Antarktika’nın buzulları altında, Galler’in yarısı büyüklüğünde devasa bir yapı keşfedildi. Yaklaşık 100 kilometre genişliğinde ve 7 kilometre kalınlığında olan bu gizemli oluşum, bilim insanlarını şaşkına çevirdi. Uzmanlara göre bu keşif, sadece geçmişi değil, gezegenimizin geleceğini anlamak açısından da kritik öneme sahip. Dünyanın en soğuk ve en gizemli kıtası olan Antarktika, bilim insanlarının merakını yıllardır canlı tutmaya devam ediyor. Donmuş yüzeyinin altında yatan sırlar, hem gezegenimizin jeolojik tarihine ışık tutuyor hem de günümüzün en kritik küresel sorunlarından biri olan iklim değişikliği konusunda önemli ipuçları sunuyor.
Bilimsel Çalışmalar ve Yeni Dönem
Son yıllarda artan bilimsel çalışmalar, kıtanın altında daha önce keşfedilmemiş devasa yapılar ve sıra dışı jeolojik oluşumların varlığını ortaya koydu. Bu keşifler, Antarktika’nın derinliklerinde yatan bilinmeyenlerin anlaşılmasında yeni bir dönem başlatırken, buzulların altında saklı olabilecek mikrobiyolojik yaşam ve virüsler gibi konular da zaman zaman bilim dünyasında gündeme geliyor. Şimdi ise bilim insanları, bu zorlu ve dondurucu ortamda, Batı Antarktika Buz Tabakası’nın altında daha önce hiç fark edilmemiş devasa bir granit kütlesini keşfetti.
Devasa Kayalık Yapı
Galler’in yarısı büyüklüğünde devasa bir kayalık! İngiliz Antarktika Araştırmaları Kurumu (BAS) tarafından gerçekleştirilen bu araştırma, yaklaşık 100 kilometre genişliğinde ve 7 kilometre kalınlığındaki kayalık yapının, Galler’in yarısı büyüklüğünde olduğunu ortaya koydu. Bu dev granit levha, Pine Island Buzulu’nun altında yer alıyor ve yaklaşık 175 milyon yıl önce Jura döneminde (jeolojik zaman ölçeğinde yaklaşık 201 milyon yıl ile 145 milyon yıl önce arasında süren bir dönem) oluştuğu tahmin ediliyor. Bu keşif, yalnızca Antarktika’nın jeolojik yapısına dair önemli bilgiler sunmakla da kalmıyor, aynı zamanda buzulların nasıl hareket ettiği ve iklim değişikliğine nasıl tepki verebileceği konusunda da önemli bir referans noktası oluşturuyor.
Pembe Granit Kayaların Rolü
Bu buz tabakasının geçmiş hareketleri hakkında yeni veriler elde ettik. Keşif, Antarktika’nın yüksek dağlarında bulunan sıra dışı pembe granit kayalar sayesinde mümkün oldu. Bu kayalar, onlarca yıldır bilim insanlarının ilgisini çekiyordu çünkü bölgedeki hâkim siyah bazalt kayalarından oldukça farklıydılar. Uzmanlar, bu granit parçalarının, buzulların geçmişte dağların tepelerine taşıdığı büyük kayaların küçük parçaları olduğunu tespit etti. İngiliz Antarktika Araştırmaları Kurumu’nda jeofizikçi olarak görev alan ve makalenin başyazarı olan Dr. Tom Jordan, “Yüzeyde gördüğümüz bu pembe granit kayalar, buzun altında gizlenen devasa bir granit kütlesine işaret ediyor” dedi. Jordan, “Sadece kayaların kökenini aydınlatmakla kalmadık, aynı zamanda buz tabakasının geçmiş hareketleri hakkında da yeni veriler elde ettik” diye ekledi.
Yerçekimi Ölçümleri ve Araştırma Yöntemi
Dünyanın yerçekimi alanındaki çok küçük değişiklikleri ölçtüler. Pembe granitlerin kökeni hakkında net bir fikir edinmek için bilim insanları, Hudson Dağları üzerinde uçarak dünyanın yerçekimi alanındaki çok küçük değişiklikleri ölçtü. Yerçekimi alanı, yerkabuğunun altındaki farklı kütle dağılımına bağlı olarak değişir ve bu tür hassas ölçümler, yeraltındaki kayaların varlığını ve yerleşimini ortaya çıkarabiliyor. Dr. Jordan, “Yerçekimi, ayaklarımızın altındaki her şeye uygulanan çekim kuvvetidir. Kurşun gibi yoğun bir levha üzerinde durduğunuzda, tahta bir levha üzerinde durmaya kıyasla daha fazla çekim hissedersiniz. Uçaktaki sensörlerimiz bu minik değişiklikleri algılayabiliyor” açıklamasını yaptı.
