Zamanla azalan ilgiye ve değişen alışkanlıklara rağmen, eskiyen yüzükleri, kol tokalarını, kemerleri ve nostaljik çakmakları ilk günkü haline getiren Zeren, “El işçiliğine ilgi azaldıkça, bizim gibi zanaatkârlar da yok olmaya başladı. Ama ben elimden geldiğince bu mesleği yaşatmak istiyorum,” diyor.
“Atıl denilen parçaları tekrar hayata döndürüyoruz”
Mesleği süresince gümüşten kemer, kol takıları, yüzükler ve özel sipariş ürünler yapan Zeren, zamanla talebin azalmasıyla birlikte tamir işlerine yönelmiş. En çok nostaljik çakmaklarla ilgilendiğini belirten Zeren, “Dupont, İbola, Ronson gibi birçok markanın çakmaklarını gözüm kapalı tamir ederim. Kaynak, gözlük tamiri, takı onarımı gibi pek çok işi de yapıyorum. Vatandaşın ‘bu artık kullanılmaz’ deyip getirdiği parçaları neredeyse ilk günkü haliyle teslim ediyorum,” ifadelerini kullanıyor.
“Bu dükkân benden sonra kapanmasın istiyorum”
Zeren, mesleğini tutkuyla yapmaya devam etse de yaşının ilerlemesi nedeniyle kaygıları da artıyor. “Gözlerim artık zorlanıyor, enerjim azaldı. Ama asıl üzüntüm, benden sonra bu dükkânın kapanacak olması,” diyor. Çocuklarının farklı alanlara yönelmesi sebebiyle mesleğini devredebileceği kimse kalmadığını belirten Zeren, geleneksel el sanatlarının çırak yetişmemesi nedeniyle birer birer yok olduğuna dikkat çekiyor.
Mustafa Zeren’in dükkânı bugün sadece gümüş takıları değil, aynı zamanda bir zanaatkarın ömrünü, emeğini ve sabrını da içinde barındırıyor.