Türkiye ekonomisinde enflasyonun hedef seviyelerinden çok uzakta olmasının ve enflasyon tahminlerine ulaşılamamasının temel nedenlerden biri dezenflasyon sürecine maliye politikasından yeterli desteğin gelmemesidir. Gelinen süreçte bütçe gelirlerinin artırılma çabalarına karşılık bütçe giderlerinin azaltılmasında gözle görülür iyileşmelerin olmadığı görülüyor. Hal böyle olunca da bütçe açıklarında olumsuz bir görünüm ortaya çıkıyor.
**
Bütçedeki bu olumsuz görünüm yılın ilk iki ayında kendini gösteriyor. Şubat ayında bütçe 310 milyar TL açık verdi. Oysa geçen sene Şubat ayında bütçe 153.8 milyar TL açık vermişti. Geçen yılın Şubat ayına göre bütçe açığında iki kat bir artış var. Bu durum bütçenin aylık bazda kötü bir performans sergilediğini gösteriyor.
**
Ocak ve Şubat ayını beraber ele alıp ilk iki aydaki toplam bütçe açığına baktığımızda da bütçe performansının iyi olmadığını görüyoruz. 2025 yılının ilk iki ayındaki toplam açık 449.4 milyar TL. Geçen yılki iki aylık toplam açık 304.5 milyar TL idi. Bu veriler ilk iki ayda geçen yılın aynı dönemine göre bütçe açığının yüzde 47.6 arttığını gösteriyor.
**
Bütçe dengesinin bozulmaması açısından gelirlerdeki artışın giderlerdeki artıştan daha fazla olması gerekir. Aksi takdirde bütçe açığı artış gösterir. 2025 yılı Şubat ayında önceki yılın Şubat ayına göre giderlerdeki artış gelirlerdeki artıştan daha fazla gerçekleşti. Zira bütçe giderleri yüzde 50’ye yakın artış gösterirken bütçe gelirleri ise yüzde 35 oranında arttı. Diğer yandan ilk iki aydaki toplam giderler de toplam gelirlerden bir miktar daha fazla.
**
Bütçe verilerinde faiz dışı denge kavramı son derece önemlidir. Bu kavram faiz ödemelerini düştükten sonra giderler ile gelirler arasındaki farkı ifade eder. Eğer faiz ödemelerini düştüğümüzde giderler gelirlerden fazla ise faiz dışı açık var demektir. Bu durumda kamu borç stoku artış gösterir. Diğer yandan faiz ödemelerini düştüğümüzde giderler gelirlerden daha az ise yani faiz dışı fazla varsa bu durumda da kamu borcu azalır. Bu yüzden faiz dışı fazla verilmesi ekonomide istenilen bir durumdur.
**
Peki Şubat ayı itibariyle faiz dışı dengede durum nasıl? Burada da mevcut durumda olumlu bir gidişatın olmadığını görüyoruz. Zira Şubat ayında 170.4 milyar TL faiz dışı açık oluştu. Yılın ilk iki ayındaki toplam faiz dışı açık ise 146.6 milyar TL olarak gerçekleşti. Yani ilk iki ayda faiz ödemelerini hariç tuttuğumuzda bile bütçe giderleri bütçe gelirlerinden 146.6 milyar TL daha fazla.
**
Şimdi bu rakamları 2024 yılının Eylül ayında açıklanan Orta Vadeli Program’ın 2025 yılı bütçe hedeflerini dikkate alarak değerlendirelim. 2025 yılında 14.7 trilyon TL bütçe gideri tahminine karşılık ilk iki ayda 2.1 trilyon TL bütçe gideri gerçekleşmiş. 2025 yılında 12.8 trilyon TL’lik bütçe geliri tahminine karşılık ise ilk iki ayda 1.6 trilyon TL gelir elde edildi.
**
2025 yılı için bütçe açığı hedefi 1.9 trilyon TL olmasına rağmen ilk iki ayda 449.4 milyar TL açık verildi. Yani bütçe açığı hedefinin neredeyse 4’de birine ilk iki ayda ulaşılmış (yüzde 23.3). Oysa önümüzde daha 10 ay var. Faiz dışı dengeye baktığımızda da olumsuz bir tablo var. 2025 yılında 19.3 milyar TL faiz dışı fazla öngörülmesine rağmen ilk iki ayda 146.6 milyar TL’lik bir faiz dışı açık söz konusu.
**
2025 bütçe açığının Gayrisafi Yurtiçi Hasılaya oranının yüzde 3.1 olması hedefleniyor. Geçen sene bütçe açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranı yüzde 4.8 idi. İlk iki aydaki bütçe giderleri ve bütçe gelirlerindeki artış hızları arasındaki uyumsuzluk yılın geri kalanına yayılırsa bu sene yüzde 3.1’lik hedefe ulaşılması zor görünüyor.
**
Yazının başında ifade ettiğimiz gibi enflasyon oranındaki düşüşlerin istenilen seviyelerde olmadığı aşikar. Orta Vadeli Program yıl sonunda yüzde 17.5’lik bir enflasyon oranı öngörüyor. Merkez bankasının ise yıl sonu tahmini ise yüzde 24. Bu tahminler tutar mı? Gelinen noktada oldukça zor gibi görünüyor. Diğer yandan bütçe giderlerinin azaltılmasına yönelik önemli adımların atılmasında fayda var. Aksi takdirde; enflasyon tahminleri daha önce olduğu gibi sık sık revize edilebilir ve 2025 yılı sonunda yüzde 30’ları aşan bir enflasyon oranıyla karşılaşılabilir.