaka… Fair Play ruhunda, herkesin birbirine saygı gösterdiği bir müsabaka olması, her zaman güzel hikayeler bırakıyor” diye açıklama yapması yüreklere su serpmişti. ++++ HANİ SPOR DOSTLUKTU, KARDEŞLİKTİ, PAYLAŞMAKTI Pazar günü maç saati geldi çattı. Koyu bir Trabzonspor taraftarı olsam da, maçın gergin geçeceğini düşünerek izlemedim ama bir gözümde skor tabelasındaydı, sosyal medyayı ve haber sitelerini takip ediyordum. Çünkü farklı bir şeyler olacağı belliydi. Devre arasında Erman Toroğlu’nun “Maç yarıda kalır” yorumu da bunu destekler nitelikte idi. (Geçmişte bunun örneklerini gördük.) Hatta ikinci yarı dayanamayıp maçı açıp biraz baktığımda ise taraftarın patlamaya hazır bir bomba olduğunu hissettim. Sahaya atılanlar bunu açık ve net gösteriyordu. Ve maç bitiminde hiç de istemediğimiz görüntüleri gördük. Hani spor dostluktu, kardeşlikti, paylaşmaktı. Biz mi yanlış anladık bu söylemleri? Ne gerek vardı bu gibi durumlara? İki takımı da zor duruma düşürmeye? Futbolcuları hedef haline getirmeye? İlk maçta Kadıköy’de Trabzonspor kazanmıştı ve çok güzel görüntüler yaşanmıştı. Birileri demek ki bu dostluk görüntülerinden rahatsız olmuştu. Ve sonuç ortada… Takımlardan sert sert mesajlar ardı ardına gelmeye başladı. Ülkemizin adını dünyaya kötü yansıttık. Böyle olmamalıydı. Sporun dostluk olduğunu her zaman dile getirmeliyiz ve bu sürecin artık değişmesi için fanatikliği, holiganlığı ve aşırılığı bırakmamız gerektiğini düşünenlerdenim. Çünkü gün geçtikçe bu durum, Türk sporuna zarar veriyor. Son aylarda yaşananlar bunun kanıtı… Abdullah Avcı hocamın dediği gibi, ülkemizin iki güzide kulübü olan Fenerbahçe ve Trabzonspor’un başarılarını konuşalım artık… El ele kol kola maçları izleyelim. ++++ NİCE MUTLU YILLARA KANAL3 Tarihler 17 Mart 2009… Saatler 16.00’yı gösterdiğinde “Evrendeki Yeni Yıldız” sloganıyla Kanal3, yayın hayatına başladı. 15 yılı geride bırakan Kanal3’ümüz, yeni yüzler ve yeni programlarla HD kalitesinde başladığı bu dönemde, izleyenlerine büyük bir değişimin olduğunu bir kez daha kanıtladı. Siyasetten ekonomiye, kültür sanattan spora, birbirinden farklı içeriklerle yeni yaşına merhaba diyen Kanal3’ümüz, kaliteli yayın hayatı ile gündemin nabzını tutmaya devam edecek. Her zaman olduğu gibi bizimle kalın, Kanal3 ile kalın… Kanal3’ünüz açık olsun efendim… İYİ Kİ DOĞDUN KANAL3… Sevgiyle kalın… Umutla kalın…