Gelişen teknoloji dünyası, kuantum bilgisayarlarının yükselişiyle yeni bir devrimin eşiğinde duruyor. Sağlık, finans ve iletişim gibi kritik sektörleri kökten değiştirme potansiyeline sahip olan bu ileri teknoloji, aynı zamanda mevcut siber güvenlik paradigmaları için de önemli bir meydan okuma anlamına geliyor.
Kuantum Üstünlüğü: Fırsatlar ve Tehditler
Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Katırcı, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, kuantum bilgisayarlarının olağanüstü hesaplama gücüne dikkat çekti. Prof. Dr. Katırcı, “Günümüzde bir yanda daha güçlü şifreler üretme, diğer yanda ise bu şifreleri kırma yarışı var. Kuantum bilgisayarları, sahip oldukları işlem kapasitesi sayesinde, bugün kullandığımız en karmaşık şifreleme algoritmalarını dahi kısa sürede çözebilme potansiyeline sahiptir. Bu durum, banka şifrelerimizden devlet sırlarına kadar tüm verilerin güvenliğini yeniden düşünmemizi gerektiriyor,” dedi.
Stratejik Bir Teknoloji Olarak Kuantum Bilgisayarları
Prof. Dr. Katırcı, kuantum bilgisayarlarının her soruna çözüm üreten sihirli bir formül olmadığını, daha çok klasik bilgisayarlar için birer “hızlandırıcı” görevi göreceğini belirtti. “Kuantum bilgisayarlarını, her zaman ihtiyaç duyacağımız klasik sistemleri destekleyen ve onların kapasitesini aşan özel görevleri yerine getiren QPU (Kuantum İşlem Birimi) hızlandırıcıları gibi düşünmeliyiz,” ifadelerini kullanan Katırcı, bu teknolojinin stratejik önemi nedeniyle yakın gelecekte son kullanıcıya yönelik kişisel bir cihaza dönüşmesinin beklenmediğini de sözlerine ekledi. Teknolojinin yüksek maliyeti ve stratejik niteliği, kontrolünün devletler ve büyük teknoloji kuruluşları düzeyinde kalacağını gösteriyor.

Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Ramazan Katırcı, kuantum bilgisayarlarının klasik bilgisayar şifrelerini kırabilecek güçte olduğunu söyleyerek, bu bilgisayarların hayatımızda büyük bir yer alacağını ifade etti.
Güvenlik Alanında Çift Yönlü Yarış
Kuantum tehdidine karşı iki temel alanda yoğun çalışmalar yürütülüyor. Bunlardan ilki, teorik olarak kırılamaz kabul edilen “kuantum şifreleme” yöntemleridir. Bu yöntemde, bir şifreyi dışarıdan bir gücün gözlemleme veya kopyalama girişimi, kuantum durumunu bozduğu için anında fark edilir ve iletişimin güvenliği sağlanır.
Diğer yandan ise “kuantuma dirençli klasik algoritmalar” geliştirilmektedir. Bu yaklaşım, mevcut klasik bilgisayar altyapısını kullanarak, kuantum bilgisayarlarının işlem gücüne karşı dayanıklı yeni nesil şifreleme standartları oluşturmayı amaçlamaktadır. Prof. Dr. Katırcı, “Bir taraf kendi verilerini korumak için savunma mekanizmaları geliştirirken, diğer taraf rakip sistemlerin şifrelerini çözmek için saldırı yeteneklerini artırıyor. Bu iki alanda da dünya çapında büyük bir rekabet söz konusu,” diyerek durumun ciddiyetini vurguladı.
Türkiye’nin Kuantum Teknolojilerindeki Atılımı
Türkiye, bu stratejik alanda son yıllarda önemli adımlar atmaktadır. Ülkemizin ilk kuantum bilgisayarının bir ekonomi ve teknoloji üniversitesinde geliştirilmesi ve bu projede savunma sanayiinin öncü kuruluşlarının da yer alması, ulusal yetkinliklerin artırılmasına yönelik kararlılığı göstermektedir.
Savunma Sanayii Başkanlığı bünyesinde “Türkiye Kuantum Teknolojileri Geliştirme Merkezi” kurulması kararı ve sivil-askeri tüm paydaşları bir araya getiren “Kuantum Odak Teknoloji Ağı (OTAĞ)” gibi girişimler, Türkiye’nin kuantum hesaplama, haberleşme ve algılama alanlarında ulusal bir yol haritası oluşturma hedefini ortaya koymaktadır.