Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ), dünya bilim literatürüne önemli bir katkı sunacak, yerli ve milli kaynaklarla geliştirilmiş stratejik bir yazılımı kamuoyuna tanıttı. Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Kutoğlu liderliğindeki ekip tarafından geliştirilen yazılım, küresel ölçekteki yer hareketlerini izleyerek doğal afet risklerinin azaltılmasına yönelik çığır açıcı bir çözüm sunuyor.
Karmaşık Süreçleri Otomatize Eden İleri Teknoloji
Doğal afetlerin erken tespiti, günümüzün en ileri teknolojilerinden olan radar uyduları aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Ancak bu uydulardan elde edilen ham verilerin işlenmesi, çok sayıda farklı yazılımın kullanılmasını gerektiren, uzmanlık ve zaman isteyen zahmetli bir süreçtir.
BEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Kutoğlu, geliştirilen yeni yazılımın bu zorlukları ortadan kaldırdığını belirtti. Kutoğlu, “Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in vizyonu ve üniversitemizin bilimsel araştırma projeleri fonuyla hayata geçirdiğimiz bu proje, 16 ayrı yazılımın yaptığı işi tek bir çatı altında ve tam otomatik olarak gerçekleştiriyor. Bu sayede, son derece karmaşık olan veri işleme sürecini, alan uzmanı olmayan kişilerin dahi kolaylıkla yönetebileceği bir seviyeye indirdik,” ifadelerini kullandı.

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nde dünya bilimine büyük katkı sağlayacak yerli ve milli bir yazılım geliştirildi. Dünyadaki yer hareketlerinin kolayca takip edilebileceği yazılımla deprem ve heyelan riskleri öngörülebilecek, afet riskleri azaltılabilecek.
Küresel Verilere Kolay ve Hızlı Erişim
Yazılım, BEÜ sunucuları üzerinden web tabanlı bir arayüz ile hizmet vermektedir. Kullanıcılar, dünya üzerinde çalışmak istedikleri herhangi bir bölgeyi ve zaman aralığını seçerek analiz sürecini başlatabilmektedir. Sistem, Avrupa Uzay Ajansı gibi kaynaklardan 2014 yılından günümüze kadar olan milyarlarca gigabaytlık radar uydu görüntüsünü otomatik olarak indirip işleyerek, seçilen bölgedeki yer hareketlerinin zaman içindeki değişimini hassas bir şekilde raporlamaktadır. Bu özellik, yazılımı sadece Türkiye için değil, Amerika’dan Asya’ya kadar dünyanın tüm aktif jeolojik bölgeleri için kullanılabilir kılmaktadır.

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nde dünya bilimine büyük katkı sağlayacak yerli ve milli bir yazılım geliştirildi. Dünyadaki yer hareketlerinin kolayca takip edilebileceği yazılımla deprem ve heyelan riskleri öngörülebilecek, afet riskleri azaltılabilecek.
Afet Yönetimi ve Bilimsel Araştırmalara Stratejik Destek
Geliştirilen bu araç, yer bilimcilerin çalışmalarına büyük bir ivme kazandırma potansiyeline sahiptir. Yazılım sayesinde aktif fay hatlarının tespiti, bu fayların üretebileceği deprem büyüklüklerinin modellenmesi ve heyelan riski taşıyan alanların önceden belirlenmesi gibi kritik analizler daha hızlı ve etkin bir şekilde yapılabilecektir.
Prof. Dr. Kutoğlu, projenin amacının sadece akademik bir başarı olmadığını vurgulayarak, “Bu yazılımı ülkemizdeki tüm yer bilimcilerin kullanımına açıyoruz. Buradan elde edilecek verilerle binlerce bilimsel yayın üretilebilir ve afetlere karşı daha dirençli bir toplum oluşturma yolunda önemli adımlar atılabilir,” dedi.

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nde dünya bilimine büyük katkı sağlayacak yerli ve milli bir yazılım geliştirildi. Dünyadaki yer hareketlerinin kolayca takip edilebileceği yazılımla deprem ve heyelan riskleri öngörülebilecek, afet riskleri azaltılabilecek.
“Türkiye’nin Öncü Üniversitelerinden Biri Olduk”
BEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, projenin üniversitenin bilime ve topluma hizmet vizyonunun bir yansıması olduğunu belirtti. Rektör Özölçer, “Hakan Kutoğlu hocamız ve ekibinin bu değerli çalışmasıyla, yer hareketlerinin izlenmesi konusunda Türkiye’nin en yetkin kurumlarından biri haline geldik. Üniversitemizin desteğiyle geliştirilen bu programın, afet risklerinin azaltılması çalışmalarına sağlayacağı katkılarla ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum,” şeklinde konuştu.
Proje, deprem ve heyelan gibi doğal tehditlerin yanı sıra, kaçak yapılaşma gibi insan kaynaklı yer yüzeyi değişimlerinin tespit edilmesine de imkân tanıyarak, Türkiye’nin afet yönetimi kapasitesini güçlendirmeyi hedefliyor.