Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ekonomia Ekstralar
Ekonomia Ekstralar

3 EMEKLİ AMCA İLE ZAFER MEYDANINDA; AÇIK AÇIK

 

Sürekli olarak dışarıda olan ve her kesimden vatandaş ile sohbet etme noktasında elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışan bir Gazeteci olarak; İl Merkezinde yaşlı emeklileri bir dinleyim bakalım neler söyleyecekler dedim. Hiçbir şekilde görüştüğüm 3 Emekli Vatandaşın görüşlerine bir tutam ek katkı yapmadan siz okuyucularımızın bilgilerine genel bir rapor diliyle sunmayı uygun buldum.

SELAM VEREREK OTURDUM YANLARINA

Afyon’da hiç tanımadığım ve Zafer Meydanında bulunan Belediye Kafeteryasında otururken gördüğüm 3 yaşlı amcanın yanlarına selam vererek ve izin isteyerek oturdum. Kendimi Gazeteci olarak tanıttıktan sonra isimlerinizi almadan, fotoğrafınızı çekmeden sizleri dinlemek istiyorum dedim. Sonrasında ilerleyen dakikalarda samimiyet o kadar güzel bir hal aldı. Emeklilerden birisi şu benim takoz telefondan fotoğrafımızı çeksinler hatıra kalsın dedi. Onun telefonundan fotoğraf çekindik ama o fotoğrafı bile istemedim kendisinden.  Sohbetten edindiğim temaları kendi zihnimde ana dokusuna hiç dokunmadan kaleme aldım. Sonuç olarak 3 emeklinin görüşü bizim Afyon’da Sokak röportajları yaparak istatistik oluşturma konusunda marifetli olan meslektaşların tespitleri gibi olmayacak kesinlikle. Bu sohbet bilimsel veri değil 3 emeklinin sesidir sadece. Siyasiler altında bir şey aramasın.

DERTLERİ EVDEKİ KAYNAYAN TENCERE

Matematikte iki kere iki dört gerçeği vardır. Bu noktada görüştüğüm 3 kişinin iki kere iki dört gibi gerçek bir numaralı gündemi Ekonomi. Bu tüm insanların gündemi, Türkiye’nin kredi notu, Merkez Bankası rezervleri, Gabar’da petrol çıkmış, Türkiye kendi silah ve savunma sistemlerini yapan konuma gelmiş, İha, Siha üretip satıyoruz, Suriye öyleymiş, barış süreci böyleymiş gibi konular değil. Öte yanda, son aylarda İktidar Partisi ile Ana Muhalefet Partisi arasında yükselen tansiyonlar, tutuklanmalar, gözaltılar, karşılıklı atışmalar, boykotlar falan filan hiç değil bu konuştuğum 3 insan için asıl konu. Onların tek bir asıl konusu var oda evlerindeki kaynayan tencere. Yukarıda bahsettiğim konuları sordum tek tek. Kafaları o kadar dolu ki gelir ve gider arasında. Bu konular geliri yeten, keyfi yerinde emeklilerin takip ettiği konular bizim kafamızda bunlara sıra gelmiyor keşke gelse dediler.

PETROL ÇIKMIŞ VARMI BANA YANSIYAN

Yaşı yaklaşık 65 olan masadaki bir emekli abi bana şunu dedi. Böbrek hastasıyım, doktorum mümkünse salatalığı günlük bazda çok abartmadan yememi tavsiye etti. Nimet işte böbreğe iyi geliyormuş ayarında tüketirsen. Pazarlarda kısa bir zaman önce salatalık 70 TL yi gördü, patlıcanda 100 tl yazan etiketler bizle dalga geçer gibi önümüze kondu. Allah’ın marulunu misafir gelecek diye 50 TL ye aldım geçen aylarda. Ben Sgk Emeklisi bir insanım.  Ne yapayım kızım kocasıyla ayrıldı. Orta son sınıfa giden bir çocuğu ile baba ocağına döndü. Adam kaçak ne nafaka, ne tazminat. Dünürlerde mahcup aynı benim gibi yok ellerinde. Niye geldin diyemem kızıma babayım çünkü. Mutfak masrafı arttı mı, arttı. Torunumun masrafları tek maaşımın üstüne bindi. Bak kardeşim Petrol çıkmış var mı bana yansıyan şimdi yok. Kim ne bulursa bulsun bir Emekli olarak umurumda değil. Sadece etiketler artık değişmesin. Sadece 1 yıl ya 1 yıl etiketler aynı kalsın, gerekirse Devlet vursun masaya elini, fiyat sabitlemesi yapsın ülkede dedi. Ne yazık ki, değişen etiketler gerçekten birçok dar gelirlinin en büyük sorunu. Bol gelirliler ise etiket değişimlerini hiç fark etmiyor bu ülkede.

