Afyonkarahisar Tabip Odası Başkanı Dr. Alev Türe, 14 Mart Tıp Bayramı ile ilgili duygularını ve düşüncelerini Gazete3 okurları ile paylaştı. 14 Mart’ın önemli bir gün olduğunu belirten Türe, “Tıp camiası aslında bugünün anlamı farklı ve daha bir özel. Çünkü 14 Mart bir direniş öyküsüdür. Yıllar önce 3. sınıf Tıp Fakültesi öğrencilerinin yaptığı bir direnişle başlayan bir kutlama. Yapılan haksızlıklara karşı bir duruşun öyküsüdür. Bizler de o günden bu yana 1919’dan beri, 14 Mart’ta Tıp Bayramını kutluyoruz” dedi.
“MANEVİ YÜKÜ ANLATILAMAZ”
Hekim olmanın manevi yükünün çok ağır olduğunu ifade eden Türe, “Tabii ki hekim olmak, sadece tedavi etmek, sadece hastalıkları bulmak, teşhis etmek değil, hekim olmak aynı zamanda bir özveri, sevgi, şefkat, empati, bunların hepsini barındıran bir bütündür. Bizler çünkü gecemizi gündüze katıp, yeri gelip kendi ailemizi ihmal edip, yemek yemeyip, belki uykusuz kalıp hastalarımıza, yakınlarına ışık olmaya çalışıyoruz. İnanın bana bunun manevi yükü anlatılamaz, gerçekten çok büyük. O yüzden ekip arkadaşlarımız ve tüm sağlık çalışanlarımızla çok özverili ve farklı iş yaptığımızı düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“ALKIŞLANIYORUZ, ELEŞTİRİYORUZ, YERDEN YERE VURULUYORUZ”
Bazen eleştirildiklerini, bazen de hak etmedikleri uygulamalarla karşılaştıklarını vurgulayan Türe, şunları söyledi: “Üzüldüğümüz taraf ne? Biz zaman zaman alkışlanıyoruz, zaman zaman eleştiriyoruz, zaman zaman yerden yere vuruluyoruz, zaman zaman maalesef hiç hak etmediğimiz uygulamalarla karşılaşıyoruz. Ben şunu söyleyeyim hiçbir insan, hiçbir hekim, hiçbir sağlık çalışanı bilerek ve isteyerek hastasına zarar vermek istemez. Biliyorsunuz ilk Tıp Hekimi Hipokrat’tır. Hipokrat yemini etmiş insanlarız biz ve bunun ilk maddesi de şudur; önce zarar verme. Biz önce zarar vermeme üzerine bir kurgu içindeyiz. Bunun için uğraşıyoruz. Biz bunun eğitimini aldık ve biliyorsunuz tıp fakültesinin eğitimi çok zor ve meşakkatli bir eğitim. Ailelerimiz bizler için çok emek verdi, çok uğraştılar.”
“HERKES KENDİNİ BİZLERİN YERİNE KOYSUN”
“Ben şunu anlamıyorum, insanlara sorsanız ‘Çocuğunuz ne olsun?’ dediğinizde ‘Hekim olsun’ diyorlar. Ama hekime yaklaşım maalesef öyle olmuyor” diyen Türe, hassasiyet istediklerini dile getirdi: “Herkes kendini bizlerin yerine koysun. Pandemi dönemi bunun çok güzel bir örneğidir. Pandemi döneminde insanlar evlerinde ayaklarını uzatıp dinlenirken, sokağa çıkma yasağı var diye istirahat ederken, bizler hep görevimizin başındaydık. Bizler, kolluk güçleri, birçok meslek grubu görevinin başındaydı ve biz yeri geldi sayı çıkarsak en çok şehit veren o zamandaki meslek grubu sağlık çalışanlarıdır. O yüzden hastalarımız, vatandaşlarımız, hasta yakınlarımız lütfen bu hassasiyet içinde hastalarımıza, hekimlerimize, sağlık çalışanlarımıza yaklaşalım, bunları önemsiyorum.”
TÜRE, HEKİMLİĞİN GÜZEL YANLARINI ANLATTI
Hekimliğin güzel yanlarının da olduğunu söyleyen Türe, “Bir çocuğu sağlığına kavuşturduğunuzda o anne babanın yüzündeki gülümsemenin, bir anne babayı sağlığına kavuşturduğumuzda o evladın yüzündeki mutluluğun, bunların kesinlikle maddi bir karşılığı yok. İnanın bana bunlar manevi olarak bizleri mutlu eden şeyler. Bizlerin motivasyona ihtiyacı var. Bizlerin yaptığımız işlerin kıymetinin bilinmesine, değerimizin bilinmesine ihtiyacımız var. Çünkü biz hep sizin yanınızdayız. Salgında sizin yanınızdayız, savaşta sizin yanınızdayız, kazada sizin yanınızdayız, dağ başında kaldığınızda her yerde sağlık çalışanları sizlerin yanında. Bu konuda duyarlı halkımıza hassasiyetleri için teşekkür ediyorum. Tüm sağlık çalışanları arkadaşlarımın, tüm hekimlerin tıp bayramını en içten dileklerimle kutluyorum, güzel bir çalışma yaşamı diliyorum” diye konuştu. >>>Ahmet ÇETİNKAYA