Türkiye’de üretim ve tasarım paradigmalarını kökten değiştiren üç boyutlu (3D) yazıcı teknolojileri, son yıllarda kullanım alanını hızla genişleterek stratejik bir öneme kavuşuyor. Sağlık, otomotiv, inşaat ve eğitim gibi kilit sektörlerde kendine yer bulan bu yenilikçi teknoloji, üretim süreçlerinde sağladığı maliyet ve zaman verimliliği ile dikkat çekiyor.
Teknolojik Bağımsızlık ve Yerli Üretimin Gücü
Sektörde 2017’den bu yana faaliyet gösteren öncü bir teknoloji firmasının kurucusu Enes Tahiroğlu, konuya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Tahiroğlu, AR-GE merkezleri ve eğitim kurumlarının bu teknolojiye gösterdiği yoğun ilginin, sektörün geleceği adına umut verici olduğunu belirtti. “Dünya standartlarında yerli olarak geliştirdiğimiz filamentler (3D yazıcı hammaddesi) ile hem iç pazarın ihtiyaçlarını karşılıyor hem de Türkiye’nin ihracat potansiyelini artırıyoruz,” diyen Tahiroğlu, bu alanın teknolojik bağımsızlık için taşıdığı stratejik role vurgu yaptı. Yerli üretim yeteneklerinin gelişmesi, Türkiye’nin bu alandaki dışa bağımlılığını azaltan en önemli faktör olarak öne çıkıyor.
Eğitimde Yeni Bir Dönem: Teoriden Somut Ürüne
3D yazıcı teknolojileri, sadece endüstriyel üretim süreçlerini değil, aynı zamanda eğitim metodolojilerini de dönüştürüyor. Üniversiteler ve meslek liselerinde kurulan 3D yazıcı laboratuvarları sayesinde öğrenciler, teorik bilgilerini ve hayal güçlerini somut ürünlere dönüştürme fırsatı buluyor. Bir teknoloji şirketi kurucusu olan Tahiroğlu, bu durumun öğrencilerin üretkenlik ve problem çözme gibi temel becerilerini geliştirdiğinin altını çizdi. Bu pratik uygulama imkanı, yeni nesillerin inovasyon kapasitesini artırmada kilit bir rol oynuyor.
Tahiroğlu, teknolojinin yaygınlaşmasının Türkiye’nin genel üretim kapasitesini artıracağını ve yerli üreticilerin uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü pekiştireceğini ifade ederek, “Firma olarak, bu dönüşüm sürecine liderlik eden aktörler arasında yer almaya devam edeceğiz,” sözleriyle gelecek vizyonunu ortaya koydu.