Trump’ın göreve başladığı 20 Ocak’tan beri küresel ekonomi tarife savaşlarına odaklandı. Trump’ın amacı ABD dışındaki yatırımları kendi ülkesine çekmek, yerli üreticileri korumak ve dış ticaret açığını azaltmaktı.
**
Trump göreve geldikten sonra en fazla tepkiyi gönderdiğinden daha fazlasını satın aldığı ülkelere gösterdi. Böylece Meksika, Kanada, Çin ve Avrupa Birliği Trump’un hedef noktasına oturdu.
**
Trump’ın 2 Nisan’da duyurduğu “karşılıklı tarifeler” ile tarife savaşı farklı bir boyut kazandı.
**
Avrupa Birliği, Meksika ve Kanada Trump ile orta noktada buluşmak için ılımlı açıklamalar yaptılar. Diğer yandan Çin geri adım atmadı. Hal böyle olunca da ABD ve Çin arasında bir tarife restleşmesi yaşandı.
**
Bunun sonucunda ABD; Çin’e uyguladığı tarifeyi yüzde 145’e yükseltirken, Çin de buna karşılık tarifeyi yüzde 125’e çıkardı. Bu oranlar iki ülke arasındaki ticaretin bitme noktasına gelmesi anlamına geliyordu.
**
Adeta yenişemeyen iki boksör gibi iki ülke birbirini yıpratmaya başlamıştı. Daha sonra 9-12 Mayıs tarihlerinde iki ülkenin yaptığı görüşmeler sonucunda anlaştıkları haberi geldi. ABD tarifeleri %30’a çekerken Çin de %10’a düşürdü.
**
Bu piyasalar tarafından olumlu algılandı ve risk iştahı arttı. Jeopolitik gerilimlerin sönümlenmesinin de eklenmesiyle birlikte ons altında da aşağıya doğru bir hareket ortaya çıktı.
**
Gümrük tarifelerinin 90 gün boyunca ertelendiğinin altını çizelim. Gelinen noktada iki ülke arasındaki anlaşma piyasalar açısından olumlu olsa bile 90 gün sonra ne olacağı belirsiz. Tekrar tarife savaşının başlaması mevcut havayı tersine çevirebilir.
**
Büyük ihtimale tarifeler bundan sonra bu düzeylerde seyredecek. Peki bu anlaşma neden yapıldı? Anlaşmanın yapılmasının arkasında yüksek tarifelerin her iki ülke ekonomisine zarar vermesi var.
**
ABD ekonomisinde yılın ilk çeyreğinde ekonomi yüzde 0.3 daraldı. İmalat endeksleri hala sıfırın altında. Sanayi üretimi ise diken üstünde. ABD’de yakın vadede bir resesyon riski görülmüyor. Ancak yine de temkinli olmakta fayda var. ABD’de 2022 yılında zirve yapmış enflasyonla etkin bir mücadele sonucunda enflasyonda önemli bir düşüş sağlandı. Nisan ayı enflasyonu yüzde 2.3 geldi, ki bu oran yüzde 2’lik hedefe yaklaşıldığını gösteriyor. İşte bu noktada yüksek gümrük tarifelerinde ısrar edilmesi ABD’de enflasyondaki olumlu havayı birden tersine dönmesine neden olabilirdi. Zaten yüksek gümrük vergilerinin enflasyonist etkiye sahip olacağı başta FED başkanı Powell olmak üzere birçok FED yöneticisi tarafından dile getiriliyordu.
**
Çin tarafı da tarifelerin baskısını iliklerine kadar hissediyordu. İhracata dayalı bir ekonomiye sahip Çin’de ihracat rakamları iyi gelmiyordu. Zaten iç tüketimi artmayan bir ekonomik görünüm varken ihracatın azalması Çin ekonomisini tehdit ediyordu. Uzun yıllardır deflasyonla yaşayan bir ülke olan Çin için tarife anlaşması tam zamanında geldi.
**
Peki bundan sonra ne olabilir? Bu anlaşmanın süresi 90 gün sonra bitecek. Sürenin biteceği Ağustos ayının ortalarından itibaren söz konusu oranlarda veya yüksek olmayan daha yukarıdaki oranlarda tarifeler söz konusu olacak. Diğer taraftan dönem dönem tarife restleşmesi yaşanabilir. Artık iki ülke de çok yüksek tarifelerin ekonomilerine zarar vereceğini iyi biliyor. Bu bakımdan orta yolu bulma çabasında olacaklar.
**
Bundan sonraki süreçte ABD ve Avrupa Birliği arasındaki tarife çekişmesi de takip edilecek. Şu anda iki taraf kulağının üstüne yatmış şekilde beklemede. Büyük ihtimalle ilerleyen günlerde bir anlaşma sağlanacak. Aksi halde sadece iki ülke değil birçok ülke bundan olumsuz etkilenecek.