Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2023’te 173 bin 342 olan boşanan çift sayısı, 2024’te 187 bin 343’e çıktı. Aldatma, bu artışta önemli bir etken olarak göze çarpıyor. Hukukçular, evlilik kurumunun korunması adına aldatma durumlarında üçüncü şahıslara tazminat düzenlemesi getirilmesini savunuyor.
Zina Suçunun Geçmişi ve Güncel Durum
Hukukçu Emine Aslan, zina fiilinin 1999 yılına kadar Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak düzenlendiğini, bu tarihten sonra suç olmaktan çıkarıldığını belirtiyor. Medeni hukukta zinanın ağır kusur ve mutlak boşanma sebebi sayıldığını ifade eden Aslan, mahkemelerin ispat için otel kayıtları, fotoğraflar ve yazışmalar gibi güçlü deliller aradığını söylüyor.
Üçüncü Kişilere Karşı Sorumluluk Eksikliği
Aslan, üçüncü kişilere tazminat veya cezai sorumluluk öngörülmemesinin caydırıcılığı ortadan kaldırdığını vurguluyor. Toplumsal değerler ve evlilik kurumunun korunması için en azından manevi tazminat uygulanabileceğini belirtiyor. Son yıllarda bu konudaki taleplerde ciddi artış yaşandığını, özel hayatın gizliliği ile kişisel özgürlükler dengesi gözetilerek kapsamlı bir düzenleme hazırlanabileceğini ekliyor.
Yargıtay Kararları ve Sürekli Talepler
Aldatılan eşin üçüncü kişiden manevi tazminat talep edip edemeyeceği, yıllardır Yargıtay’ı meşgul eden bir konu. Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararı ile bu talebin reddedildiği kabul edilse de, boşanma avukatlarına en çok gelen istekler arasında yer alıyor. Hukukçular, bu soruna yönelik acil bir düzenleme şart olduğunu savunuyor.
Bu öneriler, aldatma mağdurlarının haklarını güçlendirerek yuva yıkımını caydırabilir. Toplumda artan boşanma oranları karşısında yasal adımlar, aile birliğinin korunmasında kritik rol oynayabilir.
