Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, akciğer kanserinin artık sadece sigara kullanıcılarını tehdit eden bir hastalık olmadığını gözler önüne seriyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya tarafından yapılan açıklamaya göre, sigara öyküsü bulunmayan kişilerde teşhis edilen akciğer kanseri vakalarında dikkat çekici bir artış gözlemlenmektedir. Yapılan son değerlendirmeler, tüm akciğer kanseri teşhislerinin yaklaşık %20’sinin hiç sigara içmemiş bireylerde konulduğunu ortaya koymaktadır.

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, son yıllarda sigara kullanmayan bireylerde de akciğer kanseri vakalarının dikkat çeken bir oranda arttığını belirterek, özellikle kadınlarda görülen adenokarsinom tipi akciğer kanserinin artış gösterdiğine dikkat çekti. Bu konuda yapılan son araştırmalara değinen Özkaya, akciğer kanseri teşhislerinin yaklaşık yüzde 20’sinin hiç sigara içmemiş bireylerde konduğunu söyledi.
Kadınlar Neden Daha Yüksek Risk Altında?
Araştırmalar, hiç sigara içmemiş kadınların akciğer kanserine yakalanma olasılığının, aynı durumdaki erkeklere göre iki kattan daha fazla olduğunu göstermektedir. Prof. Dr. Özkaya, bu durumun ardında yatan biyolojik ve çevresel nedenlere dikkat çekti. Kadınların anatomik olarak daha küçük akciğerlere ve dar hava yollarına sahip olması, PM2.5 gibi ince partiküllerin solunum sisteminin daha derinlerine nüfuz etmesine zemin hazırlamaktadır. Bunun yanı sıra, kadınlarda daha sık rastlanan otoimmün rahatsızlıklar ve bağışıklık sisteminin aşırı aktif olmasına bağlı kronik inflamasyon (iltihaplanma) süreçleri de kanser gelişim riskini artırabilmektedir.
Görünmez Tehlike: Ev İçi Risk Faktörleri
Akciğer kanseri riskini artıran faktörler sadece dış ortamla sınırlı değildir. Özellikle ev hanımları gibi zamanının büyük bölümünü kapalı alanlarda geçiren bireyler, çeşitli risklere daha fazla maruz kalmaktadır. Prof. Dr. Özkaya, bu faktörlerin başında renksiz, kokusuz ve radyoaktif bir element olan radon gazının geldiğini belirtti. Toprak, taş ve çimento gibi yapı malzemelerinden sızarak ev ortamına karışan bu gaz, izin verilen seviyelerin üzerinde solunduğunda ciddi bir kanserojen etki yaratmaktadır. Yetersiz havalandırma, odun ve kömür kullanımı, pasif içicilik ve hatta yemek pişirme sırasında oluşan dumanlar dahi riski artıran diğer önemli unsurlardır.
Farkındalık ve Önleyici Tedbirlerin Önemi
Prof. Dr. Şevket Özkaya, özellikle kadınlarda görülen akciğer kanserlerinin yaklaşık %60’ının, sigara içmeyenlerde en sık rastlanan tür olan adenokarsinom olduğunu ifade etti. Bu durum, sigara dışındaki risk faktörlerine yönelik toplumsal bir farkındalık oluşturulmasının ne denli hayati olduğunu kanıtlamaktadır. Radon gazı ölçümleri, evlerin düzenli havalandırılması ve asbest gibi diğer kimyasal ajanlara karşı tedbirli olunması, kanser riskini azaltmada kritik bir rol oynamaktadır. Hekimler, bu konuda kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve koruyucu sağlık politikalarının geliştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.