SU FATURALARIMI GERİDEN ÖDÜYORUM BEN

Konuştuğumuz masada ki bir başka emekli ise ne yapayım, Afyon Belediyesi su faturalarını 4 ayda bir önden gecikmeli ödüyorum, 4 ayda ödüyorsun diye yıllardır hiç kesmeye gelmediler. Bilmem vatandaşa destek midir, yoksa gözden mi kaçıyordur ama bana yarıyor bu durum; maaştan elime iki ay en az 500 TL kalıyor. Elektriği ya da doğalgazı ödeme bakalım son ödeme gününden sonra. Dolabında yazlık, kışlık yiyeceğin varmış, evde hastan varmış, çocuk varmış umurlarında olmaz gelip mühürü takarlar. Ben şunu anlamıyorum, ben emekli maaşımdan boğazımıza kalsın diye su faturamı geriden gecikmeli ödüyorum, insanlara bakıyorum çarşı merkezinde aha işte bu muhitler bahsettiğim yerler. Bir porsiyon döneri 500-600 TL ye satan lokantalarda masalar hep dolu. Aynı muhitte kasaplar var etin kilosu 500 TL, git oradan bir kilo al evinde tıka basa ye. Niye 150 gram ete verirsin o parayı ben anlamıyorum bizim insanlarımızı dedi. Gelir gider arasındaki denge bozulduğu noktasında insanların kişisel harcama serbestlikleri bu şekilde yorumlanmaya ve sorgulanmaya başlıyor insan psikolojisinde. Çünkü sıkıntı denilen kavram öyle bir sıkıyor ki; o sıkkınlık bu dürtüyü ortaya çıkarıyor.

OĞLUMUN EVİNDE YAŞAMAYA BAŞLADIM

Masadaki 3. Emekli abi bu 2 abiye göre daha yaralı aslında. Söze şöyle başlıyor. Bunlar ağlıyor ya inan bana ben daha çok ağlıyorum. Haklılar mı sonuna kadar haklılar. Can kardeşlerimdir bunlar benim, 40 yıllık sağdıçlarımdır. İkisinin de evi var benim gibi kirada değiller şükürler olsun. Geçen yıl artık canıma tak dedi. 14 yıllık ev sahibimi yaptığı afaki kira artışlarından dolayı Allaha havale ederek, son birkaç yıldır baba hadi artık annemle gelin hep birlikte yaşayalım diyen; oğlumun evine taşındım. Zaten bir oğlum var oda benim tek varlığım. Öncesinde dünyaya gelen iki çocuğum haftasında öldü. Allah’ım karı koca sınadı bizi, imtihandan sabırla çıktık, şükürler olsun sonra oğlum dünyaya geldi. Tıp Fakültesinde idarede görevli şu anda 1 torunum var. Gelinim, hanımın yeğeni canımız oda Allah’ı var, elinin üstünde tutar bizi.

DEVLET BABA BİZE BİR EL VERSE

Aslında benim oğluma ve gelinime biz bu Dünya’dan gittikten sonra bir ev bırakmam gerekirken, bir kümes bile bırakamayıp oğlumun evinde yumacağım gözümü belki de. Bunun ağırlığını tahmin edebilir misin evladım dedi bana. Yaşın daha bizim gibi değil; gel bakalım 65 i gör, sonra her gün biraz daha duygusallaşır, her gün biraz daha içinden ağlarsın dedi. Rızkın kefili Allah, vermediyse vermez başını sokacak bir kümes; sonuçta vardır bir hikmeti, sual olunmaz. Ama Devlet Baba benim gibi olan Emeklilerine gelin şu TOKİ’den size kurasız ev veriyorum, afaki kira artıran ev sahibinize vermeyin kiranızı; bana daha azını verin size kümes değil, küçük bir saray vereyim deseydi beni onurlandırsaydı. Bizim sayımız kaçtır ki ülkede, ev sahibi olmayan benim gibi emekli sayısı.

BU VESİLEYLE TEKRAR İLİMİZ MİLLETVEKİLERİNE

AÇIK AÇIK YAZIYORUM, AFYONKARAHİSAR 5 MİLLETVEKİLİNE. MASADAKİ 3. CÜ EMEKLİ AMCA GİBİ EV SAHİBİ OLMAYAN EMEKLİ AMCALARIN DERDİNE BİR ÇÖZÜM ÇIKARMI TBMM’DEN. BU SAYFADA HATIRLARSANIZ BENZER BAŞKA BİR EMEKLİYİ GEÇTİĞİMİZ HAFTALAR DA BİR SEFER DAHA YAZMIŞTIM.

SADECE BİR VEKİL HAKAN ŞEREF OLGUN CEVAP VERİP, GERİ KALAN MİLLETVEKİLERİ ALİ ÖZKAYA, İBRAHİM YURDUNUSEVEN, HASAN ARSLAN VE MEHMET TAYTAK SESSİZLİĞE BÜRÜNÜP CEVAP VERMEDİ YA DA BASIN DANIŞMANLARI BENİM YAZIMI KENDİLERİNİN BİLGİSİNE UNUTARAK SUNMADI.

Verified by MonsterInsights