Nöbetçi Eczaneler
AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanlığı tarafından haftalık olağan basın toplantısı düzenlendi. Kameralar karşısına geçen Tanıtım ve Medya Başkanı Halil İbrahim Sevim, ulusal ve yerel gündeme dair konuştu. Başkan Sevim ilk olarak orman yangınları ile ilgili konuştu: “23 Temmuz tarihinde Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde başlayan orman yangını, ne yazık ki ilimiz sınırlarında yer alan Sarıcaova köyümüze kadar ulaştı. Bu büyük felakette 5’i orman işçisi, 5’i AKUT gönüllüsü olmak üzere toplamda 10 kahramanımızı şehit verdik. Gerçekten ciğerlerimiz yandı, içimiz yandı.”
“BİZLERE DÜŞEN GÖREV DOĞAYI KORUMAKTIR”
Başkan Sevim, “Bu vesileyle özellikle altını çizmek isterim ki; bu tür acılar asla siyasi malzeme yapılacak konular değildir. Bu, hepimizin ortak acısı, ortak yarası, ortak yangınıdır. Yeşil Vatan’ı savunmak adına canlarını ortaya koyan yiğitlerimiz, fedakârca mücadele ederek şehit olmuşlardır. Bizler de AK Parti teşkilatları olarak yangının ilk saatlerinden itibaren sahadaydık. Milletvekillerimiz, İl Başkanımız, ana kademe yönetimimiz, gençlik ve kadın kollarımızla birlikte; Tarım ve Orman Bakan Yardımcımız Sayın Ahmet Bağcı ilimize geldi, ardından Sağlık Bakanımız devlet hastanesinde şehit ailelerimizi ve yaralı vatandaşlarımızı ziyaret etti. Bundan sonra bizlere düşen görev; birlik ve beraberlik içinde Yeşil Vatan uğruna can veren kahramanlarımızın hatırasına sahip çıkmak, doğayı korumaktır. Bu, hepimizin ortak vazifesi ve ortak sorumluluğudur. Elimizden gelenin fazlasını yaparak bu görevi layıkıyla yerine getireceğiz” dedi.
“TEŞKİLATIMIZIN TÜM KADEMELERİYLE BİRLİKTE SAHADA YER ALDIK”
“Yangının ilk dakikalarından itibaren İl Başkanlığımızca 24 saat esasına dayalı bir nöbet sistemi kurduk” diyen Sevim konuşmasına şöyle devam etti: “Teşkilatımızın tüm kademeleriyle birlikte sahada yer aldık. Kadın kollarımız, gençlik kollarımız ve ana kademe mensuplarımız, orman yangınlarıyla mücadele eden kahramanlarımıza su, erzak ve diğer ihtiyaç malzemelerini ulaştırmak için adeta karınca misali çabaladılar. Temennimiz, bu yangınlar üzerinden siyaset yapmak yerine, tüm siyasi partilerin o alanda birlik içinde mücadele etmesidir. Ancak ne yazık ki muhalefet, bu konuda yerli ve milli bir duruş sergileyememiş, farklı gündemler peşinde olmuştur. O gün şehitlerimiz devlet hastanesine getirildiğinde, yönetim kurulu üyelerimizle sabaha kadar oradaydık. Değerli basın mensubu arkadaşlarımız da bizimle birlikte acımızı paylaştı. Yaralı kahramanlarımızın yanında olmaya gayret ettik. Bu tür olaylar, milletimizin ortak meselesidir. Bu acılardan siyaset üretmek, muhalefet geliştirmek ne insani ne de ahlaki bir yaklaşımdır. Yüce Rabbim ülkemizi bu tür afetlerden muhafaza eylesin. Bizler ise birlik ve beraberlik içinde, aynı bayrağın altında kenetlenmesini bilmeliyiz. Gençlik kollarımıza ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Arkadaşlarımız gece gündüz demeden sahada büyük bir fedakârlık gösterdi. AK Gençlik, her zaman olduğu gibi bu süreçte de farkını ortaya koymuştur. Gençlik kollarımızı ‘Aklı TEKNOFEST, kalbi Kudüs, vicdanı Gazze’ olan bir gençlik olarak tanımlıyoruz.”