Jeolojik Farklılıklar
Araştırmacılar, yapılan yerçekimi haritalaması sayesinde Pine Island Buzulu’nun altında alışılmadık ve yoğun bir granit kütlesi olduğunu doğruladı. Bu bulgu, buzulların geçmişte çok daha kalın olduğu dönemde kayaların buzullar tarafından taşındığını ve bölgedeki jeolojik yapıyı şekillendirdiğini ortaya koydu. Hudson Dağları’nda bulunan pembe granitler, bölgedeki siyah bazalt kayalardan yaklaşık 75 milyon yıl daha eski ve daha farklı bir jeolojik yapıya sahip. Bu da bölgedeki buzulların nasıl hareket ettiğini ve buz tabakasının altındaki kayaçlarla olan ilişkisini anlamada kritik bir ipucu sağlıyor.
İklim Değişikliği ve Gelecek Etkileri
Dr. Joanne Johnson, “Bu kayalar, gezegenimizin jeolojik ve iklimsel evrimine dair inanılmaz bir kayıt sunuyor. Buz tabakasının derinliklerinde neyin yattığını, ulaşamayacağımız kadar uzaklarda nelerin olduğunu anlamamızda anahtar rol oynuyor” dedi. Keşfin iklim değişikliği açısından önemi de büyük. Pine Island Buzulu, son 30 yılda Antarktika’da en hızlı buz erimelerinden birine sahne oldu. Bu dev granit kütlesinin yapısı ve konumu, buzun tabakalar üzerinde nasıl hareket ettiğini, eriyen suyun akışını ve buz tabakasının gelecekteki davranışlarını anlamada bilim insanlarına yeni modeller geliştirme imkânı sunacak.
Deniz Seviyesi Tehdidi
Deniz seviyelerindeki kritik artış. Bilim insanları, Antarktika’daki bu tür keşiflerin, deniz seviyelerinin gelecekte nasıl değişeceğine dair tahminleri önemli ölçüde iyileştireceğini belirtiyor. Uzmanlar, son buzul çağından beri buz tabakasının hareketlerini inceleyerek, iklim değişikliğinin kıtadaki buz erimesi üzerindeki etkilerini daha iyi öngörebiliyorlar. Almanya liderliğindeki uluslararası bir araştırma ekibi, 2015 Paris İklim Anlaşması hedeflerine ulaşılabilse bile, 2300 yılına kadar küresel deniz seviyelerinin 1,2 metre (4 fit) kadar yükselebileceği uyarısında bulundu. Raporda, uzun vadede Grönland’dan Antarktika’ya kadar olan buzulların erimesinin kıyı şeritlerini dramatik şekilde değiştireceği belirtiliyor.
Küresel Riskler
Dünya genelinde tüm kıyılar tehlikede. Deniz seviyesindeki bu artış, dünya genelinde metropollerden alçak bölgelerde yaşayan milyonlarca insanı tehdit ediyor. Şanghay, Londra, Florida, Bangladeş ve Maldivler gibi birçok kritik bölge, artan su seviyeleriyle ciddi risk altında bulunuyor. Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Matthias Mengel, “Deniz seviyesi yükselmesi genellikle yavaş bir süreç olarak görülür, ancak önümüzdeki 30 yıl bu konuda kritik önemde. Bu sürede atılacak adımlar, yüzyıllar boyunca etkisini gösterecek” dedi.
Emisyon Azaltımı Çağrısı
Emisyonların azaltılması hayati önem taşıyor. Araştırmada, 2015 Paris Anlaşması’nın hedeflerine uyan yaklaşık 200 ülkenin taahhütlerini tam olarak yerine getirmediği ve küresel emisyonların azaltılması için daha acil ve etkili önlemler alınması gerektiği vurgulandı. Bilim insanları, atmosfere salınan sera gazlarının zaten birikmiş olan ısıyı hapsederek buzların daha fazla erimesine neden olduğunu, bu sürecin geri döndürülemez etkiler yaratabileceğini söylüyor. Ayrıca, su sıcaklığının 4 santigrat derecenin üzerine çıkmasının suyun doğal genişlemesine yol açarak deniz seviyelerinin artışını hızlandıracağı ifade edildi. Her beş yıllık emisyon azaltım gecikmesinin, 2300 yılına kadar deniz seviyesinde yaklaşık 20 santimetrelik ek bir artışa sebep olacağına dikkat çekildi.
Keşfin Önemi
Pine Island Buzulu’nun altındaki dev granit kütlesinin keşfi, bilim insanlarının Antarktika’nın karmaşık buz dinamiklerini anlamasında yeni bir kapı araladı. Bu bulgu, deniz seviyesi artışlarının öngörülmesinde kullanılan bilgisayar modellerinin geliştirilmesi için hayati önem taşıyor.


