OLAY DEVLET HASTANESİ SARI ACİLDE YAŞANDI
Az sonra detaylarını anlatacağım durum Temmuz ayının son günü meydana gelen bir hadisedir. Bu nedenle Yeni İl Sağlık Müdürü Hakkı Öztürk bilgisi nezdinde Devlet Hastanesi Yeni Başhekimi Opr. Dr. Osman Acar’ın samimiyetine inanarak konuyu ileteyim. Eşimin yukarıda bahsettiğim tarihte bir haftadır aralıklı ve değişkenlik gösteren bir ayak bileği ağrısı nedeniyle 30 Temmuz akşamı Afyonkarahisar Devlet Hastanesi Acil Servis Bölümüne Triaj Ünitesine başvurduk. Triaj birimindeki bayan arkadaş ilk olarak ilgili evraka Yeşil Alan kaşesini vurdu. Bende kendisine ağrısı ciddi hatta damarını işaret ediyor ayrıca ağrısı çok değişken; Sarı Alanda biraz daha detaylı bakılabilir mi dedim. Kendisi de uygundur tabi ki diyerek Sarı Alan kaşesini ekledi. Bir süre sonra Sarı Alan ekranında ismimiz yandı ve içeriye girdik. Buraya kadar her şey gayet iyiydi.. Bakın sonra ne oldu?
ŞANS YA; EFE BİR PRATİSYENE DENK GELDİK
Şans bizden yana olmayacak ya gele gele henüz yeni mezun olduğunu düşündüğüm genç hem de efe bir pratisyen doktora denk geldik. Şikâyetiniz nedir diye elimizdeki evrakı alan “Efe Pratisyen” bir yandan eşimin şikâyetini yarım kulakla dinlerken; birden evraka dikkat kesildi. Evrakın üzerinde yeşil alan kaşesini üstü çizilmiş, sarı alan kaşesini görünce biraz saygısız bir mimik ve hareketle; ben bu hastaya bakamam diyerek eline evrakı aldı ve eliyle havaya kaldırarak bana ve eşime dışarıyı gösterdi.
O ESNADA ALLAH AKLIMI VE FİKRİMİ ALDI
O esnada gerçekten Allah aklımı fikrimi aldı. Hiçbir şekilde Gazeteci olduğumu söylemedim. Zaten tanınmadığım ortamlarda bunu söylemeyi sevmeyen ve bu nokta da ayrıcalık beklemeyen bir insanımdır. O esnada orda herkes gibi sıramı bekledim, içeriye girdim ve bu muameleyi görünce kendime hakim olamayarak sinirli ve yüksek sesle nasıl bakamazsın söyle diyerek genç efe pratisyene cevap verdim. O esnada eşim ve böyle bir yaşanan durumda davranış şekillerini son derece takdir ettiğim Afyonkarahisar Devlet Hastanesi Güvenlik Görevlilerin araya girmesiyle, Sarı Alandan ayrıldım. Gerçekten o esnada ki bağırmam, Acil Servisin tüm bölümlerinde rahatlıkla duyulmuştur. Genç Doktorun, eline kâğıdı alıp defolun benzeri yaptığı hareketi beni çileden çıkarmıştı velhasıl.
ASLINDA HAYAL KIRIKLIĞIYDI VERDİĞİM TEPKİ
2 yıl boyunca Gazete 3 de yazmış olduğum EKONOMİA Sayfası Yazılarımın bulunduğu arşivleri taradığınızda, Acil Servis Doktorlarına yapılan şiddet ve hiddet haberlerini kınayan ve bu konuda suçlu olarak yüzde yüz vatandaşları gördüğüm ve bu konuda vatandaşlarımızın daha sabırlı ve anlayışlı olmasını belirttiğim yazılarıma rahatlıkla ulaşabilirsiniz. İşte beni hayal kırıklığına uğratan ve tepkimi fazlasıyla pratisyen hekime verdiren ivme buydu aslında. Hayal kırıklığımın sebebi, Acil Servis Doktorlarını bu kadar yazılarımda savunurken, onları hatasız görüp yazılarımda desteklerken; aslında onların çok az sayıda ki bazılarında hatalar olduğu ile bir anda yüzleşmemdi. Hayal kırıklığı dediğim tamda işte buydu. Kusura bakmayın bazı pratisyen arkadaşlar. Hepiniz kesinlikle değil ama içinizdeki çok az sayıda bazı arkadaşlarınızda vatandaşta sözlü öfke tetiklemesine sebebiyet verecek arkadaşlarınız mevcut. Bir Gazeteci olarak bunu bizzat gördüğüm için üzülerek ifade ediyorum.
