“Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile oluşan bir kanser türüdür” diyen Ata, “Kadınlarda en sık görülen kanserdir. Ancak erkeklerde de nadiren görülebilir. Meme kanseri riskini artıran faktörler olarak ailede meme kanseri öyküsü olması, genetik faktörler, erken adet görme, geç menopoza girme, obezite, alkol kullanımı, fiziksel aktivite eksikliği, hiç doğum yapmamak veya geç yaşta doğum yapmak sayılabilir. Meme kanseri erken evrede yakalanırsa tedavi başarı oranı yüzde 90’ın üzerindedir. Bu nedenle düzenli muayene ve tarama testleri çok önemlidir” diye konuştu.
“Tedavi planı hastalığın evresine göre değişir”
Kadınların 20 yaşından itibaren ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi yapmaları gerektiğini kaydeden Ata, “40 yaşından sonra yılda bir kez mamografi çektirilmelidir. Herhangi bir değişiklik fark edildiğinde hemen doktora başvurulmalıdır. Memede veya koltuk altında ele gelen sertlik veya kitle, meme başında çekilme ve akıntı, ciltte çukurlaşma, renk değişikliği ve meme şeklinde asimetri meme kanserinin belirtileri olarak sayılabilir. Meme kanseri tedavisi, cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hormon tedavisi ve hedefe yönelik tedaviler gibi yöntemlerle yapılır. Tedavi planı hastalığın evresine göre değişir. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, sigara ve alkolden uzak durma, düzenli taramalar yaptırmak en etkili koruma yöntemlerindendir” şeklinde değerlendirmede bulundu.