**
Geçim sıkıntısı çeken insanlar harcamalarını kıstıkça kısıyor. Aileler elde kalem defter yapılan veya yapılacak harcamaları en ince detayına kadar kaydediyor ve sadece öncelikli olan harcamalarını yapabiliyorlar. Sıkıştıklarında ise kredi kartlarına yükleniyorlar.
**
Yüksek enflasyonun yaşandığı ülkelerde en çok zorlanan kesim sabit ve dar gelirlilerdir. Yüksek enflasyon ortamında bu kesimlerin geçim sıkıntısı artar ve gittikçe yoksullaşır. Bizim ülkemizde yaşananlar da bundan farklı değil.
**
2023 yılının ortalarından itibaren uygulanan para politikaları ile enflasyonla mücadelede önemli adımlar atıldı. Ama ne yazık ki istenilen sonuçlara bir türlü ulaşılamadı. Zira 2023 enflasyonu yüzde 65 iken 2024 enflasyonu yüzde 44.4 geldi. Yani son bir buçuk senede alınan bütün önlemlere rağmen enflasyonda sadece yaklaşık 20 puan düşüş sağlanabildi.
**
Enflasyondaki bu zayıf performansın en büyük nedeni 2021-2023 ortasında uygulanan ve yaklaşık iki buçuk sene süren hatalı politikaların enflasyon beklentilerini kötüleştirmesidir. Bu politikaların sonucunda son 3 yılda fiyatlar 4 kat artmış oldu. Bu kadar yüksek bir fiyat artışını ve hatta daha fazlasını hisseden ekonomik birimler ise enflasyonun düşeceği konusunda karamsar kalmaya devam ediyor.
**
Enflasyondaki düşüşün istenildiği gibi olmamasının bir diğer nedeni de mali disiplinin bir türlü sağlanamamış olmasıdır. Ekonomi politikalarının sağ açıktaki oyuncusu “para politikası” çabalarken, sol açık oyuncusu “maliye politikası” adeta oyunu seyrediyor. Forvet oyuncusu olan “yapısal reformlar” ise yedekte bekliyor. Hal böyle olunca da enflasyondaki düşüş zayıf kalıyor.
**
Diğer yandan 2025 yılında enflasyon oranı ile ilgili tahminler de birbirinden farklı. Merkez Bankası enflasyon oranı için yıl sonunda yüzde 21 tahminini yaparken, OVP’ye göre enflasyon tahmini ise yüzde 17.5. Bu tahminlerin tutmayacağını ve büyük ihtimalle yıl içinde bir revizyona gidileceğini söyleyelim.
**
Yüzde 44.4 enflasyon oranı ile başladığımız 2025 yılında baz etkilerinin de devreye girmesiyle enflasyon oranında bir düşme olacak. Eğer 2025 yılının her ayında yüzde 2 enflasyon oranı gelirse yıl sonunda enflasyon oranı yüzde 28’e yakın gerçekleşecek. Ancak 2025 yılının her ayında enflasyon oranının yüzde 2 gelmesi zor. Örneğin Ocak ve Şubat aylarında asgari ücret ve kamunun belirlediği fiyat artışları nedeniyle aylık enflasyonun yüzde 2 üstünde gelmesi yüksek ihtimal.
**
Geçen yılın Ocak ayı enflasyonu yüzde 6.70 olduğu için yıllık bazda enflasyonda bir düşüş olacak. Muhtemelen Şubat ayında da Ocak ayına benzer bir baz etkisi nedeniyle yıllık enflasyon düşecek.
**
2025 yılının özellikle ikinci yarısında baz etkisinin tersine dönmesiyle enflasyon oranının düşmesi zorlaşacak. Muhtemelen yüzde 30-35 arasında sıkışacak. Bu sıkışmadan kurtulabilirse yıl sonunda yüzde 30’lara inecek.
**
Bizim için bunun anlamı şu: 2025 sonuna geldiğimizde satın aldığımız mal ve hizmetlerin fiyatları yüzde 30 artmış olacak yani satın alma gücümüz yüzde 30 azalmış olacak.
**
Şunun da altını çizelim enflasyon oranı bir ortalama rakamı ifade ediyor, özellikle kira, sağlık ve eğitim kalemlerindeki artış enflasyon oranının üstünde seyrediyor. Bu kalemler bilindiği üzere sabit gelirlilerin harcamalarında büyük bir paya sahip. Bu yüzden yıl sonunda bu kalemlerde daha fazla bir artış olması satın alma gücünün bu kesimler için daha fazla azalması anlamına gelir.
**
Peki bu enflasyon belasından ne zaman kurtulacağız? Merkez bankasının resmi enflasyon hedefi yüzde 5. Mevcut para politikasından bir dönüş olmaması şartıyla bu hedefe yaklaşmak için görünen o ki en az 2 yıl beklememiz gerekecek.