Elektronik sigara (e-sigara), tütün endüstrisi tarafından “daha az zararlı” iddiasıyla pazarlanırken, uzmanlar bu cihazların ciddi sağlık riskleri taşıdığı konusunda uyarıyor. Türk Toraks Derneği’nden Prof. Dr. Oğuz Kılınç, e-sigaraların yeni nikotin bağımlıları yaratmak için bir tuzak olduğunu vurguluyor.
Araştırmalar, e-sigara kullanarak sigarayı bırakmayı deneyenlerin yüzde 80’inin bir yıl sonra hâlâ e-sigara kullandığını, yarısının ise hem e-sigara hem de normal sigara içmeye devam ettiğini gösteriyor. Nikotinin, eroin ve kokainle eşdeğer bağımlılık gücüne sahip olduğunu belirten Kılınç, e-sigaraların sigara bırakma aracı olmadığını söylüyor.
E-sigaraların “kimyasal içermediği” iddiasının aksine, propilen glikol, gliserol, formaldehit, asetaldehit, civa, kurşun ve kanabis gibi binlerce zararlı madde içerdiği biliniyor. Aroma verici katkı maddeleri de toksik etkiler yaratıyor. Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Pınar Bostan, e-sigaraların solunum yollarında inflamasyon, astım, bronşit, KOAH ve ölümcül EVALI (e-sigara kullanımına bağlı akut akciğer hasarı) hastalığına neden olduğunu belirtiyor.
Akciğer Kanseri Riski Yüzde 270 Artıyor
Geniş çaplı araştırmalar, e-sigara kullananlarda akciğer kanseri riskinin, kullanmayanlara göre yüzde 270 arttığını ortaya koyuyor. Ayrıca, uzun süreli kullanım karaciğer, kalp ve böbreklerde fibrozis gibi hasarlara yol açarken, DNA hasarı ve metabolik bozukluklara da neden olabiliyor.
Tütün endüstrisinin renkli ve aromalı e-sigaralarla gençleri ve çocukları hedef aldığı belirtiliyor. Araştırmalar, daha önce sigara içmemiş gençlerin e-sigara denemesinin ardından normal sigaraya başladığını gösteriyor. Malezya gibi e-sigaranın yasallaştığı ülkelerde, çocuk ve gençler arasında kullanım oranlarının ürkütücü seviyelere ulaştığı rapor ediliyor.
Aromalar Bile Tehlikeli
E-sigarlardaki cezbedici aromalar, kendi başlarına bile hücresel ölüme yol açabilecek kadar zehirli. Uzmanlar, bu ürünlerin gençleri çekmek için tasarlandığını ve sağlık üzerindeki etkilerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguluyor.