Bazı insanlar ağaçlara benzer;
Kimi kavak ağacı gibi hep tepeden bakar, kibirlidir; meyve vermez…
Kimi zeytin ağacı gibidir, kibir yoktur, eşi dostu pek çoktur; kuşlar yuva yapar dallarına, onların şarkılarına zeytin ikramı ile teşekkür eder…
Çam ağacı hep dikenlidir. Kuşlar yuva bile yapmaz onun dallarına; hiç saklamaz gizlemez onları…Meyveleri kozalaklarıdır; ne yenilir ne de içilir; yakacak olarak kullanılır kışın sobada.
Söğüt ağacı, çok hoş görülüdür, alçak gönüllüdür; başı hep aşağıya doğrudur ama uzundur, herkesi dallarının altında toplar, mutluluğuna kuşlar şarkılarıyla eşlik eder.
Daha birçok ağacın farklı özellikleri vardır. Ben kavak ağacı ve zeytin ağacından bahsettiğim zaman diğer ağaçlarında bazı özellikleri onlarda vardır.
Kavak:
Boyu uzundur, suyun (Paranın) bol olduğu yerleri sever.
Herkese tepeden bakar. Rüzgar, o gün ne tarafa eser ise o tarafa döner.
Bir de pek nadirdir, kırılıverir ve sağlam işlerde kullanılmaz.
Ve en önemlisi meyve bile vermeden ömrünü çürütür gider.
Zeytin ağacı:
Su ile (para) ile pek işi yoktur. İhtiyacı olanı alır, kimseye tepeden bakmaz.
Rüzgarın onu eğmesine asla izin vermez.
Dallarını kırarsın da bir sene küser, öbür sene seni zeytine boğar…
Kin tutmaz!..
Tüm bunlara rağmen bir de zeytin (Bilgi) verir ki, ister yeşil zeytin, ister sofralık, ister kırma zeytin olarak, kullanırsın.
İstersen sıkıp yağını kullan. Posasından priina yap sobada yak…
Daha neler neler:
Ha bir de güvercin ağzında insana barışı temsil sunuluşu vardır ki, edebiyatçılara ve tarihçilere konu olmuştur.
Ömrünüz zeytin ağacı gibi bereketli olsun dileğimden sonra bir “ Umut Şiiri” ni sizlere armağan ediyorum:
“Küsme!
Düne, bugüne, yarına…
Gülümse!
Sabaha, insana, aşka…
Sarıl!
Kediye, kuşa, ağaca…
Tutun!
Şiire, şarkıya, kitaba…
Hadi dön yüzünü!
Güneşe, bahara, umuda…
Ne kaldı ki tutunacak elimizde,
Umuttan başka…”
Mutlu kalınız…