Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Veli CENGİZ
Veli CENGİZ

KÖY ENSTİTÜLERİ

 

Köyün evlerinde akşamları bacasından kara dumanlar tüterdi. Işıksız damların altında kapkaranlıktı yaşamları. İdare lambasının ışığıyla gözlerin ışığı birleşip öyle aydınlanırdı yüzler. Yaşamları gününün 24 saati değil, günün aydınlığı kadardı!  “Köylü milletin efendisidir!” demişti Mustafa Kemal. Ama, onunla birlikte “efendilik” uçup gitti dönmemek üzere.

Hasan Ali Yücel diye bir yiğit Milli Eğitim Bakanlığı’na atanınca, uçup giden “efendilik” geri döndü Hasan için, Ali için, Fadime için, Iraz için…

“Ak fistanlı, alaca mintanlı, mor kadife,

Dudakları yalama, elleri kavrulmuş yarık,

Ayşe’li, Fatma’lı, Ali’li, Veli’li,

Bozkır’ın ortasında otağ kurduk.”

Kazmalar ellerinde bozkırı yeniden göğerttiler. Ve analara, babalara muştular verdiler kendi yazdıkları şiirlerle:

“ Şarkımda Atatürk, elimde kazma

Yeşerttim bozkırı kendini üzme

Artık öğrenciyim, ağlayıp gezme

Okulda rahatım ağlama anne.”

Ferhat olup, dağdan sular getirmişiz de, kara toprağı sürmemişiz, ekmemişiz yıllarca. Artık Tuna nehri akmam demiyordu; coşkun aksularını, berrak sularını, can evimize akıyordu. Hasret bitmişti gürül gürül sularla. Onlar, bu yurdu baştan başa yeşile öreceğiz, tanrının geç kaldığı işleri biz göreceğiz diyordu, yorulmuyorlardı. Öğretmenlerine inanıyorlardı, dokundukça öğretmenleri onlara, toprak yeşeriyor, ağaçlar yeşile boyanıyord. İnançlıydılar ve diyorlardı:

“Bizim öğretmenlerimiz vardı.

Onlara göre: Üretmeden tüketmek

En büyük ahlaksızlıktı

Üreten haklarını mutlaka almalıydı

Biz, Tonguç’un çocuklarıyız…”

Onlar, Aşık Veysel’in sazı oldular, Yunus Emre’nin sözü oldular, Hacı Bektaş’ın dergahında gül oldular, Tapduk  evinde odun oldular, Hacı Bektaş’ın ocağında köz oldular, Ahmet Yesevi’de kül oldular, Küle rüzgar olup köy köy estiler, yeniden umut oldular gönüllere…

21 Eylül 1946 İsmail Hakkı Tonguç  görevden alınır! Kimler geldi, kimler geçti aynı görevden, hiçbiri köylünün derdine derman olmadı. Behçet Necatigil bir şiirinde:

“Adı soyadı

Açılır parantez

Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl,

Kapanır parantez.”

Yaşamlarını çizgi olmaması için çok mücadele etti Hasan Ali Yücel ve İsmail Tonguç. Köy Enstitüleri denince bunlar geldi benim aklıma.

Mutlu kalınız.

 

Verified by MonsterInsights