ÇOCUKLUĞUM VE GENÇLİĞİM DOKTORLARLA GEÇTİ
Benim çocukluğum ve gençliğim doktorların arasında geçti. Amcamın çok değer verdiğim 3 kızı ve eşleri doktordur. Onların temel tıp bilgileriyle ve kitaplarını karıştırarak büyüdüm ben. Rahmetli Annem ve Babamın hastalık dönemleri ve şahsımın sağlık kontrolleri noktasında edindiğim çok değerli Doktor dostlarım vardır. Beni tanıyanlara bu üzücü hadiseyi anlattığımda tanıdıklarım “senin gibi kibar, sakin, anlayışlı bir Gazeteci, bir insan acil servis doktoruna nasıl hiddetlenir, imkânsız, inanmam diyorsa; kusura bakmayın pratisyen arkadaşlar benim dediklerimi kulak ardı yapmamanızda fayda var. Bu konuda işbu yazımla, Merkez Devlet Hastanemizin zengin imkânlarıyla, Afyon ve İlçelerinde hizmet veren tüm Devlet Hastanelerinde görevli Acil Servis Pratisyen Hekim arkadaşlara, Öğretmenlerin aldığı Formasyon yada oryantasyon benzeri bir eğitimin uygulanması iyi olacaktır nezdinde naçizane düşüncemi EKONOMİA Sayfamız okuyucuları ve Afyonkarahisar’da yaşayanlar adına Sayın İl Sağlık Müdürü ve Sayın Başhekim’den bilgi ve ilgilerine rica ediyorum. İçinde bulunduğumuz ve aşmaya çalıştığımız bu zor ekonomik koşullar döneminde; Milli bir anlayış ve engin bir hoşgörüye hep birlikte ihtiyacımız var çünkü.
YENİ SAYIN BAŞHEKİME HOŞ GELDİNİZ DİYELİM
Bu vesileyle, EKONOMİA Sayfamız okuyucuları adına, henüz 15 gün önce Başhekimlik görevine başlayan, Afyonkarahisar Devlet Hastanesi Yeni Başhekimi Opr. Dr Osman Acar’a görevinin hayırlı olması dileğiyle hoş geldiniz demek istiyorum. Geçtiğimiz hafta Devlet Hastanesinde kendisini ziyaret ederek bir saatten fazla baş başa bir sohbet etme şansı yakalayan sanırım ilk ziyaretçi Gazeteci misafiri oldum. Hatta benden sonra bizim mahallenin diğer üstatlarını dernek olarak ziyaret ettiklerini yerel basından gördüm. Öncelikle misafirperverlikleri için yürekten teşekkür ediyorum Sayın Başhekime.
BİR GAZETENİN YAYINLADIĞI HABERİ UZUNCA KONUŞTUK
Başhekimin göreve başladığı ilk birkaç gün sonra; İlimizde yayın yapan bir Gazete kendisini de yürekten üzen bir haber çalışması yayınladı. Başhekim Osman Acar yaşanan o anı en ince detaylarıyla bana anlattı. Amaç, sebep, neden böyle bir şey yazılmasına kadar doktor abi, gazeteci kardeş sohbeti gerçekleştirdik kendisiyle. İki kere iki dört misali haberin teması ile yaşanan gerçek arasında kesinlikle bir iletişimsizlik ve dezenformasyona bağlı bir anlam kopukluğu olduğunu apaçık ortada olduğunu belirtebilirim. Keşke Sayın Başhekime bir şekilde ulaşıp, yaşanan bu durumu birde sizden dinlesek diye sorulma şansı olsaydı. Sohbet ettiğimiz bir saatten fazla zamanda gözlemlerim şunlar oldu. Yeni Başhekim, aşırı derecede mütevazı, kahve bitiminde, çayla devam edelim mi diyecek kadar içten. Güler yüzlü, samimi ve iyi bir gözlemci. Bu yönü aynı zamanda Göz Doktoru olmasından kaynaklı.
LÜTFEN HER ZAMAN GİYİN O BEYAZ ÖNLÜĞÜ
Mesela insanlara dokunmayı seviyorum diyor yeni Başhekim. Gönül de iz bırakma, manevi yönümü besleyen önemli bir gıda diyor. Kurumsallık noktasında, Devlet Hastanesine katkılar sunacağına inanıyor. Kısaca, işin vitrinini de, mutfağını da bilen yöneticilerden olduğu olduğu gözlemleniyor. Yalnız kendi gözümle şunu hemen belirteyim. Osman Acar’ı, Başhekimlik vazifesi boyunca sürekli Makamda oturarak misafir ağırlayan bir Başhekim olarak sanırım pek görmeyeceğiz. Kendisini ameliyathane de, polikliniklerde, acil serviste kısaca 8 katlı ve birkaç bloktan oluşan Devlet Hastanesinin zemin katından, en üst katına kadar her yerde görebileceğiz. Çünkü aktif, canlı gözlem ve sıcak temasla doğru sonuca varacağına inanan bir tarzı var. Bana göre, beyaz önlüğü kim giyer, doktorlar giyer. Beyaz sağlığın temsilidir çünkü. Bu nokta da doktorlar kendileriyle bütünleşen, bilinçaltı hastaya güven hissi veren ve saygınlıklarını artıran o beyaz önlüklerini her zaman giysinler. Başhekimin kendisinden geçmiş bir hikayesini dinlediğinizde tesettür antipatisi olmadığını anlarsınız.
YORUMLAR