Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Veli CENGİZ
Veli CENGİZ

BEYİN

 

Aç bir aslan tilkiye, “Bana yiyecek bir şeyler getir, yoksa seni yerim!” der.

Tilki; “Aman efendim benim etim ne budum ne? Ben şimdi size tam dişinize göre bir av getiririm diyerek oradan uzaklaşır ve doğru eşeğin yanına varır.

Tilki eşeğe; “Aslan seni kral yapmak istiyor, benimle gel.” der.

Eşek inanır ve tilkinin peşine düşer. Aslan eşeği görünce hemen saldırır ve kulaklarından ısırırken eşek bir yolunu bulur ve kaçar.

Eşek tilkiye, “Beni kandırdın! Aslan beni öldürmeye çalıştı!”

Tilki, “Aptal olma! Taç takabilmen için kulaklarını aldı! Hadi geri dönelimde fikrinden vazgeçmesin.” diye cevap verir.

Eşek bunun mantıklı olduğunu düşünerek tilkinin arkasına takılır. Aslanın yanına vardıklarında aslan tekrar eşeğe saldırır ve bu sefer kuyruğunu kopartır. Eşek yine kendini kurtarır ve tekrar kaçar.

Tilki yine eşeğin yanına geldiğinde eşek; “Yalan söylüyorsun! Aslan bu sefer kuyruğumu kopardı”

Tilki, “O sadece senin tahtta rahatça oturmanı istiyor! Aptallık etme benimle geri dön.”

Tilki eşeği bir kez daha geri dönmeye ikna eder. Eşek yine tilkiye inanır ve peşi sıra aslanın yanına yürürler. Aslan, eşeğin yanına iyice yaklaştığını görünce saldırır ve boğarak eşeği oracıkta öldürür.

Aslan tilkiye, “Eşeği geri getirmen iyi oldu. Şimdi, derisini yüzüp beynini, akciğerlerini, karaciğerini ve kalbini getir!” diye emreder. Hikaye bu ya, tilki eşeğin derisini yüzer ve beynini yer ama ciğerlerini, karaciğerini ve kalbini Aslan’a geri getirir. Aslan tilkinin getirdiklerine bakarak öfkelenir ve; “Beyni nerede bunun?!” diye kükrer.

Tilki, “Beyni yoktu ki bunun kralım. Eğer olsaydı, onu incittikten sonra sana geri döner miydi!”

CİNSİ

Bilinmeyen bir coğrafyada bilinmeyen bir ülkenin bilinmeyen bir padişahına çok güzel bir tavus kuşu hediye etmişler. Demişler ki efendim bu tavus kuşunun eşi benzeri dünyada yok, çok cins bir hayvandır. Şöyle meziyeti var, böyle meziyeti var. Öve öve bitirememişler kuşu. Neyse padişah hediyeyi kabul eder. Vezirine; -“Nasıl buldun bakalım tavus kuşumu?”

Vezir, ‘Bu tavus kuşunun bir kusuru var efendim’ deyince Padişah hiddetlenir:

-“Nedir bakalım benim eşi benzeri olmayan tavus kuşumun kusuru?”

Vezir: “Efendim önce siz bunu size hediye edene sorun sonra söyleyeyim” deyince padişah çok merak etmiş. Tavus kuşunu hediye edeni çağırtıp kuşun kusurunu sormuş. İlk önce kuşun hiçbir kusuru olmadığını söyleyen adam, kellesinin padişah tarafından alınacağını anlayınca gerçeği itiraf etmiş:

-“Efendim bu tavus kuşu yumurtadayken anası öldü, biz de onu bir kaza kuluçkaya yatırdık ama bu onun zarafeti ve güzelliğini gölgelemez. Adamı yollayan Padişah, veziri çağırtır ve tavus kuşundaki kusurun ne olduğunu ve bunu nereden anladığını sorar.

Vezir: “Efendim tavus kuşu alımlı hayvandır kasılır yürür. Suyu bile iki saatte içer çalım satmaktan. Ama bu tavus kuşu, su içerken kaz gibi boynunu uzatıyordu.

