23.12.2023 günü akşama kimse bilmiyordu Ramazan Güney’i.   Akşam, ana haberler okunurken spiker “Şimdi aldığımız bir habere göre, Pençe- Kilit operasyonunda görevli 6 askerimiz şehit düştü.” Yüreğe düşen yangın, yaktı kavurdu milletimizi…   Ramazan Günay’da sayılan altı şehidin içindeydi. Güney Beldesi, Çalışlar Mahallesi’nden diye söylüyordu spiker!… Güney Beldesi’nin Çalışlar Mahallesi’nde oturanlarda ilk önce  tanıyamadılar Ramazan Günay’ı. Yıllar önce ailesi İzmir’e göçmüş, babası orada iş tutmuş, sonradan İzmirli olanların arasına katılmış aile. Ramazan hangi okullarda okumuş, askeriyeye nasıl girmiş, ne zaman teğmen olmuş, haberler ulaşmadı daha bizlere.   Eskiden askeri okullar vardı, bunlardan biriside “Kuleli Askeri Lisesi” idi. Başka askeri okullarda vardı, benim aklımda bu kalmış. Buraları bitiren öğrenciler Harp Okullarına girerlerdi.( Kara, Deniz, Hava) önceleri üç yıldı, sonraları dört yıl oldu. Askerliği en ince ayırtına varana dek öğrenirlerdi öğrenciler. Şimdi, Milli Savunma Üniversitesi’ne liseden sonra veya Üniversite mezunları başvurup sınavlarına katılıp, başarılı olurlarsa MSÜ ne kayıt oluyorlar.   Üniversite mezunu olup ta iş bulamayanlar askere gidip, tezkere bırakıp “Sözleşmeli “ sıfatıyla rütbe kazanıyorlar. Ya da polisliğe başvurup sınavlarına giriyorlar. Kısa yoldan meslek sahibi olup, maaşlarına kavuşuyorlar. Bu şekilde meslek sahibi olanlar fakir ailelerin çocukları. Şehit düştüklerinde, görevli subaylar tarafından haber verilip, başsağlığı dileğinden sonra en uygun yere şanlı bayrağımız asılıyor. Bayrak asılan evler, sıvaları dökülmüş harabe yerler…   Bu gençlerin analarının, babalarının dilinde:   “Vatan sağ olsun!”   Şehitlik, Allah rızası için dinini, vatanını, milletini, bayrağını korumak uğruna ölmektir.   Bizim askerlerimizin bir elinde silah, birinde Kur’an..   Geldi diyorlar bak şehitlik sıran! Diyerek Cennet Bahçesine girer gibi koşarak düşman üstüne gider… Bu koşu öyle bir koşu ki, ölüm bile korkar bu gelişten!… Hz. Muhammed , İslam’ın Aslanı diye ünlenen  Hamza’ya , “ Ey Hamza, yavaş yürü, yürüyüşün ölümü korkutuyor!…”   Dini için, vatanı için, bayrak , milleti için savaşanlar der ki:   “Ezan oldum dinmedim   Bayrak oldum inmedim   Şehit oldum ölmedim   Adım Müslüman soyadım Türk benim.” Der girer cenge…   Yiğidin anası ağlamaz derler ama birde analara sormak lazım! Güzel Anadolu bet bereket dolu olduğu için Alparslan’ın yiğitleri bu adı vermişler Cennet vatana. Şimdi ise şehitlere ağlayan “ Anadolu!”   Şehidimizi Cenazesi Güney Beldesine getirilmiş, son görev için sokaklar hıncahınç dolu. Baba Ahmet Günay, metanetli hiç konuşmuyor, bakıyor sadece etrafında bulunanlara… kız kardeşi Yasemin, almış abisinin kılıcın kapıda duruyor. Sonra sakinliyor, abisinin kılıcını Al Bayrağa sarılmış tabutun üstüne bırakıyor! Anne Firdevs tabuta sarılıp, “Ben sana hakkımı helal ettim sana, sende bana helal et anam, aslanım.”   Cenaze namazında imam:   “Haklarınızı helal ediniz!” diye üç defa soruyor. Firdevs Ana, hakkını helal ettikten sonra saf tutanlar, en kalbi duygularla helallik verdiler.   Yüreği ateşle imtihan olan Firdevs Ana, “Allah bana dayanma gücü ve sabır versin.” diyor.   Amin… Amin… Amin…