Bir süredir devam eden karın şişliği, beslenme zorluğu, yoğun gaz ve kilo kaybı gibi ciddi şikayetler yaşayan 71 yaşındaki kadın hasta, başvurduğu bir üniversite hastanesinde sağlığına yeniden kavuştu. Yapılan ileri tetkikler sonucunda, hastanın karın boşluğunu bütünüyle kaplayan 35×40 santimetre ebatlarında ve 9 kilogram ağırlığında dev bir kitle tespit edildi.
Alanında uzman hekimler tarafından gerçekleştirilen başarılı operasyonla, yumuşak doku tümörü olduğu belirlenen kitle tamamen temizlendi. Hastane Başhekimi Prof. Dr. Salih Müjdat Balkan ile Genel Cerrah Doç. Dr. Ali Özant ve cerrahi ekibinin yönetimindeki ameliyatın ardından hastanın sağlık durumu hızla iyiye gitti. Operasyonun hemen ertesi günü temel fonksiyonları düzelen ve beslenmeye başlayan hasta, üçüncü gün taburcu edildi.
Yumuşak Doku Tümörleri ve Tıbbi Önemi
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Hastane Başhekimi Prof. Dr. Salih Müjdat Balkan, yumuşak doku sarkomlarının, vücudun destekleyici yapılarından kaynaklanan kötü huylu tümörler olduğuna dikkat çekti. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 100 bin yeni vaka teşhis edildiğini belirten Prof. Dr. Balkan, bu tümörlerin oluşumunda genetik ve çevresel faktörlerin rol oynayabildiğini, ancak büyük bir kısmının belirgin bir neden olmaksızın (idiopatik) ortaya çıktığını ifade etti. Prof. Dr. Balkan, 100’den fazla alt tipi bulunan bu tümörlerin her birinin farklı bir klinik seyir izlediğini ve tedavi planlamasının tümörün yapısı, büyüklüğü ve konumuna göre şekillendiğini vurguladı.
Tedavide Erken Tanı ve Multidisipliner Yaklaşımın Rolü
Operasyonu gerçekleştiren Genel Cerrah Doç. Dr. Ali Özant ise tedavi sürecinde izlenen yola ilişkin önemli bilgiler paylaştı. Doç. Dr. Özant, bu tür vakalarda başarının anahtarının, tümörün cerrahi olarak geniş bir alandan çıkarılması olduğunu belirtti. Bununla birlikte, hastalığın tekrarlama riskini en aza indirmek amacıyla ameliyat öncesi ve sonrasında radyoterapi ile kemoterapi gibi ek tedavilerin de uygulanabildiğini söyledi. Farklı tıbbi branşlardan uzmanların bir arada çalıştığı multidisipliner bir yaklaşımın öneminin altını çizen Doç. Dr. Özant, hastalığın yayılmadan erken evrede teşhis edilmesinin, tedavi başarısını doğrudan etkileyen en kritik faktör olduğunu sözlerine ekledi.