Türk futbolu, yıllardır süregelen yapısal sorunlar, yanlış transfer politikaları ve günü kurtarma anlayışının yarattığı kısır döngü içinde debeleniyor. Avrupa kupalarında başarı her geçen yıl daha da uzaklaşıyor; kulüplerimiz maddi krizlerle boğuşuyor, milli takım istikrarsız bir grafik çiziyor. Ancak tüm bu karanlık tablonun içinde Trabzonspor U19 takımının UEFA Gençlik Ligi’nde finale yükselmesi, Türk futbolunun öz kaynağının hâlâ umut vadettiğini bir kez daha gösterdi. Bu başarı, aslında yabancı futbolculara milyonlarca euro harcamaktan ziyade altyapıya yapılacak kalıcı yatırımların ne kadar değerli olduğunu ortaya koyuyor.
Son yıllarda Türkiye Süper Ligi’nde mücadele eden kulüplerin büyük çoğunluğu, yaşını doldurmuş yabancı futbolculara yönelerek genç oyuncuların önünü kesiyor. Bu tercih, hem saha içinde dinamizmi azaltıyor hem de kulüplerin borç sarmalına girmesine neden oluyor. Oysa futbolun evrensel dili artık “gençlik” ve “sürdürülebilirlik”. Avrupa’nın önde gelen kulüplerine baktığımızda Ajax, Sporting Lizbon, Benfica gibi takımlar altyapıya verdikleri önemle her sezon dünya futboluna yeni yıldızlar kazandırıyor. Sadece sportif başarı değil, ekonomik anlamda da bu kulüpler büyük gelirler elde ediyor. Örneğin Benfica, son yıllarda yalnızca genç oyuncu satışlarından yüz milyonlarca euro kazanarak kulüp ekonomisini ayakta tutmayı başardı.
Türkiye’de ise altyapı hâlâ yeterince ciddiye alınmıyor. Antrenörler yeterli eğitimden geçmiyor, tesisler yetersiz, kulüplerin sabrı yok. Oysa dünya futbolunun en parlak yıldızları –Messi, Mbappé, Bellingham– hep altyapıdan çıktı. Bugün Avrupa’nın büyük kulüplerinde forma giyen Türk asıllı oyuncuların çoğu da yurt dışında, disiplinli ve planlı altyapı sistemlerinde yetişti. Bu durum, bize bir şey anlatmalı: Sorun yetenek eksikliği değil, sistem eksikliği.
Trabzonspor U19 takımının başarısı, bu sistemin doğru kurulduğunda neler yapılabileceğinin küçük bir göstergesi. Genç oyunculara şans verilmesi, kaliteli eğitim almaları, uluslararası deneyim kazanmaları hem bireysel gelişimlerine hem de Türk futbolunun geleceğine büyük katkı sağlar. Aynı şekilde İstanbulspor, Altınordu gibi kulüplerin altyapıya olan inançları da örnek alınmalı.
Türk futbolunun artık radikal bir dönüşüme ihtiyacı var. Bu dönüşüm; plansız, pahalı ve geçici yabancı transferlerden vazgeçip, altyapıya yatırım yapmayı öncelik haline getirmekle başlayabilir. Uzun vadeli hedefler, sabırlı yönetimler ve gençlere duyulan güvenle Türk futbolu yeniden ayağa kalkabilir. Aksi halde Avrupa başarıları nostaljik bir anıdan öteye geçemeyecek.
BU KUPA SİZE ÇOK YAKIŞIR
Trabzonspor U19 ile Barcelona U19 takımları bu akşam 19.00’da İsviçre’de karşı karşıya gelecek. Kazanan kupayı alacak, o da inşallah Trabzon’un gençleri olacak…