Aferin demiş Padişah ve emir vermiş: -“Vezirimin yemeğini bir tas artırın.”

Aradan bir zaman geçtikten sonra padişaha muhteşem bir at hediye etmişler ki öve öve bitirememişler. Bu atı dünyada geçecek at olmadığını, şaha kalktı mı herkesi kendisine hayran bıraktığını, iki günlük mesafeyi birkaç saatte koştuğunu duyan padişah büyük bir heyecanla hediyeyi kabul etmiş. Vezirini hemen çağırtıp muhteşem atını sormuş. Vezir beğenmediğini söyleyince padişah tekrar hiddetlenip bunda ne kusur bulduğunu sorunca vezir daha önce olduğu gibi bunu padişahtan atı hediye edene sormasını ister. Tavus kuşu meselesinde haklı çıkan vezirine güvenen padişah atı hediye edeni çağırtır. Atın sahibi de aynı tavus kuşunun sahibi gibi kellenin gideceğini anlayınca başlar anlatmaya

-“Bu atın anası, babası ataları hepsi soyludur amma velâkin bu at daha tayken anası öldü bunu bir inek emzirdi. Tek kusuru bu Efendimiz.” Padişah Vezir’in cevabını çok merak ettiği için hemen adamı huzurundan kovmuş ve veziri çağırtmış. Vezir huzura gelip sabırsızlıkla kendisini bekleyen padişahı bekletmemek için cevabını vermiş:

-“Padişahım soylu at üzerine sinek konduğunda öyle bir silkinir ki sinekler üzerine bir daha konmaya çekinir. Fakat bu sizin at, inekler gibi kuyruğunu sallıyor.”

Padişah, vezirini tekrar takdir ediyor ve emir veriyor: -“Vezirimin yemeğini bir tas arttırın.”

Vezirin bunları nasıl tahmin ettiği padişahın aklından bir türlü çıkmamaktadır. Veziri bir gün tekrar yanına çağırtır ve sorar: -“Söyle bakalım Vezir, ben nasıl bir padişahım, benim asil soyum sopum hakkında ne söyleyebilirsin?”

Vezir: -“Efendim doğrusunu söylemek gerekirse siz soylu bir padişah değilsiniz” deyince, padişah yerinden kalkar ve diğer vezirlerine, bu vezirin öldürmesini söyleyecekken merakı ağır basar ve otururken neden böyle söylediğini sorar. Vezir padişahtan validesi sultan hanımla bu konuyu konuşmasını daha sonra kendisinin cevap vereceğini söyleyince padişah hiç beklemeden Valide Sultana gider ve kendisinin neden asil olmadığını sorar.

Valide Aultan oğluna: -“Oğlum sen beysin, koca ülke senin iki dudağının arasında as dediğin asılır, yaşa dediğin yaşar, sen istemezsen ülkede kuş bile uçamaz.”

Annesinin kendisini kandırmaya çalıştığını anlayan padişah kılıcını çeker ve annesinin üzerine yürür. Valide Sultan aman diyerek oğluna yalvarır ve gerçeği anlatır:

-“Oğlum, baban sürekli savaşlardaydı ve benimle çok ilgilenmiyordu. Sarayda çok yakışıklı ve kuvvetli bir aşçıbaşı vardı, senin baban odur. Bu neyi değiştirir ki oğlum sen sonuçta padişahsın.”

Padişah kendisini bekleyen vezirinin yanına gelir ve anlatmasını emreder kendisinin neden soylu olmadığını. Vezir başlar anlatmaya: -“Efendim padişah dediğiniz ihsanda bulunurken kese kese altın verir, gümüş verir fakat siz her defasında bir tas yemek veriyorsunuz. O yüzden sizde padişahlık kumaşı yok” der.

Netice itibariyle,

“Kaynattım katranı olmadı şeker,

cinsini sevdiğim cinsine çeker…

Mutlu kalınız…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

Verified by MonsterInsights