Prof. Dr. Baran, oruç tutmanın kalp hastalıkları üzerinde kötüleştirici bir etkisi olmadığını ancak kalp hastalarının oruç tutma kararının uzmanlar tarafından dikkatlice değerlendirilmesi gerektiğini de belirtti. “Sağlıklı bireylerde oruç, kalp sağlığına zararlı etkiler yapmaz; fakat kalp hastalarının oruç tutma kararları hekim gözetiminde olmalıdır” dedi.
Kalp hastalarının ilaç tedavilerine de değinen Prof. Dr. Baran, Ramazan ayı öncesinde ilaç düzenlemelerinin yapılması gerektiğini belirtti. Özellikle günde tek doz ilaç kullanan hastaların tedavilerinin sahur veya iftara kaydırılabileceğini ifade etti. Ayrıca, aspirin dışındaki kan sulandırıcı ilaçların kullanımında dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Baran, iftar ve sahurda sindirimi uzun süren gıdaların tercih edilmesinin önemli olduğunu, lifli ve proteinden zengin gıdaların tokluk süresini uzattığını söyledi. Şekerli ve işlenmiş gıdaların ise kısa sürede sindirime uğrayarak hızlıca açlık hissi oluşturduğunu belirtti. Bu nedenle sebze yemekleri, baklagiller ve meyvelerin tercih edilmesi gerektiğini önerdi. Ayrıca, sahura kalkmanın önemli olduğunu ekledi.
Son olarak, Prof. Dr. Baran, oruç tutmanın kalp üzerinde olumlu etkiler sağladığını ve stabil kalp hastalarının, ilaç tedavisi düzenlenmiş ve doktor kontrolü altında oruç tutabileceklerini söyledi. Ancak, kalp hastalarının oruç tutup tutamayacağına karar verirken, genel sağlık durumu, ilaç tedavisi ve çevresel koşullar göz önünde bulundurularak bireysel bir değerlendirme yapılması gerektiğini vurguladı.