Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Selim Bakal
Selim Bakal

CEZASIZLIK ALGISI

Türkiye’de son yıllarda kamuoyunda artan şekilde dile getirilen “cezasızlık algısı”, hem yargıya olan güveni hem de toplumsal adalet duygusunu zedeliyor. Özellikle kadına şiddet, çocuk istismarı, organize suçlar ve kamusal yolsuzluk gibi vakalarda verilen kararlar, toplumun geniş kesimlerinde “suçun karşılıksız kaldığı” duygusunu pekiştiriyor. Bu çerçevede, Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni yargı paketi, cezasızlık algısını kırmayı ve adalet sistemine olan güveni yeniden tesis etmeyi amaçlıyor.

Cezasızlık Algısının Temel Nedenleri ve Toplumsal Rahatsızlık

Uzmanlara göre cezasızlık algısının oluşmasında birkaç temel etken öne çıkıyor. Bunların başında, yargı süreçlerinin uzunluğu, tutuksuz yargılamaların yaygınlığı, iyi hal ve takdiri indirimlerin kapsamı ve infaz sürelerinin kısa oluşu geliyor. Özellikle ağır suçlarda sanıkların serbest bırakılması ya da kısa süreli cezalarla kurtulması, kamu vicdanında büyük yaralar açıyor.

Yapılan kamuoyu araştırmaları, halkın önemli bir kesiminin adalet sistemine güvenmediğini ortaya koyuyor. Türkiye Barolar Birliği’nin 2024 yılında yaptığı bir ankete göre, vatandaşların %68’i, “suç işleyenlerin yeterince cezalandırılmadığını” düşünüyor. Bu durum, sosyal medyada da sık sık dile getiriliyor ve bazı davaların ardından kamuoyunun yoğun tepkisiyle karşılaşılıyor.

Cezasızlık algısı, sadece hukuki bir sorun değil; aynı zamanda sosyal barışı ve devletin meşruiyetini tehdit eden bir meseledir. Yeni yargı paketi, bu sorunun çözümü için önemli bir fırsat sunuyor. Ancak yasal düzenlemeler kadar, uygulamadaki kararlılık ve şeffaflık da bu sürecin başarısı açısından hayati önemde.

Türkiye’de hukukun üstünlüğüne olan güven son yıllarda ciddi erozyona uğruyor. Kadına şiddet, çocuk istismarı, yolsuzluk, organize suçlar… Sayıları artan davalarda verilen düşük cezalar ya da sanıkların serbest kalması, kamuoyunda “cezasızlık” algısını derinleştiriyor. Bu durum, sadece yargı sistemini değil, toplumsal barışı ve demokrasiye olan inancı da tehdit ediyor.

İndirimler, Erken Tahliyeler, Geciken Adalet

Uzmanlar, cezasızlık algısının temel nedenlerini şöyle sıralıyor:

🔹 Yargılamaların uzun sürmesi,

🔹 Takdiri indirimlerin keyfi kullanılması,

🔹 İnfaz sistemindeki esneklik,

🔹 Siyasi ve ekonomik nüfuza sahip kesimlere yönelik koruma hissi.

Yargı süreçlerinin “hukuk değil güç” merkezli yürüdüğü duygusu, vatandaş nezdinde adalet duygusunu zedeliyor.

Sokakta Öfke, Meclis’te Hazırlık

Toplumun rahatsızlığı sokakta ve sosyal medyada açıkça görülüyor. 2024’te Türkiye Barolar Birliği’nin yaptığı bir ankete göre yurttaşların yüzde 68’i, suçluların hak ettiği cezayı almadığını düşünüyor. Kamuoyunun tepkisi bazı davalarda yargı üzerinde baskı unsuru haline gelirken, bu kez de “yargı bağımsızlığı” tartışmaları alevleniyor.

Hükümet ise cezasızlık algısını kırmak için 10. Yargı Paketi’ni hazırlıyor.

Adalet Bakanı: “Toplumun Vicdanı Esas Alınacak”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada paketin amacını şöyle özetledi:

“Adaletin gecikmeden tecelli ettiği bir sistemi inşa etmek istiyoruz. Toplumun vicdanını rahatlatacak, yargıya olan güveni pekiştirecek adımları atıyoruz.”

Yeni pakette şu başlıkların yer alması bekleniyor:

🔸 İyi hal indirimlerinin daraltılması,

🔸 Ağır suçlarda erken tahliye imkânlarının sınırlandırılması,

🔸 Hızlandırılmış yargılama prosedürleri,

🔸 Bazı suç tiplerinde ceza artışı.

Ancak hukukçular, düzenlemelerin sahaya nasıl yansıtılacağı konusunda temkinli. “Yasa yapmak kolay, uygulamak cesaret ister” görüşü öne çıkıyor.

Bekleyip göreceğiz…

Verified by MonsterInsights