Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü birinci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2024 akşamı Van Gölü kıyısında kaybolmuş, cansız bedeni 18 gün sonra 24 kilometre uzaklıktaki Mollakasım Köyü sahilinde bulunmuştu.
Acılı baba Nizamettin Kabaiş, 10 Ekim tarihli Adli Tıp Kurumu (ATK) raporundaki çelişkilere dikkat çekti. Raporda, Rojin Kabaiş’in bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA örneği tespit edildiği (biri göğüs bölgesinde, diğeri vajina içinde) belirtilmesine rağmen, ölümün “intihar” olarak değerlendirilmesi kamuoyunda ve ailesinde büyük tepki yarattı.
Baba Kabaiş, bu duruma isyan ederek, “Kızımın vücudunda iki farklı DNA var ama hâlâ intihar deniliyor. Bu nasıl intihar olabilir? Boynunda zedelenme vardı, akciğerlerinde su yoktu. Suda boğulan biri akciğerlerinde su olmadan nasıl ölür?” dedi.
Üniversite ve Yurt İhmali İddiası
Nizamettin Kabaiş, Rojin’in kaybolmasında üniversite ve yurt yönetiminin ihmali olduğunu ileri sürdü. Yurt çevresinde güvenliğin yetersiz olduğunu ve yabancıların alkol aldığını belirten Kabaiş, “Eğer zamanında haber verilseydi, Rojin bugün hayatta olacaktı. Çocuğumu ihmaller öldürdü. Ya açık bir ihmal var ya da bir şeyler gizleniyor” ifadelerini kullandı.
Soruşturmada Son Durum
Baba Kabaiş, soruşturmadaki son durumu da paylaştı. Rojin’in cep telefonunun kritik önem taşımasına rağmen hâlâ yurt dışına (Portekiz’e) gönderilmediğini, incelemenin yerel bilirkişilerle birlikte yapılmasının planlandığını öğrendiğini söyledi. Kabaiş, telefon açıldığında yeni bilgilere ulaşılacağına inandığını ve “Suyun cesedi sürüklediği yönündeki ifade dosyadan kaldırıldı” bilgisini verdi.
Adalet Mücadelesinde Tehditler
Rojin Kabaiş’in ölümünün cinayet olduğuna inanan ve dosyadaki gizlilik kararına tepki gösteren Nizamettin Kabaiş, adalet arayışında olduğu için kimliği belirsiz kişilerden tehdit mesajları aldığını açıkladı.
Tehdit mesajlarının WhatsApp üzerinden geldiğini belirten Kabaiş, “WhatsApp’tan ‘Bu davadan vazgeçin, elimizdesiniz’ gibi mesajlar alıyorum. Numaranın biri Endonezya, diğeri İran hattı. Savcılığa bildirdik ama biz korkmayız” dedi. Kararlılığını ise şu sözlerle vurguladı:
“Tehditler bizi susturamayacak. Bu olayın üzeri örtülmeye çalışılıyor. Ama biz gerçeği ortaya çıkarmak için sonuna kadar mücadele edeceğiz.”
