Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Veli CENGİZ
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

ÇANAKKALE SAVAŞI SONRASI

Çanakkale Savaşı’nın 109 . Yıldönümünü kutladık iki gün önce. O günleri, hem törenlerde hem de tv. Kanallarında anlamlı bir şekilde andık. 1683 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğu hep toprak ve savaş kaybetmiş! İlk kez Çanakkale Harbi’nde düşmanı durdurmuş ve “Çanakkale Geçilmez!” diyerek tüm dünyaya ilan edilmiştir. İngilizlerin sömürge ordusu Anzaklar, nereye neye geldiklerini bilmeden savaşa dahil edilmişlerdir. Siperler arası dostluklar bu savaşla kurulmaya başlanmıştır. ( sigara alıp verme, okunan ezanla ayrı siperlerde aynı vakit namazına durma.) emperyalist güçlerin az gelişmiş veya sömürge ülkelerin birbirini kırdırma planı ters tepmiştir. Çanakkale Savaşıyla durdurulan emperyalist güçler Anadolu’yu işgal emiş, 7 düvel topraklarımızdan mağlup olarak çekilmiş, imparatorluk yerine “ Cumhuriyet” kurulmuştur. Gazi Mustafa Kemal ilk Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Kahramanlar Mustafa Kemal’i, Mustafa Kemal’de onları unutmamıştır. Balıkesir / Havra yaşayan Seyit onbaşı aklına düşer ve Kaymakam’a “ Seyit Onbaşı’yla ilgilen.” talimatını verir.   Belli süre geçmiş olmasına rağmen hiç geri dönüş olmaz. Mustafa Kemal, kaymakama , “ İlgilendin mi Seyit Onbaşı’yla ?” diye sorunca. “Köy muhtarına, jandarmaya görev verdim, kimse bana dönmedi!” der demez, “  Bekle beni!…” Der ve ertesi gün Havra’dadır. “ Düş peşime” ve Seyit Onbaşı’nın köyüne varırlar. Seyit Onbaşı, evinin hayatında gelenleri görür, tüyleri diken diken olur. Gelen sarı paşasıdır. Seyit Onbaşı, komutanının elini öper, komutanı , kucaklar onu …   Der ki, “Kaymakam, kaymakam! Kahramanlar ayağa çağrılmaz, onun ayağına gidilir!” Mustafa Kemal, böyle Sarı Paşa, Atatürk olmuştur. Anzak  askerlerinin anneleri, bu topraklarda canlarını veren evlatlarının ne olacaklarını merak etmektedirler. Hatta evlatlarının kemiklerini vatanlarına götürüp, bir Anıt Mezar yapmak istediklerini Atatürk duymuş ve 1934 yılında analara şöyle seslenir :   “Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar! Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”   Çanakkale’de  evladını kaybetmiş bir ananın Atatürk’e dönüşü şöyle olmuştur: “Gelibolu topraklarında yitirdiğimiz evlatlarımızın acısını, alicenap sözleriniz hafifletti. Gözyaşlarımız dindi. Bir ana olarak bana, bir güzelim teselli bahşetti. Yavrularımızın sonsuz uykularında, huzur içinde dinlendiklerinden hiç kuşkumuz kalmadı. Majesteleri kabul buyururlarsa bizler de kendilerine Ata demek istiyoruz. Çünkü, yavrularımızın mezarları başında söylediğiniz sözler, ancak bir öz babanın sözleri gibi yüce, ilahi. Evlatlarımızı bir baba gibi kucaklayan büyük Ata’ya tüm analar adına şükran, sevgi, saygıyla…” Çanakkale Savaşı’nda başlayan dostluk,  Atatürk’ün şu veciz sözü ile Dünya barışına hizmet ediyor anlayana…” Yurtta barış, dünyada barış”   Mutlu kalınız….  

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER