Nöbetçi Eczaneler
İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hem enerji alanındaki büyük dönüşüme hem de terörle mücadeledeki kararlılığa dikkat çekti. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin bu yıl sonunda ilk elektriği üretmeye başlayacağını ve 2028’e kadar doğalgazda yeni bir evreye geçileceğini duyuran Erdoğan, Türkiye’nin enerji alanında dışa bağımlılığını azaltma hedefini bir kez daha güçlü biçimde ortaya koydu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vurguladığı iki temel mesele –enerji bağımsızlığı ve terörsüz bir Türkiye– birbirinden ayrı gibi görünse de, aslında aynı stratejik resmin parçaları. Bu iki başlık, Türkiye’nin hem ekonomik hem de siyasi egemenliğini pekiştirme mücadelesinin temel taşlarını oluşturuyor.
Enerjide Bağımsızlık: Cari Açığı Azaltma Hamlesi
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nden ilk elektriğin bu yıl sonunda elde edilecek olması, Türkiye’nin enerji üretiminde çeşitliliği artırma ve ithalata dayalı enerji maliyetlerini azaltma yolundaki önemli bir adımı. Nükleer enerji, Türkiye’nin toplam enerji tüketiminde orta vadede ciddi bir paya sahip olabilecek potansiyele sahip. Üstelik, yalnızca elektrik üretiminde dışa bağımlılığı azaltmakla kalmayıp, enerji güvenliği konusunda da stratejik bir avantaj sağlıyor.
Doğalgazda ise 2028 yılı, Erdoğan’ın ifadeleriyle kritik bir eşik olarak sunuluyor. Bu tarih, Karadeniz gazının tam kapasiteye ulaşması ve olası yeni sahaların devreye girmesiyle birlikte Türkiye’nin dışa bağımlılığını daha da azaltabileceği bir döneme işaret ediyor. Enerji ithalatı, Türkiye’nin en büyük cari açık kalemlerinden biri. 2023 yılında yaklaşık 90 milyar dolarlık enerji ithalatı, dış ticaret dengesinde ciddi bir yük oluşturdu. Dolayısıyla, yerli enerji kaynaklarının devreye alınması sadece stratejik değil, aynı zamanda mali anlamda da bir zorunluluk.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin cari açığını azaltma stratejisiyle birebir örtüşüyor. Enerji ithalatının azalması, döviz ihtiyacını düşürecek, bu da TL üzerindeki baskıyı hafifletecek ve enflasyonla mücadelede dolaylı bir destek sağlayacaktır.
Terörsüz Türkiye Vurgusu: Güvenlikte Yeni Dönem
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ikinci önemli başlığı ise “Terörsüz Türkiye” hedefiydi. Erdoğan’ın “Arzu edilen neticeyi aldığımızda bambaşka bir hikâye yazacağız” sözleri, sadece askeri bir mücadeleyi değil, aynı zamanda sosyal ve siyasi bir dönüşümü de işaret ediyor.
Türkiye, 2016’dan bu yana sınır ötesi operasyonlarla terörle mücadelede askeri alanda etkinliğini artırmış olsa da, Erdoğan’ın ifadeleri bu sürecin sadece bir güvenlik operasyonu değil, topyekûn bir yeniden yapılanma çabası olduğuna işaret ediyor. Terör tehdidinin ortadan kalkması, yalnızca güvenlik açısından değil, aynı zamanda yatırım ortamının iyileşmesi, turizmin gelişmesi ve sosyoekonomik kalkınmanın hızlanması açısından da kilit bir öneme sahip.
Yeni Türkiye Anlatısının Temelleri
Erdoğan’ın konuşmasında ortaya koyduğu tablo, Türkiye’nin hem ekonomik hem de güvenlik politikalarında kendi eksenini kurma iradesini yansıtıyor. Enerjide dışa bağımlılığı minimize etmek ve terör tehdidini ortadan kaldırmak, uzun süredir hedeflenen “bağımsız ve güçlü Türkiye” vizyonunun temel ayakları arasında yer alıyor.
Bu bağlamda, Erdoğan’ın “bambaşka bir hikâye” vurgusu, sadece yeni yatırımlar ya da güvenlik politikalarıyla sınırlı değil. Bu, aynı zamanda uluslararası alanda daha özgüvenli, ekonomik olarak daha sağlam ve içeride daha istikrarlı bir Türkiye anlatısının temelini oluşturuyor.
Ve Sonuç
Türkiye’nin enerji yatırımları ile güvenlik politikaları arasında kurulan bu yeni paralellik, ülkenin geleceği açısından kritik önemde. Akkuyu’dan Karadeniz gazına, terörle mücadeleden ekonomik bağımsızlığa kadar uzanan bu stratejik yol haritası, sadece bugünün değil, gelecek on yılların Türkiye’sini şekillendirme potansiyeline sahip. Erdoğan’ın zirvede çizdiği tablo, bu uzun vadeli vizyonun bir özeti niteliğinde.
