Son günlerde fonla ilgili bolca haber izliyoruz! Tabii bu haberleri izlememizi sağlayan bir banka müdiresinin sayesinde oluyor… Bankanın adını yazamıyoruz, bir de müdirenin ismini yazmazsam eksik kalır yazım. Seçil Erzan. Bu banka müdiresi ismi gibi seçilmiş öyle getirilmiş banka müdireliğine. Nereye getirilmiş? Florya şubesine! Futbolcuların çok olduğu bir semt. Özellikle Galatasaraylıların… Her banka şubesi müdürü kaynak toplamak için zaman zaman iş insanlarını ziyarete gider. İş insanları da işine geldiğine inanırsa “Para hareketlerini “ bu banka aracılığı ile gerçekleştirir. Her şey belgeli ve kayıtlı. Kanunlar nezdinde hak aramaya hakkı vardır. Yatırım fonları bankaların olduğu gibi, özel şirketlerinde yatırım fonları var. Bu fonlar, birikimlerinizin çeşitli varlıklarda değerlendirmenize olanak vererek kazanç elde etmenize yarar. Diyor sözlük açıklaması.   Eğer açgözlü iseniz Seçil Erzan’ı bulur, kayıt koyut olmadan yüksek fon bulur size. Valizler dolusu paranızı güvenli! Ellere verirsiniz. Reklamını da meşhur artistlere, mankenlere yaptırırsınız. Daha önceleri Kestelli ve Çiftlik Bank fonlarında olduğu gibi!…   Bu işler biraz Nasrettin Hoca’nın “ Kazan Hikayesi” gibi. Nasrettin Hoca açgözlülere ders vermiştir bir bakıma… Fon bir kumar işi. Emek vermeden, alın teri akıtmadan, parayı kendi deposuna akıtma işi. Çocukluk günlerimde rahmetli babam, “Sakın kumara kaptırma kendini.” Derdi ve bir öykü anlatırdı:   Kumara meraklı bir kişiye , “ Pirini bul ondan öğren.” Demiş. Pirini aramış bulamamış. Sonra biri onun kumar oynamadığını, bıraktığını, şu dağın bir köşesinde kendi halinde yaşadığını söylemiş”   Meraklı kişi dağa çıkmış, sağa bakmış, sola bakmış, aşağı yukarı bakmış, umutsuz bir şekilde geri dönerken ihtiyar biri çıkmış önüne ve “Burada ne arıyorsun?” diye sormuş. O da anlatmış geliş nedenini. “Bak kardeşim, aradığın benim. Bir zaman dağın yamacındaki tüm köyler benimdi! Şimdi sırtımdaki şu çuldan başka bir şeyim yok! Kumarcılar arasında dolaşan mal, mülk kısa bir süreliğine senin olur. Senin olanı sen nasıl kumarda kazandıysan, bir gün kumarda da kaybedersin benim gibi. Dön köyüne helalinde kazan, isterse az olsun.” Demiş ve kaybolup gitmiş dağın zirvesine doğru.   Bu kıssadan hisseden sonra fonu ilk önce kimin kurduğunu, sonunun ne olduğundan da kısaca bahsedeyim. Charles Ponzi, 1920 yıllarında kurmuş fonunu. 20 bin kişiyi fona kayıt etmiş, yüksek gelir alıyormuş ilk kayıt olanlar. Duyan gelmiş 15 milyon dolar toplamış. Gelenler azalmaya başlamış her geçen gün!.. Fon sisteminde ilk gelenin gelirini son gelen ödermiş, yeni yatırım gelmediğinde sistem çöker. Demişler ve çökmüş bu sistemde. Öldüğünde 76 dolar parası çıkmış cebinde Ponzi’nin! Seçil Erzan şimdi tutuklu. Bankası sahip çıkmıyor, futbolcular ateş püskürüyor. Zengin yatırımcılar, “Ondan hesap soracağız!” diyorlar. Geçiniz beyler.  Bir bardak soğuk su için, belki ayılırsınız… Bir deyiş vardır: Beni aldatırsan sana yazıklar olsun. İkinci kez beni aldatıyorsan bana yazıklar olsun.  Ülkemizde bir, iki değil defalarca aldatılıyor millet, yine parasını kaptırıyor!…   Mutlu kalınız….