“MESCİD-İ AKSA HEPİMİZİN ORTAK DEĞERİDİR, MAHREMİDİR”
Filistin’de yaşanan zulme değinen Sevim, “Bugün Filistin’de, Gazze’de yaşanan insanlık dramı hepimizin yüreğini yakmaktadır. İsrail yönetimi geçtiğimiz günlerde, bakanları ve polisleriyle birlikte Mescid-i Aksa’yı basmaya yeltenmiştir. Bu bizim kırmızı çizgimizdir. Bu noktada artık birlik olmalı, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde güçlü bir duruş sergilemeliyiz. Muhalefeti de yerli ve milli bir duruşa davet ediyoruz. Çünkü Mescid-i Aksa hepimizin ortak değeridir, mahremidir. Bu değerlere uzanan ellere karşı en yüksek sesle tepki göstermemiz boynumuzun borcudur. Filistin davası yalnızca bir coğrafyanın değil, insanlığın ortak onur mücadelesidir. Türkiye ise bu mücadelenin siyasi ve vicdani taşıyıcısıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler kürsüsünden bu davayı dünyaya duyurmuş, vicdan sahibi liderleri harekete geçirmiştir. Gazze’ye ulaştırılan yardım tırları, milletimizin ortak iradesinin tezahürüdür. Bizler de AK Parti teşkilatları olarak bu noktada elimizi değil, gövdemizi taşın altına koymaya hazırız” ifadelerini kullandı.
AK PARTİ’NİN 24. KURULUŞ YIL DÖNÜMÜ İÇİN ETKİNLİK YAPILACAK
Sevim, “14 Ağustos, AK Parti’mizin 24. kuruluş yıl dönümüdür. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 24. yıla özel olarak; 24 zimem defteri kapatma, 24 evladımızın sünneti, 24 kurban kesimi gibi sosyal sorumluluk faaliyetleri düzenleyeceğiz. Kuruluş yıl dönümümüzü bu bilinçle kutlayacağız. Ayrıca 20 Ağustos tarihinde ‘Türkiye Buluşmaları’ kapsamında Milli Eğitim Bakanımız sayın Yusuf Tekin ilimizi ziyaret edecek. Birçok ilimizin milletvekili ve MKYK üyeleri de şehrimize gelecek. 18 ilçemizle birlikte eş zamanlı olarak bu programı icra edeceğiz” dedi.
“DEVLETİN KURUMLARINI HEDEF ALMAK KİMSENİN HAKKI DEĞİLDİR”
Sevim, “Ülkemizde yakın dönemde bir diploma tartışması yaşanmıştır. Ancak asıl mücadelemiz, artık bir tehdit haline gelen dezenformasyon çetelerine karşı olmalıdır. Bu kişiler, yalan ve iftiralarla zihinleri bulandırmaya çalışmakta, kamuoyunu yanıltmaktadır. Muhalefet elbette görevini yapmalıdır, ancak bu görev devletin meşruiyetine saldırmak değildir. Devletin kurumlarını hedef almak kimsenin hakkı değildir. Kamu görevlilerine dil uzatan herkesin bir kez daha düşünmesi gerekir. Bu noktada Savcılarımız dezenformasyonla mücadeleye davet ediyoruz” diye konuştu.
“EN BÜYÜK PROBLEM YERLİ VE MİLLİ BİR MUHALEFET OLMAYIŞI”
Başkan Sevim, Gazete 3 muhabirinin sorusu üzerine, dün sabah İl Genel Meclisi’nde yaşanan gerginliğe de değindi: “Türkiye’de en büyük problemimiz yerli ve milli bir muhalefet olmayışı. Bizim millet olarak da en büyük eksikliğimiz bu. Bugüne kadar muhalefetin zaten AK Parti’nin herhangi bir ekonomi politikasına, tarım politikasına, milli eğitim politikasına sağlıkta yapılan bütün bu reformlara bir kez dahi olsun alkış tutuğunu teşekkür ettiğini biz görmedik şahit olmadık. Yani zaman zaman bu arkadaşların eminim boş vakti vardır. Çünkü biz kendilerini sahada göremiyoruz, milletle siyaset yapmıyorlar. Ancak haftada yarım saat, bir saat salon siyaseti yapıyorlar, kalan zamanlarını boş geçiriyorlar. Bu boş zamanlarında ben kendilerine Türkiye’de 2002 öncesi ile ilgili birtakım belgeseller izlemelerini tavsiye ediyorum.” >>>Mustafa Emre ŞAHİN
