Sevgili okurlarım.
Bu yazımda Serapral Palsi(SP) ve farkındalık günüyle ilgili bazı şeyleri paylaşarak , duyarlılığımızı ve toplumsal bilincimizi artırmada katkım olsun istedim.
Yeşil: Umudun ve Yenilenmenin Rengi
Bugün, 6Ekim Dünya Serebral Palsi (SP) Farkındalık Günü. Bu özel günde, tüm dünyada farkındalığın sembolü olarak bir renk öne çıkıyor: Yeşil.
Neden Yeşil?
Yeşil, doğanın uyanışını, filizlenmeyi, hayatı ve yaşamın yenilenmesini temsil eder. Serebral Palsi(SP) ile yaşayan bireyler ve onların aileleri için de umudu, azmi ve yeniden başlama gücünü simgeler. Tıpkı her bahar yeniden yeşeren doğa gibi, doğru destek, erken tanı ve kararlı rehabilitasyonla SP’li bireylerin de hayatlarında büyük ilerlemeler kaydedebileceğine, potansiyellerini açığa çıkarabileceğine olan inancımızı gösterir.
Bu nedenle, 6 Ekim’de hep birlikte yeşil giyerek veya çevremizi yeşil ışıklarla aydınlatarak onlara destek oluyoruz. Bu basit hareket, sadece bir renk tercihi değil; “Sizinleyiz, sizi görüyoruz, potansiyelinize inanıyoruz” demenin en samimi yoludur.
Yeşil, aynı zamanda büyümeyi, iyileşmeyi ve kapsayıcılığı ifade eder. Amacımız, toplum olarak, Serebral Palsi’li(SP) her bireyin yaşamın her alanında eşit fırsatlara sahip olacağı, ayrımcılığın olmadığı, yeşil ve umut dolu bir gelecek inşa etmektir.
Her yeşil filiz, güçlü bir kökün işaretidir. Farkındalığımızı artırarak, bu kökleri besleyelim ve Serebral Palsi’li (SP)bireylerin daha parlak bir hayata doğru büyümelerine destek olalım.
Aynı zamanda bu tarih, Türk milleti için İstanbul’un işgalden kurtuluşunun 102. yıl dönümünü simgeler; yani büyük bir onurun ve azmin zaferidir. Ancak takvimdeki bu müstesna gün, bize sadece geçmişi değil, bugünü ve geleceği de hatırlatan küresel bir çağrıya da ev sahipliği yapıyor:
Dünya Serebral Palsi (SP) Günü. Bir yanımızda tarihsel gurur, diğer yanımızda ise toplumsal vicdanımızın en büyük sınavı duruyor. SP’li bireyler için sadece farkındalık yaratmakla yetinmemeli; kurtuluş azmimizi, onların hayatlarındaki erişilmezlik ve önyargı duvarlarını yıkmak için kullanmalıyız.
Gelin SP’yi Yakından Tanıyalım…
SP, gelişmekte olan fetal veya bebek beyninde meydana gelen, ilerleyici olmayan bozukluklara bağlı olarak ortaya çıkan, hareket ve duruş gelişimindeki kalıcı bozukluklar grubudur. Bu motor kısıtlılıklara sıklıkla iletişim (konuşma), duyusal ve bilişsel sorunlar eşlik eder. SP, Türkiye’de her 1000 canlı doğumda yaklaşık 1.6 ila 2 civarında görülmekte olup, bu oran SP’nin erkek çocuklarda daha sık rastlanan bu durum, çocukluktaki motor engelliliğin en yaygın nedenidir.
***
Çoğunlukla gebelik, doğum veya doğum sonrası erken dönemde yaşanan beyin hasarına dayanır. Ancak, son bilimsel çalışmalar, vakaların önemli bir kısmında (%14 ila %31’lik bir dilimde) altta yatan genetik faktörlerin rol oynayabileceğini ve bu nedenle ayırıcı tanıda genetik testlerin hayati önem taşıdığını göstermektedir.
Önemli bir nokta: SP’nin oluşum nedenini ortadan kaldıracak kesin bir tedavisi (kürü) yoktur. Ancak erken teşhis, yoğun rehabilitasyon ve terapiler sayesinde bireyin yaşam kalitesi ve motor fonksiyonları en üst düzeye çıkarılabilir.
Toplumun Sınavı: Acıma Değil, Kabul Dili Olmalı!
SP’li bireylerin en büyük engeli, ne yürüme güçlüğü ne de konuşma güçlüğüdür; en büyük engel, toplumun bakış açısıdır. O farklı yürüyüş biçimi, zorlukla kurulan her cümle, bazen karşıdan gelen yargılayıcı veya acıyıcı bakışlarla karşılaşır. Bu tavır, bireyin sosyal hayattan çekilmesine yol açan en büyük yıkımdır. Bizim görevimiz, o bireyi dış görünüşüyle veya iletişim kurma biçimiyle yargılamayı bırakıp, içerideki zekâyı, yeteneği ve potansiyeli görmektir.
Erişilebilirlik ve İstihdamda Görünen Engeller
Fiziksel engellerin yanı sıra, eğitimde ve istihdamda yaşadıkları çıkmazlar da kritik önemdedir:
Eğitimde: Bireyselleştirilmiş eğitim planlarına uygun olmayan okullar yüzünden binlerce çocuk, potansiyeline ulaşamadan eğitimden kopmaktadır.
İstihdamda: İşverenlerin ön yargıları ve yetersiz düzenlemeler, SP’li bireyleri pasif konuma iterek toplumsal katkılarını engellemektedir. Bir bireye engel değil, beceri ve potansiyel odaklı yaklaşmak zorundayız.
Bir SP’liye Can Dostu Olun!
6 Ekim, bize bireysel sorumluluğumuzun sadece farkındalık etkinliklerinden ibaret olmadığını gösterir. Kurtuluş azmimizi ön yargılardan ve toplumdaki erişilmezlikten kurtulmak için kullanmalıyız.
Bugünden itibaren, her bir yurttaşımızı bu mücadelenin aktif bir parçası olmaya çağırıyorum:
Bir SP’li Bireye Can Dostu Olalım!
Hepimiz farklı yeteneklere, ilgi alanlarına ve hayata bakış açılarına sahibiz. SP’li bireyleri anlamak ve onlara destek olmak için:
*Fark Et ve Kabul Et:
Bireyi durumuyla değil, biricik kişiliğiyle görelim.
* Destek Ol:
Onların eğitim,iş ve sosyal hayata katılımı için gereken ortamları sağlamaya destek çıkalım.
*İletişim Kur:
Çekinmeden saygıyla ve içtenlikle iletişim kuralım.
Bir gün değil, her gün; birlikte daha güçlü bir toplum oluşturalım. Yeşil ışık yakalım, destek olalım ve hayatı hep birlikte paylaşalım.
Kalın Sağlıcakla
.
YORUMLAR